|
Sıklet merkezi Türkiye ve ekonomi güvenliği

Bir süredir Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri takip ediyoruz. Özellikle Yunanistan’ın oluşturduğu gerginlik ve Macron’un söylemleri gündemi işgal ediyor. Ancak konu bu kadar basit değil. Yani mesele çok eski bir tartışmanın yeniden tezahürü ve kendine alan açmaya çalışan kaybetmekte olan siyasi bir figürün çırpınışları ile sınırlı değil.

DÜNYANIN EKONOMİK AĞIRLIK MERKEZİ MESELESİ

Bölgesel sorunlar, ülkeler arası gerilimler, darbeler ve nihayet Covid19 pandemisi derken gözden kaçmaması gereken en önemli konuların başında dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin hızlı bir şekilde Batı’dan Doğu’ya doğru kayması geliyor. Bu durum aynı zamanda sistemik kırılmaları da beraberinde getiriyor. Enerji, ticaret ve lojistik başta olmak üzere yeni bir düzenin doğmaya başladığını görüyoruz. İşte tem böyle bir dönemde tüm gelişmeler Anadolu yarım adasının etrafında şekillenmeye başladı ki Türkiye izlediği politikalar ve hayata geçirdiği projelerle bu sürecin sıklet merkezi haline geldi.

SÖYLEM VE EYLEM ARASINDAKİ FARK

Türkiye’nin son dönemdeki diplomasi söylemlerini güçlendiren en önemli konunun artık eyleme geçme kabiliyetini göstermesi olduğunu düşünüyorum. Mesela Libya’da alınan pozisyon, deniz yetki sınırları anlaşması, Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmalar ve sondaj faaliyetleri bunun en önemli göstergeleri. Örnekleri artırmak mümkün ancak esas söylemek istediğim nokta şu; artık Türkiye’nin söylemlerinin eyleme döküldüğüne dair çok daha fazla örnek var ki bu durum Türkiye’yi diplomaside daha güçlü bir noktaya getirdi.

ENERJİ POLİTİKALARI ÜZERİNDEN EKONOMİ GÜVENLİĞİ

Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin ne kadar stratejik bir önem arz ettiğini daha önceki yazılarımla izah ettiğim için o konuya yeniden girmeyeceğim. Ancak söz konusu gaz keşfinden bağımsız olarak çok önceden inşa edilmeye başlayan enerji altyapısı ve İstanbul’daki enerji piyasasının (EPİAŞ) önümüzdeki dönemde ekonomiye sağlayacağı katkı tahminlerin çok üzerinde olacak. Güneş, rüzgar ve jeotermal ile güçlendirilen elektrik üretim altyapısını da göz önüne aldığımızda eskiye görece olarak çok daha az ithalat yapacağız ve artık uzun vadeli petrol fiyatına endeksli, al ya da öde hükümlerini içeren pahalı kontratların yerini daha ucuz ve esnek fiyatlar alacak. Böylelikle içeride oluşturulan katma değerin önemli bir kısmının enerji ithalatı yerine ar-ge, savunma sanayi ve bilimsel çalışmalarda kullanılması sağlanacak ki bu durum sadece daha ucuz enerji değil aynı zamanda daha güçlendirilmiş bir ekonomi güvenliği anlamına geliyor. ABD Başkanı Trump ne diyordu: “Ekonomi güvenliği, ulusal güvenliktir.”

ERDOĞAN’SIZ TÜRKİYE(!)

Bir süredir Doğu Akdeniz’de olanlar üzerinden çıkan tartışmada Macron başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin yöneticilerinin Erdoğan karşıtı söylemlerinin altında yatan teknik nedenlere baktığınızda karşımıza bir kez daha çıkan “Erdoğan’sız Türkiye” söylemlerini dikkatle analiz etmek gerekiyor. Zira Batı cephesindeki Erdoğan karşıtlığının ana nedenlerinden ilki, sıklet merkezi haline gelen Türkiye’nin eriştiği gücün; Erdoğan gibi cesurca eyleme geçebilen bir lider tarafından kullanılmasının ve Devlet Bahçeli’nin verdiği desteğin oluşturduğu sinerjinin Türkiye’yi edilgen ülke olmaktan çıkarıp etken bir güce çevirmesidir. İkincisi ise bu sinerjinin arkasındaki güçlü kamuoyu desteği ve sivil siyasetin etkinlik seviyesinin geldiği noktadır.

#Türkiye
#Ekonomi
#Doğu Akdeniz
4 yıl önce
Sıklet merkezi Türkiye ve ekonomi güvenliği
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi