|
Arakan’ın Aylan Bebeği

Myanmar eski bilinen adlarıyla Burma ya da Birmanya 60 milyon nüfusuyla güneydoğu asyanın nüfus olarak en büyük ülkelerinden biri. Uzun yıllar askeri rejimle yönetilmiş bu ülke, dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alıyor. 2011 yılında askeri rejim sona ermiş. Şu an sözde sivil idare yönetime hakim. Askeri rejime karşı verdiği mücadele ile Nobel Barış Ödülü alan bayan Aung San Suu Kyi yönetiyor ülkeyi.

13. Yüzyıldan itibaren Arakan bölgesinde yaşayan bir avuç müslümana yönelik soykırım işte bu Nobel Barış Ödüllü liderin öncülüğünde artarak devam ediyor. Tüm dünyanın gözü önünde sergilenen bu insanlık dramı soykırıma, başta uluslararası kuruluşlar olmak üzere herkes seyirci kalmaya devam ediyor. Bu hayli düşündürücü bir durum. Arakanlı müslümanlar Birleşmiş Milletler tarafından “dünyanın en çok eziyet gören etnik gruplarından biri” olarak tanımlanıyor. Ancak harekete geçip bu olaya dur demeyi bırakın, yardım eli uzatan bile yok neredeyse.

Son birkaç haftadır durum çok ama çok daha vahim bir hal aldı. Onbinlerce müslüman köylerinden, evlerinden çıkarılmış. Üçbine yakın müslüman katledilmiş. Sevdiklerini kaybetmiş çoğu kadın ve çocuk ise bu zulmümden kurtulmak için Bangladeş sınırına doğru kaçıyorlar. Aç, susuz ve barınaksız.

Dünyanın Arakan’a karşı tavrını anlamak çok zor değil aslında. Benzer sessizlikleri Filistin’de, Suriye’e, Somali’de, Bosna’da da yaşadık. Ancak burada durum biraz daha farklı. Batı dünyasının hümanist söylemli Buddha ve Budizm hayranlığını yaşananları görmezden gelmeye yetiyor sanırım.

Arakan’dan gelen haberlerin en acısı ise, katliamından kaçmaya çalışan bir ailenin bebeğinin Naf nehrinde botun batması sonucu hayatını kaybettiği idi. Haber sitelerinde bebeğin cansız bedeninin fotoğraflarını görünce suriyeli Aylan bebeği hatırladık. Bu fotograf Arakan müslümanlarının yaşadığı acı ve dramı en net şeklinde anlatıyor.

Tarihin her döneminde yaşadıkları yurtlarında zulme uğrayıp sığınmacı olarak başka ülkelere kaçan insanlar görmüşüzdür. Myanmar ordusunun katliamından kaçan yaklaşık 100 bin Arakanlı Müslüman da Bangladeş'e doğru kaçıyor. Canlarını ve namuslarını korumak için. İşin en acı tarafı ise müslüman bir ülke olan komşusu Bangladeş'in bu sığınmacılara sınırlarını kapaması. Binlerce Arakanlı sınır bölgesinde aç susuz bekliyor. Bir şekilde sınırdan Bangladeş'e girenler ise tutuklanarak Myanmar'a geri gönderiliyor.

Daha birkaç yıl önce benzer bir tablo Suriye sınırımızda yaşandı. Yine katliamdan kaçan bir halk. Sayıları da binlerle değil milyonlarla ifade ediliyor. Hangi devlet bu riski göze alabilirdı ki. Birkaç bin sığınmacı konusunda paniğe kapılan, önlemler üzerine önlemler alan, toplantılar düzenleyip kriz masası oluşturan Batı mı? Ya da sınırlarını kapatan sözde Müslüman Ülkeler mi?

Türkiye insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir fedakarlık örneği gösterdi. Maddi ve manevi tüm riskleri alarak, sınırlarını açtı, evsizlere barınak, aşsızlara aş verdi. En önemlisi ise, onlara güvenli bir yaşam sağladı. Bu büyük insanlık değeri oluşturmada Türk Halkının merhamet duygusu başkalarına da örnek olur umarım. Suriye sınırına güvenlik endişesiyle gelen çoluk çocuk milyonları katliamdan koruma kararını alan lider de tarihe altın harflerle geçecektir. Bu nedenle Erdoğan bir dünya lideridir.

#Myanmar
#Arakan
#Müslümanlık
7 yıl önce
Arakan’ın Aylan Bebeği
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset