|
Küresel emtia fiyatlarında beklentiler

Önce pandemi dönemi ardından da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisi ile küresel emtia fiyatlarında uzun süreden bu yana bir dalgalanma dönemi yaşıyoruz. Öte yandan dalgalanmaların etkisi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre de farklılık gösteriyor. Elbette bunda yerel para birimlerinin ABD Dolar’ı karşısındaki değer kaybının da etkisi büyük. Bugünkü yazımda bu konuya ilişkin Dünya Bankası’nın son raporundaki tespitlere ve kendi yorumlarıma yer vereceğim.

“DÜŞÜK FİYATLAR, KISMİ TOPARLANMA”

Bu bölümün başlığını Dünya Bankası’nın Nisan 2023 tarihli Emtia Piyasaları Görünümü Raporu’ndan aldım. Dünya Bankası’nın söz konusu raporunda küresel emtia fiyatlarının 2023 yılının ilk çeyreğinde %14 düştüğüne dikkat çekiliyor. Rapora göre emtia fiyatları 2022 yılı Haziran’ındaki tarihi zirve seviyesinin de %30 altında seyrediyor.

Öte yandan Dünya Bankası, bu yıl emtia fiyatlarında geçen yıla görece olarak %21’lik bir düşüş bekliyor. Enerji fiyatlarının da %11 düşeceği tahmin ediliyor. Ancak bu yıl beklenen ciddi düşüşlere rağmen fiyatların halen 2015-2019 yılları arasındaki ortalamaların üzerinde kalmaya devam edeceği öngörüsü ile “düşük fiyatlara rağmen kısmi toparlanma” yorumu yapılıyor.

GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLERİN RİSKİ NE?

Dünya Bankası’nın Emtia Piyasaları Görünümü Raporu’nda dikkat çeken en önemli tespitlerden bir tanesi de düşen fiyatlara rağmen gelişmekte olan ekonomilerin halen ciddi risklerle karşı karşıya olduğu. Banka, gelişmekte olan ekonomilerin para birimlerindeki değer kayıplarının hali hazırda devam eden gıda ve enerji fiyat krizlerini daha da derinleştirebileceğine işaret ediyor.

Örneğin 2022 Şubat’ından bu yana Brent petrol fiyatı %6 civarında düşmüş olmasına rağmen yerel paraların değer kaybı yüzünden petrol ithal eden gelişmekte olan ekonomilerin neredeyse %60’ında yerel para cinsinden enerji fiyatlarında artışlar görülüyor.

RESESYON BEKLETİSİNİN BAKIR VE ALÜMİNYUM FİYATLARINA ETKİSİ

Raporda bakır ve alüminyum fiyatlarına ilişkin olarak özel bir analiz de yer alıyor. Rapora göre önümüzdeki yıl için güçlü senaryolardan birisi olan resesyon beklentisinin şimdiden bakır ve alüminyum fiyatlarında keskin bir düşüşe neden olduğu belirtiliyor. Raporun “Özel odak” başlıklı söz konusu bölümünde enerjide fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişin bakır ve alüminyum talebini artırmaya devam edeceği ancak resesyon beklentileri nedeniyle fiyatların dalgalanmayı sürdürebileceği belirtiliyor.

YEREL PARALARIN ÇARESİZLİĞİ

II. Dünya Savaşı sonrası ABD tarafından dizayn edilen küresel finansal sistem ABD Doları’nın küresel rezerv para olması ve küresel emtia fiyatlarının da dolar cinsinden belirlenmesi sürecini beraberinde getirdi. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerin Dolar’a olan bağımlılığını gün geçtikçe artırdı. Bu nedenle emtia fiyatları dolar cinsinden gerilese bile Dolar Endeksi’nin artması nedeni ile gelişmekte olan ekonomilerde emtia fiyatları yerel para cinsinden artmaya ve enflasyon yaratmaya devam edebiliyor. Gelişmekte olan ülkelerin Dolar’a bu denli bağımlı hale gelmesini ve çıkar yol bulamamasını “yerel paraların çaresizliği” olarak adlandırmak mümkün. Zira yerleşik iktisadi sistemin bir sonucu olarak gelişmekte olan ekonomiler para ve maliye politikasında hangi adımları atarlarsa atsınlar bir noktada “çaresiz” kalıyorlar.

#Ekonomi
#Rusya-Ukrayna savaşı
#Dünya Bankası
#Enerji
#Levent Yılmaz
1 yıl önce
Küresel emtia fiyatlarında beklentiler
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti