|
Leş kargaları gibi beklediler!...

Çok hevesliydiler...



Ellerini ovuşturup duruyorlardı...



Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa kitapçığını Ecevit'in önüne fırlattığı günlerin geride kaldığını unuttular...



“Devletin zirvesinde kriz var” diyerek “cumhurbaşkanından şikâyetçi başbakan” manzarasını hayal ettiler…



Lakin Erdoğan'ın bu millet için ne ifade ettiğini hala idrak edemeyen kifayetsiz muhterisler büyük bir hayal kırıklığı yaşadı… AK Parti'nin çelikleşmiş iradesi ve geleneğini görmezden gelen zavallılar…



Çok beklediler… Ciddi bir krizi yaşanırsa, bunu nasıl siyasi ranta çeviririz hesabı yaptılar…



Ama olmadı…



Erdoğan; “

…” dedi…



... Helal olsun...



“MKYK ve diğer kurulların değişmesi parti içinde değişik yorumlara neden olacaktı. O yüzden kongrede aday olmayacağım…



2014 tarihinde partimizin kongresinde liderimiz Erdoğan'ın elinden emaneti devraldım. Orada yaptığım konuşmada vurguladığım temel hususları kendime şiar edindim…



Ülkemin onurunu korumaya çalıştım. Haklarınızı helal ediniz. Benden yana herkese hakkım helaldir…



Er'refîk Kable't Tarik… Yoldan önce arkadaş (yol arkadaşı)…



Refik (yol arkadaşı, dost) değişmektense, genel başkan değişikliğindeki doğruluk bende hasıl oldu…



Cumhurbaşkanı'yla son nefesime kadar vefa ilişkimi sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan Cumhurbaşkanı adına hiçbir şekilde kötü bir söz duyamayacak. Onun onuru benim onurumdur. Onun ailesi benim ailemdir. Hiç kimse yeni bir fitne kapısı aralamaya çalışmasın…”



***


Evet, siyaset tarihimizde bir ilk yaşandı… İktidardaki parti bu şekilde olağanüstü kongreye gidiyor…



Hiçbir çatlak ses yok…



Liyakat, sadakat ve vefa var…



“Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı terk ederim ama bu AK kadroların üzülmesine izin vermem” diyen bir Başbakan var…



Ve en önemlisi de Erdoğan gibi bu milletin kendisinden asla vazgeçemediği bir lideri var…



Diğer taraftan günlerdir ellerini ovuşturarak kriz bekleyen ahmaklar…



***


Bu arada Kılıçdaroğlu Davutoğlu'nun vedasını yorumlamış… Çok üzülmüş!...



“Davutoğlu'nun direnmesi gerekirdi. Kadere bakın ki demokrasi adına Sayın Davutoğlu'nu savunmak bize düştü…” diyor…



Girdiği tüm seçimleri kazanan, ve yüzde 52 ile halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ı eleştiriyor…



Kim eleştiriyor?...



Kaset komplosuyla koltuğa oturduktan sonra girdiği tüm seçimleri ve referandumları kaybetmesine karşın koltuğa yapışıp kalan Kılıçdaroğlu!...



Demokrasi adına Davutoğlu'nu savunuyormuş...



CHP'yi kurtardı ya.., sıra AK Parti'ye geldi!...



Sen de CHP'yi “olağan” olağanüstü kurultaya götür bakalım…



Biz de demokrasi adına Muharrem'i savunalım!...


#Ahmet Necdet Sezer
#Anayasa kitapçığı
#Ahmet davutoğlu
#Kaset komplosu
8 yıl önce
Leş kargaları gibi beklediler!...
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’