Yarın Trakya’yı istediklerinde bölgenin nüfusunu mu boşaltalım? PKK üzerinden Türkiye’nin bir bölümünü koparmak istediklerinde, bu “servisçi”lere göre biz çoktan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu terk etmeliydik.
Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde bu ihanetleri çok yaşadık. 20. yüzyıl sömürge kafalıların yönetiminde bu ihanetleri çok yaşadık.
Bırakın Gazze’nin sadece vatan olmasının ötesinde taşıdığı anlamı, mesele sadece vatan olsa bile bize vatana ihaneti öneriyorlar. Sömürgeciliğin zehirlediği bu zihinler aslında mandacıdır. Ya ABD’nin ya da İngiltere’nin tezlerine göre bizi formatlamaya çalışmaktadırlar.
Nedense bu tezler hep İslâmî kavramlarla pazarlanır. İsrail, ABD ve İngiliz tezleri muhafazakâr, İslâmî çevreler üzerinden servis edilir.
Türkiye’de yakalanan Mossad üyelerinin bile ‘İslâmî’ kimlikli çıkması bu yüzdendir. İngiliz himayesi isteyenlerin Osmanlı’dan bu yana muhafazakâr çevreler olması ibretliktir.
Son otuz yıldır Müslüman topraklarda kurulan terör örgütlerinin (bir ya da ikisi hariç) İslâmî kimlikli olması ibretliktir. DAEŞ, eş-Şebab vs, hepsi ABD, İngiltere, İsrail için savaşmış, Müslüman toprakları ve toplumları mahvetmiş, Batılılar için işgale hazır hale getirmiştir.
Bu topraklarda ABD için “cihad” yapıldı”, yüz yıldır İngiltere için “cihad” yapanları çok gördük. Gizli gizli İsrail için “cihad” yapıldı! Müslümanlar örgütlendi, bu ülkeler için kurşun sıktılar, öldüler.
Bitmediler. Şimdi de Gazze halkının kaderini belirliyor, tam da İsrail’in istediği gibi onları sürgüne gönderiyor, bunu bir çözüm olarak sunuyor daha da vahimi bu planı “Hicret” diye İslâmî bir kavram üzerinden pazarlıyorlar.
Kendi ülkelerini, topraklarını, varlıklarını düşmanlarına terk edip gitmek hicret değildir. Bunu diyenler Hicret’i çok kötü niyetler için kullanmaktadır. Bu zihinlerin Müslümanlığı sorunludur.
Bu zihinlerin yerliliği sorunludur. Bu zihinler 20. yüzyılda ABD-İngiltere ekseni için coğrafyamızı formatlayan genetiğin, içerideki pazarlamacıların bugünkü uzantılarıdır.
Bu zihinler Kudüs’ü işgal eden İngiltere’dir. Asla bir Selahaddin olamayacaktır. Asla bir Fatih ya da Yavuz olamayacaktır. O neslin taşıyıcısı olamayacaklardır.
Bu zihinler, sıkıştıkları zaman Anadolu’yu bile satabilecek, “Verelim gitsin. Biz de Orta Asya’ya taşınalım. Zaten buraya sonradan geldik” diyeceklerdir. Bu zihinler Müslüman olsa da bu toprakların yabancısıdır!
İsrail’in gerilemesi, çöküşü başladı. İsrail’in arkasındaki küresel güç alanı parçalandı. 1948’den bu yana devam eden dokunulmazlık bitti. O güç alanı daha da parçalanacak, İsrail için bütün koruyucu kalkanlar yıkılacaktır. İşte tam bu dönemde, İsrail’e karşı güç kullanma mevsimi açılmıştır.
Artık küresel güç matematiği değişti. Moral atmosferi değişti. Türkiye gibi, bin yıllık coğrafya siyasi genetiği harekete geçti. Türkiye’nin durduğu yer, taşıdığı idrak hızla bölgeselleşiyor.
Böyle bir dönemde, Gazze’yi boşaltma gibi, 20. yüzyıl kaçış planlarına, ezikliğine sığınarak bir 20. yüzyıl daha yaşamayacağız.
Asimetrik savaşın bütün unsurları İsrail’e karşı devreye alınmalı. Örtülü müdahalelerin bütün seçenekleri sahaya sürülmeli. İsrail, sınırlarına hapsedilmeli, evinde boğulmalı. Coğrafya bir silahtır ve bu silah tereddütsüz bir şekilde İsrail’e doğrultulmalı. Kara, hava, deniz alanlarından tecrit edilmeli.
Suriye’ye, Sina’ya, Lübnan’a, Gazze’ye her saldırısı anında karşılık bulmalı. İsrail zayıf bir devlettir. Korkak bir devlettir. Daha bir avuç Gazze halkını soykırıma rağmen dize getiremeyen bir ülkenin bölge ülkelerine kafa tutması sadece şovdur.
Onun gücü zihinlerdedir. O da bunu kullanmaktadır. Bu zihinler de şimdi bize “Hicret” adı altında sürgün öneriyorsa, önce bu zihinlerden kurtulunmalı.
Coğrafyayı yeniden ipotek altına almalarına asla izin verilmemeli. İngiliz, ABD, İsrail aklının Türkiye üzerinde oyun kurmasına ebediyen son verilmeli.
İsrail’e karşı güç kullanma, askeri seçenek akıllı bir şekilde, bütün yol ve yöntemleri ile sahaya sürülmeli. Bunun zamanı geldi. Hal böyle iken, bize hâlâ “geri çekilme”yi önerenlerin bu topraklara söyleyeceği hiçbir sözün gücü ve etkisi olmayacaktır.
Soykırıma karşı koymayı göze alamayıp yenilgiyi önerenlerin artık bir saygınlığı yoktur. Osmanlı yenilgisi parantezi kapatıldı. Onlar hâlâ o yenilgiyi devam ettiriyorlarsa burada Türkiye yoktur. Gazze yoktur. İslâm dünyası yoktur. Orada ABD vardır, İngiltere ve İsrail vardır. Herkes durduğu yeri yeniden gözden geçirmelidir.
Kimse bizi İslâm’la vurmasın. İslâmî kavramlarla vurmasın. Kimse bize ihaneti bu yöntemlerle pazarlamasın. Biz bu topraklarda şeyhliğe kadar yükselen nice İngiliz istihbaratçıları gördük. Yenilerini görmek istemiyoruz!
Farkında değilsiniz belki; Gazze’deki direniş İsrail’in çöküşünü başlattı. İsrail’e karşı güç kullanmanın bütün kapılarını açtı. Artık tarih böyle akacak. Siz isteseniz de istemeseniz de.
Ama, “Hicret” önerenler için de bu coğrafyada tarihin sonu geldi. Onlar bu yeni dünyayı hiç bilmiyorlar. Gazze kazandı da asıl siz kaybettiniz! Bundan sonraki tarihe bakalım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.