Önceki akşam Washington’dan gelen haberle, ABD’nin Türkiye’ye dönük yaptırım kararının çerçevesi belli oldu.
Buna göre, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Başkanlık yetkililerinden Mustafa Alper Deniz, Serhat Gençoğlu ve Faruk Yiğit’in yaptırım listesine eklendiği bilgisi paylaşıldı.
Peki, bu durum ne anlama geliyor?
Yaptırım kararı Türkiye’nin en kıymetli değerlerinden biri haline gelen Savunma Sanayii için büyük bir sorun teşkil edecek mi?
Kritik projeler aksayacak mı?
SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANI DEMİR: YAPTIRIM KARARINDAN ETKİLENMEYECEĞİZ
Önceki akşam CAATSA yaptırımlarının açıklanması ve çerçevesinin netleşmesi üzerine yaptırımların hedefindeki isim olan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’i aradım.
İsmail Bey, merak ettiğim sorulara kısa, net ama her bir kelimesi önem taşıyan cevaplar verdi.
Araya girmeden soru/cevap halinde aktarayım:
Soru: Savunma Sanayii Başkanlığı olarak 700’den fazla proje üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. ABD’nin yaptırım kararı bu projeleri nasıl etkileyecek?
Tekrar tekrar şunu söyleyeceğiz: Bu kararlardan etkilenmeyeceğiz. Bu konuda gerçekten kararlıyız. Bu kararla beraber etkilenen bazı alanlar, gözümüzden kaçmış bazı bileşenler varsa, bu da o anlamda hayırlı oluyor. Çünkü onları da bizim dikkatimize getiriyor. Hani belki bizim gözümüzden kaçmıştır, belki bir alt veya onun altındakinin bir bağımlılığı vardır. Biz farkında değilizdir. Bu da bir işaret fişeği olup, bunu da yerleştiririz hiç problem değil.
“ZATEN KRİTİK ÜRÜNLERLE İLGİLİ BİR ŞEY ALAMIYORDUK”
Soru: Kritik ürünlerde ABD menşeli ürünler yok mu? Bu anlamda bir etkilenme olmayacak mı?
Zaten kritik dediğiniz ürünlerle ilgili bir şey alamıyorduk. Değişen bir şey olmayacak bizim için. Ama ola ki kıyıda köşede kalmış bir şey varsa onu da görürüz, üzerinde çalışırız. Geçenlerde bir üründe tam seri üretime geçecektik. Bir başka ülke sistemimizde bir bileşeni vermedi. Ne oldu? 2-3 ay uğraştık, yaptık, sistemimizi çalıştırdık.
“BU DURUM BİZİ KARARLI KILAR, GÜÇLENDİRİR, UYANIK YAPAR”
Soru: Genel olarak Savunma Sanayii Başkanlığı’nın hedefleriyle ilgili bir sıkıntı görmüyorsunuz o zaman?
Hedeflerle ilgili dediğim gibi bu durum bizi kararlı yapar, bizi güçlendirir bizi daha uyanık yapar.
Soru: Yaptırımlarla size dönük vize sınırlaması da getiriliyor. ABD’de bir şeyiniz var mı bilmiyorum. Bu konuda neler söylersiniz?
Bizim her şeyimiz Türkiye’de. Amerika’da 8-9 sene kalmışlığım var. Tahsilimi orda yaptım, arkadaşlarım var, iyi ilişkilerim var ama gidemeyeceksem de ne gam. Bu, şu anlama da gelmiyor tabii. Amerika’da arkadaşlarımız var insani ilişkilerimiz devam eder ama gitmemek de gam değil.
Soru: Bu konuda ileriye dönük nasıl bir çıkış çözüm stratejisi olabilir?
Bilmiyorum şimdi tabii bunlar S-400 meselesi ile ilgili geri adım veya başka bir şey bekleyecekler ama Türkiye defalarca dillendirdi. Kararlarımızı bağımsız veririz, bağımsız kararlarımız ülkemizin çıkarları yönünde olur, bundan taviz vermeyiz dedik. Tehdit lisanının Türkiye’ye sökmeyeceğini, iyi, dost ve müttefiklik ilişkilerinin bizim için önemli olduğunu her zaman için bu çerçevede ilişki kurmak istediğimizi, isteyeceğimizi beyan ettik, beyan etmeye devam edeceğiz. Onlar da bu şekilde yaklaşırlarsa ne güzel.
İsmail Demir, Türkiye’nin gözbebeği Savunma Sanayii’nin 6 yıldır başında görev yapıyor.
Göreve geldiğinde bu alanda 300 olan proje sayısını 700’e kadar çıkardı. Bu yıl içinde açıklanan dünyanın en prestijli savunma sanayii listesi olarak kabul edilen
de yer alan Türk şirketi sayısı 7’ye yükseldi.
Bunun ne kadar önemli olduğunu izah etmek için, 3 yıl önce aynı listede yer alan Türk şirketlerinin sayısının 3 olduğunu hatırlatmak isterim.
Yukarıda sorduğumuz sorulara verdiği cevaplardan, ABD yaptırımları nedeniyle bu alandaki stratejik hedeflerden bir geri dönüş olmayacağı net bir şekilde anlaşılıyor.
Bu Türkiye için güzel, rahatlatıcı bir haber.
ABD’nin Türkiye’ye S-400 nedeniyle yaptırım uygulamaya hakkı yok.
Daha geçen yıl Trump Osaka’daki G-20 zirvesinde herkesin gözü önünde
anlamına gelen çok açık ifadeler kullanmıştı.
Önceki akşam netleşen yaptırımların çerçevesi, Türkiye’ye dönük ağır, yıkıcı hedeflerin gözetilmediğine işaret ediyor. Hatta biraz yaptırım yapmış olmak için yapılmış izlenimi veriyor.
Bu, doğru ama
bile olsa, sonuna kadar haklı olduğu bir konuda ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulamaya hakkı bulunmuyor.
