Bugünlerde kendi gündemiyle çok meşgul CHP…
Mevzuyu biliyorsunuz… Bir CHP'li vekil odasındaki Atatürk resmini indirmiş… Bir rivayete göre resmi çöp kutusunun yanına koymuş… Vay efendim nasıl oluyor da oluyormuş…
Ha, çok mu önemli, memleket meselesi mi?!... Bence hiç değil… Bir vekil odasındaki duvara ne asmış, neyi indirmiş, neyi kaldırmış kime ne?!... Ben duvara değil, icraata bakarım arkadaş!...
Ama onlar için hayat memat meselesi… Günlerdir içerideki haini bulmaya çalışıyor CHP…
Bir televizyon kanalında Kılıçdaroğlu'na soruyorlar; “Böyle bir vekil varsa (odasındaki Atatürk resmini indiren), siz o vekille çalışır mısınız?...
“Efendim çalışılır mı?.. Asla!... 'Bu kapıdan' içeri giremez…” diyor Kılıçdaroğlu… (Gösterdiği kapı, stüdyo kapısı.., yanlış anlaşılmasın!...)
Bir daha soruyorlar: “Peki böyle bir vekilin var olduğuna inanıyor musunuz?...”
Kılıçdardoğlu “Hayır inanmıyorum…” diyor ve ekliyor; “Aslında incir çekirdeğini doldurmayan bir olay ama işte, dedikodu vs,…”
Ee?..
CHP'de öyle bir vekilin var olduğuna inanmıyorsun, mevzu incir çekirdeğini doldurmaz diyorsun…
Peki bu yaptığın ne müdür?!...
Atatürk posterini indireni bulamadınız tamam da, iddiayı ortaya koyan Aylin Nazlıaka neden cezalandırılıyor?...
O vekilin kim olduğunu söylemediği için Aylin'i MYK'da alınan kararla kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk etmek ne demek yahu?!...
Hani incir çekirdeğiydi, n'oldu?!...
Şafak Pavey'in Demirtaş'ı tebrik ederek; “Beraber iyi salladık ama…” demesi gayet normal,
“Atatürk, Dersim Katliamı'ndan haberdardı…” diyen Hüseyin Aygün gayet masum,
Aylin ise kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na…
Aylin'in suçu ne?!...
Atatürk'ün posterini indiren vekilin ismini vermemiş!...
Yahu arkadaş, göz göre göre Aylin'i yakmayın…
Kimse o vekil çıksın, 'Evet, ben indirdim…' desin…
O vekilin maçası yemiyorsa, o zaman grup toplantısında CHP'li vekiller teker teker ayağa kalkıp;
“Ben indirdim.., hayır ben indirdim..., hayır ben indirdim…” desinler!…
Sonunda Kılıçdaroğlu dayanamaz; “Benim adım Kemal, ben indiririm!...” der ve sorun çözülür…
Böylece Aylin abla kurtulur…
İncir kabuğu da dolmuş olur…
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…
Mutlu son!...
(Not: Bundan sonra odadaki posterlerle oynamayın!...)
...
