|
'Muhtıra Partisi' üye formu yine boş kalmadı
Emekli amirallerin gece yarısı yayınladığı Montrö bildirisini tartışacağız, siyasi sonuçlarını da göreceğiz. Zira her darbenin, girişimin, muhtıranın siyasi ve sosyolojik sonuçları olmuştur.
Örneğin 27 Nisan e-muhtırası...
AK Parti, 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçemesin diye dönemin TSK’sı tarafından verilmişti bu muhtıra.
Yine gece yarısı. Yine yazılı. Yine siyasete, seçilmiş hükümete parmak sallayan, yine laiklik hassasiyetli, anayasayı koruma kılıflı ve “aksi takdirde” tehditleri barındırıyordu.
AK Parti hükümeti, bu bildiriyi buruşturup çöpe yollarken ‘iktidar’ olmanın en güçlü adımını da atmıştı. Hatırlar mısınız, CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Öymen “Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız” ifadelerini kullanmıştı.
Ne kadar tanıdık değil mi? Meral Akşener her ne kadar "bildiri zevzeklik" dese de Başdanışmanı Aytun Çıray daha ilk anda "amirallerin bildirisine imzamı atıyorum" dedi.
Bu ülkede muhtıralardan, darbelerden nemalanmak gibi siyasi bir gelenek var.
Muvazzaf da olsa emekli de olsa askere karşı konulmaz, önünde durulmaz inancını koruyorlar hâlâ.
Oysa askerin siyasete parmak sallamasına
“Bir dakika sizin ne haddinize? Siyaset bizim işimiz. Ne iktidara parmak sallayabilirsiniz ne de muhalefet partilerini yok sayabilirsiniz”
diyeceklerine
'Muhtıra Partisi’
ne üye formu dolduruyorlar. 27 Nisan’da bu tavrı ortaya koyamadıkları için sonrasında her sandıkta hüsrana uğradılar. Bugün gösterilen benzer tavrın sonuçlarını da hep birlikte göreceğiz.
  • AK Parti üyelerinin mallarına da çökmek istiyor musunuz?
  • CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, 104 generalin

    bildiri yayınladığı gün katıldığı bir yayında iktidar partisini hedef alarak, “Ben o mahkemede bunların yargılandığını göreceğim. Bütün bu yargılamaları da TRT ekranlarından canlı yayında vereceğiz" dedi.

    Erdoğdu, bildiri için de “Askerlere şunu söylüyorum; Allah sizden razı olsun! Bir ömür verdiniz bizim güvenliğimiz için” ifadelerini kullandı.
    27 Mayıs’ı yapan ve Başbakan asan aklın eylemleriydi bunlar.
    Fakat FETÖ’cü Osman Özsoy’un
    15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce sarf ettiği tehditleri de hatırlattı.
    Kanada’ya firar eden Özsoy, iktidarın yakın zamanda gideceğini ifade edip “AKP'nin tüm üyelerinin mal varlığına iki gün sonra çökebilirsiniz” demişti.
    Aykut Erdoğdu’nun sözleri de seçimle yapılacak iktidar değişikliğinden çok uzakta.
    Geçtiğimiz aralık ayında 2021 yılı bütçesi görüşülürken CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "Bir sonraki bütçe halkın bütçesi olacak" paylaşımı yapmıştı. Yine aynı günlerde İYİ Parti Milletvekili Ahmet Erozan da "Bütçeyi iktisatlı kullanın. Yılın ikinci yarısı alacağız" demişti.
    Bütün bunlar sun’î tartışmalar gibi görünse de üst üste koyunca emekli generallerin darbe imalı bildirisi ile bütünleşiyor.
    Yılın ilk çeyreğini atlattık. Bakalım geri kalan dokuz ayda daha neler göreceğiz?

Berna Laçin’in basın kartı ve iltimas zinciri

Dizi ve reklam oyuncusu Berna Laçin,
"aşı oldum"
paylaşımı yapınca, kamuoyu önceliğin sebebini merak etti.
‘Ünlü oyuncu’ da basın kartı olduğunu açıklamak durumunda kaldı. Ne alaka?
Gazetelerde, televizyonlarda ve internet medyasında çalışan yüzlerce kişi basın kartı sahibi olamazken
Berna Laçin’e bu iltimas nereden?
Ortada bir haksızlık, kayırmacılık var. Berna Laçin her ne kadar "ben gazeteciyim" diyerek eski yazılarının linkini paylaşsa da bunlar onun gazeteci olduğunu göstermez. 2020’nin başına kadar hobi olarak Vatan ve Milliyet’te yazılar yazmış.
Belli ki bir medya kurumu Laçin’i 212 sayılı ‘basın iş yasası’ kapsamında basın sigortalı göstermiş.
Belki de bunu Berna Laçin talep etti. Gazeteler de sahada çalışan muhabirlere ayrılan kontenjanı kendisine tahsis etti. Sonra… Yılın belli zamanlarında toplanan ve haberden habere koşan gazetecilerin mesleğe dair her şeyini didik didik eden Basın Kartı Komisyonu, Berna Laçin’in mesleğinin gazetecilik olduğuna karar verdi. Anlayacağınız
bu basın kartı gökten düşmüyor ve her talep edene ve ‘ben gazeteciyim’ diyene verilmiyor.
On beş yıldır gazeteciyim, 2014’te başvurdum. Gerekli şartları yerine getirdim. Yaptığım haber ve röportajları komisyona sundum. Süreç yıllar sürdü, ben kartımı almaya hak kazandım. Lakin mesai arkadaşlarımın böyle bir hakkı olamadı.
Yenisafak.com’un haber merkezinde, gündemin tam ortasında haber editörlüğü yapan, milyonlarca izlenen videoları çekip kurgulayan, gerektiğinde afet bölgelerine, çatışma noktalarına giden arkadaşlarım ‘gazeteci’ sayılmıyorlar.
Çünkü 212 sayılı ‘basın iş yasası’ internet medyasını kapsamıyor. Bir türlü çözüme kavuşturulmayan, nedense hep es geçilen bir sorun bu. Berna Laçin’in basın kartı ortaya çıkınca dile getirmek istedim. Belki bu sebeple gündeme gelmişken çözüm için de bir adım atılır.
  • Öndeki araca vurdun diye bu kadar numara çekilmez!
  • Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, geçtiğimiz yıl bir trafik kazasına karışmış. Olabilir. İstanbul trafiğinde kaza yapmayan şoför mü kaldı? Fakat çarptığı
    araçtakiler Ali Kılıç’ın kazadan sonra ortadan kaybolduğunu, şoför koltuğuna başkasının geçtiğini ve ekibinin kendilerine rüşvet teklif ettiğini iddia ediyor.
    Kazadan hemen sonra video çekmişler. Sosyal medyaya düştü. Maltepe Belediyesi de 2 Nisan günü iddiaları yalanladı.
    "Aracı süren bir personelimizdi"
    denildi. Karşı taraf ısrar edince Belediye Başkanı
    Ali Kılıç kazayı kendisinin yaptığını itiraf etti.
    Özetle “O gün göz operasyonu geçirmiştim. İlaç aldım. Yorgundum. Giderken de önümde aniden duran araca vurmuş bulundum” dedi. Basit, maddi hasarlı bir trafik kazası sonrası bu kadar iddia ve resmi açıklamalar, atraksiyonlar ve sonunda gelen itiraf hiç normal değil.
    Bir insan belediye başkanı da olsa bir arkadan vurmayı neden inkâr etsin, koskoca belediye resmi açıklama yapsın ki?
    Şükür ne ölüm var ne de yaralanma. Maltepe Belediyesi ve Ali Kılıç hem bir iletişim faciasına imza attı hem de kaza akşamı
    kamuoyunun bilmemesi gereken meseleler yaşandığına dair şüpheleri artırdı.
    Bir kaynağım "yeni itiraflar da gelecek" dedi. Sordum soruşturdum ‘başkan alkollüydü’ iddialarının ötesine geçemedim. Bekleyip görelim.
#AK Parti
#E-muhtıra
#TSK
#CHP
#Meral Akşener
#Aytun Çıray
#FETÖ
#Osman Özsoy
#Canan Kaftancıoğlu
#Berna Laçin
#Ali Kılıç
3 yıl önce
'Muhtıra Partisi' üye formu yine boş kalmadı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset