|
ABD’nin hukuksuz işleri ve Beyrut Limanı patlaması

Covid19 pandemisi tüm dünya gündemini işgal etmeye devam ederken Ortadoğu’da sahada işler giderek karmaşık hale geliyor. Hatta ABD seçimleri yaklaştıkça yeni bir sıcak çatışma riskini de gözardı etmemek gerekiyor.

ABD’NİN TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE İŞ BİRLİĞİNE YENİ BİR ÖRNEK

Hafta başında Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı bir açıklama ile bölgemizde hukuksuz petrol ticareti yapan ülkelere Fransa’dan sonra bir yenisinin daha eklendiğini gördük. Dışişleri’nden yapılan açıklama şöyle: “PKK/YPG terör örgütü güdümündeki ‘Suriye Demokratik Güçleri’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki topraklarda petrol çıkarma, işleme ve ticaretini yapmak üzere ABD’de yerleşik ‘Delta Crescent Energy LLC’ adlı şirketle bir sözleşme imzaladığı basında bildirilmiştir.”

Bu şu demek, bir terör örgütü ile ABD kanunlarına tabi olan ve uluslararası operasyonlarını ilgili ABD makamlarına bildirmekle yükümlü bir ABD’li şirket, bölgenin 40 yıldır terörize olmasının sahadaki uzantısı olan PKK/YPG/SDG ile petrol çıkarma, işleme ve ticareti anlaşması yapıyor. Lafı çok uzatmadan söyleyelim. Bu doğrudan terörizmin finansmanıdır. Böylesi bir anlaşmaya ABD’nin zemin hazırlaması Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne ve NATO Antlaşması’na aykırıdır. Uluslararası hukuka göre suçtur. Bunu usulen özel bir şirket üzerinden yapmak işin esasını gizlemeye çalışmak olsa da söz konusu petrol bir milletin yer altı zenginliğidir. Hukuksuz bir şekilde çıkarılıp satılacak olan bu petrol “çalıntı mal” hükmündedir ve sadece çıkarıp satan değil aynı zamanda bunu satın alan şirketler ve ülkeler de bu suça ortak olmuş olacaktır.

BEYRUT LİMANI PATLAMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Beyrut Limanı’nda yaşanan patlama ile beraber akıllara pek çok soru ve komplo teorisi gelmeye başladı. Bu patlamanın ihmalkarlık mı yoksa bir saldırı mı olduğu konusundan bağımsız olarak belirtmemiz ve dikkat etmemiz gereken çok önemli konular var.

Beyrut Limanı’nın tarihçesi milattan önce 15. Yüzyıl’a kadar dayanıyor. Beyrut o tarihlerden bu yana bölgenin en önemli ticari ve ekonomik merkezlerinden bir tanesi. Beyrut Limanı ve liman üzerinden Beyrut şehri, Basra Körfezi’ne, Irak’a, Ürdün’e ve Suriye’ye açılan çok önemli bir kapı. Coğrafi keşiflerden bu yana da tarihi İpekyolu’nun en önemli noktalarından bir tanesi. Hatta Çin’in yeni projesi olan “Kuşak ve Yol” için de kritik öneme sahip. 1990’daki iç savaştan sonra modernize edilen liman ve genişletilen liman son dönemdeki tüm karışıklığa ve çatışmaya rağmen ticari ve ekonomik olarak önemini koruyordu. Ancak şu an kullanılamaz halde ve uzunca bir süre de onarılması hem teknik olarak hem de Lübnan’ın yaşadığı ekonomik sıkıntılara bakarsak ekonomik olarak mümkün görünmüyor.

Bölgedeki diğer önemli ve büyük limanlar ise; Hayfa, Lazkiye ve Mersin. Suriye iç savaşı başladığından bu yana Lazkiye’deki durumun da pek iç açıcı olmadığı malum. Öte yandan İsrail hükümetinin kontrolündeki Hayfa Limanı’ndan yılda 29,5 milyon ton kargo geçiyor. Beyrut Limanı’nın kullanılamaz hale gelmesi ile beraber bu rakamın artacağı aşikar. Bölgedeki bir diğer kritik nokta ise Mersin Limanı. Son gelişmeler gösteriyor ki Türkiye’nin Mersin ve İskenderun limanlarının güvenliğine çok dikkat etmesi gerekiyor.

#ABD
#Beyrut
#Patlama
4 yıl önce
ABD’nin hukuksuz işleri ve Beyrut Limanı patlaması
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi