|
Mısır: Darbe ve İhvân

Darbe yapan ordu ile İhvân arasındaki kıskaçta Mısır"da olayların seyrine ilişkin geleceğe yönelik ciddi bir belirsizliğin olduğu ortada. Batılı ülkeler ile, Suudî Arabistan başta olmak üzere, Körfez ülkelerinin desteğine sahip askeri idarenin, ordunun, içinde bir çatlak oluşmadığı müddetçe devam eden gösteriler karşısında kolay kolay geri adım atmayacağı görünüyor. Beri tarafta İhvân ve destek veren halkın da asla pes etmeyeceğini söyleyebiliriz. Bu bakımdan Mısır"da geçen ay sonundan beri süregelen olayların uzun zaman devam edeceği açık. Ortadoğu"da büyük bir tarihe, potansiyele sahip birkaç ülkeden biri olan Mısır"da suların uzun süre durulmayacağı şimdiden belli.

İhvân"ın gelinen noktada ciddi bir mağduriyete maruz kaldığını tekrarlamaya hacet yok. Ülkeyi 1952 yılından beri idare eden, beyaz eşya üretimine kadar ülke ekonomisinin üçte ikisini elinde bulunduran ordu, bu konumu ve imtiyazından taviz vermeğe yanaşmamaktadır. Hele ki, Batılı devletlerin, eski tabirle "Düvel-i Muazzama"nın desteği sürdüğü müddetçe… Geçen yazıda da belirttiğim üzere, kolay kolay sokağa çıkmayan Mısır halkı sokağa çıktığında, ayaklandıktan sonra çok zor evine dönmektedir. Bu açıdan da askeri darbe ile yönetimden uzaklaştırılan İhvân öncülüğündeki halk hareketi bir şekilde sonuç alınıncaya kadar kararlılıkla sürecektir. Asıl itibariyle Mısır"ın kaosa sürüklenmesi hem Mısır açısından hem de Ortadoğu-İslâm dünyası açısından büyük bir kayıp olacaktır. Ancak, askeri idarenin de önceki dönemlerde olduğu gibi Mısır"a sadece zarar/ziyan, felaket getireceği de bilinmektedir. Olaylar bundan sonra adeta bir bilek güreşi şeklinde cereyan edecektir.

İhvân/Müslüman Kardeşler hareketi 85 yıllık bir siyasal örgütlenme olarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika"da en köklü ve teşkilatlı muhalif siyasal İslami hareket olarak varlığını sürdürmektedir. Ayrıca, bölgedeki rejimler karşısında da tek alternatif/seçenek durumundadır. Bu konumuna karşın Müslüman Kardeşler ciddi bir altyapı, kadro ve strateji eksikliği ile karşı karşıyadır. Bu gerçeğe de işaret etmek durumundayız. Rakipleri, askeri diktatörlükler karşısında yaşadığı en büyük sıkıntı da buradan kaynaklanmıştır. Siyasal/ideolojik bir teşkilatlanma olarak, seçimlerde halkın önemli desteğine karşın geleneksel dindar halk kesimleri ile kaynaşma sağlamada başarı gösterememiştir. Doktor, mühendis, avukat gibi meslek grupları mensuplarından oluşan kadrosunda; din âlimi/ulemâ, entelektüel, uzmanlar, stratejistler yer almamaktadır. Sormadan edemiyoruz, 85 yıllık böylesine köklü bir örgütlenme/yapılanma neden bünyesinde İslâm dünyası çapında din âlimleri, uluslararası çapta entelektüeller, uzmanlar stratejistler yetiştirmedi. Bir kadro hareketine dönüşemedi. Elbette ki, C. Abdünnâsır"dan beri süregelen acımasız diktatörlükler, Baas rejimleri bu ülkelerde bu şekildeki yapılanmaya karşı amansız takiplerle izin vermedi, göz açtırmadı. Ancak, Diaspora"da da bu mümkün değil miydi? Bunda, İhvân hareketinin bir soğuk savaş dönemi yapılanması olarak, dönemin konjonktüründen kaynaklanan, ideolojik Selefî angajmanlarının da etkisi olduğu açık. Tüm bu sıraladığımız problemler bir yana, tekrar edecek olursak, şu anda İhvân/Müslüman Kardeşler Ortadoğu"da alternatifsiz tek İslâmi siyasal seçenek olarak durmaktadır. Bu bakımdan kesinlikle desteklenmelidir. Bundan sonraki süreçte, Mısır"da da ne olursa olsun İhvân"sız bir siyasal seçeneğin bulunmadığı da aşikar. Mısır"daki imtiyazlı ordu ne kadar direnirse dirensin bu seçenek karşısında fazlaca bir şansı olmayacaktır. Hele ki, İhvân hareketi Selefî Nur Partisi"nin darbecilerin yanında yer alması dolayısıyle, daha önce ideolojik Selefiliğin etkisi ile dindar halk kitleleri ile arasına koymuş olduğu mesafeyi tümü ile kapatırsa asıl devrimi burada yaşatacaktır.

Yukarıda İhvân ile ilgili sıraladığım geçmişe yönelik olumsuzlukların temel kaynağı, yeterli uzman kadrolar oluşturamamasının ana nedeni soğuk savaş dönemi ideolojileri ile konjonktürel olarak örtüşen ideolojik selefîliğin İhvân üzerindeki etkisi /tekeli olmuştur. Selefî hareketi temsil eden Nur Partisi"nin darbede/cuntada yer alması, zaten öteden beri İhvân içinde tartışmaların sürdüğü bu konuda ciddi bir kırılma noktası oluşturmuştur. Bizce bu kırılma İhvân ve Mısır"ın geleceği açısından hayırlı bir dönüm noktasıdır. Pranga misali, Suûdî kaynaklı ideolojik selefiliğin inhisar ve etkisinin kırılıyor olması, hem İhvân açısından, hem Mısır açısından hem de İhvân"ın gelecekteki rolüne umutla bakan İslâm dünyası açısından hayırlı kapıların açılmasına vesile olacaktır.

11 yıl önce
Mısır: Darbe ve İhvân
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu