Amerika’nın laiklik faşizmi

Amerika'nın öncülüğünü yaptığı Batı dünyası, New York'ta “Dünya Ticaret merkezi”ne yapılan, intihar saldırısından sonra, büyük bir korkuya kapıldı. O günden bugüne, yüzen orduların sahibi Amerika, dünyanın dört bir yanında, dehşet kasırgaları estiriyor. Şiddet rüzgarları eken Batı, terör fırtınaları biçti. Doğu ve Batı'nın önemini yitirdiği kare dünyada, terör bir domino taşı etkisiyle, bütün ülkelere yayıldı.

Amerikalılar hem dünyada, hem de ülkelerinde komünist ya da faşist bir yönetimin, ortaya çıkmaması için, büyük gayret gösterdiler. Avrupa'da faşist yönetimlerin yükselişini durdurma gerekçesiyle Amerika, İngiltere ve Fransa'nın yanında yer aldı. Amerika yardım etmeseydi, “Yeni Roma” Washington değil, Berlin olacaktı. “Yeni Roma İmparatorluğu” Amerika, “11 Eylül”de New York'a yapılan saldırıdan sonra, başka bir faşizm doğurdu: Laikçi Faşizm.

Amerika yağmurdan kaçarken, doluya tutuldu. Dört elle sarıldığı Laiklik faşizmini, Filistinleştirdiği Müslüman ülkelere ihraç etti. Terörü önlemek bahanesiyle, dünyanın en büyük, en güçlü savaş makinası, Pentagon'un uçak gemileri, Basra körfezine yerleşti. Amerika'nın Irak'ı işgali, İslam dünyasının ekonomik yapısını ve kültürel dokusunu dinamitledi. Pentagon, camdan heykele indirilen bir balyoz gibi, bütün Arap dünyasını paramparça etti.

Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Müslüman, ister Hristiyan hiçbir ülkede, zorla laiklik olmaz. Amerika Yirmibirinci yüzyılda, Abbasilerin başkenti Bağdat'a, laiklik ihraç etmeye çalışırken, Washington'a Almanların başkenti Berlin'den Yirminci yüzyılın faşizmini ithal etti. Avrupa'nın ırkçılığı, Hristiyan Avrupa ülkelerini yerle bir etti. Amerika'nın laikçilik adı altında sürdürdüğü İslam düşmanlığı da, Amerika Birleşik Devletleri'ni darmaduman edecektir.

Avrupa'yı ırkçı faşist yönetimlerden demokratik Amerika kurtarmıştı. Siyonist İsrail'in peşine takılan ırkçı Amerika'yı da, Mesnevi kültürüyle yoğrulan, İslam dünyasının özü ve özeti Anadolu kurtaracak. Onaltıncı yüzyılda Avrupa'ya Yunus okuyarak giden Türkler, Yirmibirinci yüzyılda Amerika'ya Mevlana okuyarak gidecekler. Küre dünyada ülkeler silahlı güçlerle işgal ediliyordu. Kare dünyada ise, silahlı güçlere kesinlikle yer yoktur.

Doğusu ve Batısıyla, bütün dünyanın savaşlarla yakılıp yıkıldığı, herkesin gelecekten ümidini kestiği ve büyük bir karamsarlığa düştüğü bu dönemde, insanlığa yeni bir misyon, yeni bir vizyon kazandıracak kitap Mesnevi'dir. Bunun için, dünyada Mesnevi her kitaplığa, her eve girdi.

Mevlana yedi yüzyıllık kusursuz bir pusuladır. Yedi kıtada, din, ırk, renk, yaş farkı gözetmeden herkese yol gösterdi.

Mesnevi metafizik dünyanın incilerini fizik dünyanın sahillerine saçan kıyısız bir okyanustur.

Mevlana Türkçe konuşan Farsça yazan bir Platon'dur.

Bir peygamber değildir Mevlana, ancak Mesnevi'si vardır.

Mesnevi iki dünyanın yol haritasıdır.

#mevlana

#filozof

#faşizm

#Dünya Ticaret merkezi