|
İmralı Görüşmelerinin Düşündürdükleri Ve Bediüzzaman

Geçen 23 Şubat günü BDP"li üç milletvekilinin İmralı adasına gidip Abdullah Öcalan"la olan görüşmeleri nin tutanakları, basında yer aldığı kadarı ile bazı dikkat çeken hususları barındırmaktadır.

Türkiye"de 90 yıllık ulus-devlet tecrübesinin bu coğrafyada ne kadar büyük ve aşılmaz bir enkaz bıraktığını bir kez daha kanıtlıyor. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Harbi sonrasında dağılan bir imparatorluğun bakiyesi üzerine kurulan/giydirilen ulus-devlet gömleğinin ne tür onulmaz yaralara yol açıp, ne kadar çok sorunlar bıraktığı bugün daha da bariz bir şekilde görülebilmektedir. Bir imparatorluk bakiyesinin çekilebileceği son sınırlar üzerinde imzalanan Lozan Andlaşması üzerine, doksan yıllık süreçte, neredeyse bir taş bile konulamadığı ortada.. Birinci Dünya Harbi akabinde işgale uğrayıp Versailles andlaşması ile parçalanmış, ağır vesayet altına girmiş olan Almanya, Nazilerin/ Adolph Hitleri"n iktidara gelişi akabinde 15 yıl geçmeden, 19. Asır sonlarında Prusya"dan Alman İmparatorluğunu çıkaran Bismark Almanyası"nı yıkan, bu andlaşmayı yırtmıştı. II. Dünya Harbi sonucu Almanya için yine bir parçalanma ve yıkım dönemi oldu. Yalta konferansı ile ortaya çıkan ve Soğuk Savaş dönemini belirleyen statüko Almanya"yı birkaç parçaya bölmüş,doğu tarafı Rusya ve Polonya"ya verilmiş, elde kalan da Doğu ve Batı Almanya adıyle arada duvarlar örülmüş, iki ideolojik hasım devlet haline getirilmişti. 60"lı, 70"li yıllarda ekonomik olarak tekrar toparlanan Federal Almanya 1990"da Soğuk Savaş Dönemi ve iki kutuplu statükonun sona ermesi akabinde Doğu Almanya ile birleşerek son 20 yılda tarih sahnesine yeniden çıkma aşamasındadır.

Türkiye"de bu talihsizliği yenecek, kabuğu kıracak her çaba ve atılım silahlı bürokrasiyi arkasına alan seçkinciler tarafından her defasında, gereğinde askeri darbelerle önlendi. Lozan müzakerelerinde TBMM hükümetini temsil eden İsmet Paşa Andlaşma imzalanınca 80 yıl daha kazandık demiş! Ancak II. Cihan Harbi esnasında bu ülkeye birçok hayati önemde fırsatları kaçırtan da kendisiydi.

Bu ülke ve coğrafya ikiyüzyılı aşkındır, Düvel-i Muazzama"nın/Büyük Devletler"in neredeyse vesayeti altında.. Bu yüzden ülkemizde idarede dirayetin, feraset ve beceri göstermenin ölçüsü/göstergesi , fırsatları zamanında değerlendirerek bu vesayeti olabildiğince azaltmak, minimize etmektir. 90 yıllık süreçte maalesef bu yapılmadı. Merhum T. Özal gibi bu vesayete karşı son yıllarında çaba gösterenlere de içeride fırsat verilmedi.

Türkiye, bu süreçte ulus-devlet prangasını kıramadığı, kendi Versailles"ını yırtamadığı gibi, içeride kronikleşen bir Kürt sorunu ile boğuşmakta..Onlarca yıldır kaçırılan fırsatlar, dağlar gibi biriken sorunlar çöplüğüne dönüşüp karşımıza çıkmaktadır.

Kürt meselesinin zaman içinde barışçı, eşit/onurlu vatandaşlık düzleminde çözülememesi, laikçi dayatmalarla ortak inanç ve değerlerin, medeniyet değerlerimizin erezyona uğratılması, gittikçe sekülerleşen yeni kuşaklar bağlamında mesafeleri artırıp uçurumlar oluşturdukça, mesele daha da çözülemez/kronikleşen bir hale dönüşmektedir.

Kürt sorununda "muhatap" arayışında, örgüt ve uzantıları dışında neredeyse bütün seçeneklerin göz ardı edilmesi, Kürtler arasında yeni bir tekçi-vesayet sisteminin oluşumu tehlikesini barındırmaktadır. Silahların susması, artık kan akmaması, örgütün dağ kadrosunun, terk-i silah ederek evlerine eşit vatandaş olarak dönebilmeleri elbetteki önemli bir adım olup, hatta bu konuda çok geç bile kalınmıştır.

Ancak, başta Dindarları ve Kürtleri sopalayıp sürekli acıtan, seküler/din karşıtı ulus-devlet yapılanması henüz anayasal güvence altında iken, ülke içinde toplumsal bölünme ve çatışmalara zemin hazırlayabilecek çözümlemeler daha büyük sorunlara yol açabilir. Bu kıskacın aşılabilmesi de son derece önem arzetmektedir. Malatya"nın Batısından, Trakya"ya kadar uzanan bir bölgede yaşayan milyonlarca Müslüman Kürd"ü ileriki yıllarda trajedilere maruz bırakacak, Müslüman ahâli içinde çatışmalara yol açacak, dahası bu toprakları Müslüman vatanı olmaktan çıkaracak çözümlemeler, kalıcı/barışçı çözüm gibi sunulmamalıdır.

11 yıl önce
İmralı Görüşmelerinin Düşündürdükleri Ve Bediüzzaman
Mümin gassalin önündeki meyyit olabilir mi?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit