Genel bir ifade ile, siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın veya halkın düzenli aralıklarla seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu ve ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşların eşit sayıldığı yönetim biçimine demokrasi diyoruz. Bu temsilde siyasi partilere büyük görevler düşüyor. Zira demokrasi, siyasi partilerden seçilen milletvekilleri ile belediye başkanlarına bir sonraki seçime kadar kapsamlı bir temsil yetkisi sağlıyor. Öte yandan bu demokratik hakların istismarı da söz konusu olabiliyor. Örneğin terör örgütü PKK/YPG/SDG ile ortak hareket eden HDP’nin eylemleri ve söylemleri doğrudan PKK’nın siyasi ayağı oldukları yönünde bir algı oluşmasını sağlıyor. Dahası HDP yöneticileri ve milletvekilleri bu algıyı reddetmiyor bilakis destekliyor.
Böyle bir ortamda Türkiye’de yaşayan Kürtlerin görüşlerini PKK ve HDP’nin değil aksine HDP’nin önünde evlatları için nöbet tutan Diyarbakır Annelerinin ifade ettiğini görmekteyiz.
Terörle mücadelede saha başarılarının katkısı yadsınamaz. Ancak tek başına yeterli değildir. Bu mücadelede terör örgütünün insan kaynağının kurutulması ve finans kaynaklarının kesilmesi konusu stratejik öneme sahiptir. Sayın Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde bu iki alanda da atılan adımlara baktığımızda PKK’nın neden bitme noktasına geldiğini daha iyi anlarız. Son dönemde terör örgütünün finans kaynaklarına yönelik yapılan operasyonlar, kaçakçılığın ve uyuşturucu ticaretinin önüne geçilmesi stratejisi ve PKK’ya kaynak aktaran belediyelere kayyım atanması gibi adımların PKK üzerinde yarattığı baskının örgütte bir panik havası oluşturduğu biliniyor.
Dahası örgütün finans kaynaklarına vurulan darbe örgütü zayıflattığı için Türkiye’nin de terörle mücadeledeki maliyetini azaltıyor.
Türkiye askeri, polisi ve jandarması ile terörle mücadelede çok önemli başarılara imza atıyor. Yerli SİHA ve İHA’ların katkısı, yerli savunma sanayi ürünlerinin etkisi önemli bir yer tutuyor. Tüm bunlara ilave olarak terörün finansmanına yönelik gösterilen mücadele örgütü gün gün bitiriyor. Halkın desteği ile sivil siyasetin gücü, teknik güç ve saha gücü birleşerek bütünleşik bir güç oluşturuyor ve Türkiye’yi terörle mücadelede sonuca götürüyor. İşte bu yüzden Süleyman Soylu’nun meclis kürsüsünden çektiği “derin bir ohhh” Türkiye’nin içini ferahlatırken terör destekçilerinin tepkisine neden oluyor.