|
Biz eve kapanacağız, Türkiye değil...

Bir kaç parça iş var. Önemli. Salgınla savaşırken de takip etmek zorundayız...

Bunlardan birincisi, geçtiğimiz Cuma günü gerçekleşti. Şam lideri Esad ile BAE veliaht prensi Zayid bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiler ve bu Suriye krizinin başladığı 2011 yılından beri ilk oldu...

Dokuz yıldan sonra gelen bu adım, bölgesel siyasette yeni bir gelişme beklentisi ifade ediyor...

Esad-Zayid görüşmesinin içeriğine bakarsanız, salgın konuşuldu ve BAE, Şam’a yardım vaat etti. Bu son zamanların modası; insani dayanışmalara siyasi meseleleri yerleştirme aklı! Kamufle etme de diyebiliriz. Salgının jeopolitik serpintileridir...

Telefon görüşmesini kısa kronolojiye oturtalım. BAE, 2011’de Suriye krizi patlayınca elçiliğini kapatıp ülkeden çekildi. 2018’de yeniden açtı. Arap Birliği eski genel sekreteri ve Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa, geçtiğimiz ay Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesinin an meselesi olduğunu söylemişti. ABD’nin Suriye’ye bakışı ve BAE’nin Rusya ile son dönem ‘özel’ statüye yükselen ilişkileri de Abu Dabi-Şam ilişkilerini besledi. Bunlara ilaveten, Libya derebeyi Hafter’in geçtiğimiz günlerde Suriye’de büyükelçilik açmasını (!) ekleyebiliriz...

Türkiye-BAE ilişkilerinin durumu üzerine ise söylenebilecek fazla şey yok; kötü. Türkiye’yi Ortadoğu’da izole etmek için devamlı oyunlar kuruyorlar. Suriye-Irak’taki PKK ve kuyrukları ile ilintileri de meçhul değil. Ankara da, 15 Temmuz ihanetindeki rolünden başlayarak BAE’ne kara defterinde özel bir sayfa açmış bulunuyor. Bu yüzden sıraladığımız gelişmelerin iyi izlenmesi şart...

Konuyu buraya getirdikten sonra Rusya’nın bu işteki rolünü de çözmemiz gerekiyor...

Birincisi, BAE’nin Şam’a ekonomik yardım yapmasından, altyapı girişimlerine el atmasından Rusya gayet memnun olur. Bu Moskova’yı rahatlatır. Bu ikincil sorun. Birincil olan, BAE’nin Suriye oyuna aktif olarak girmesini kim istedi?..

Bahse konu telefon görüşmesi, Rusya Dış İstihbarat Servisi Direktörü, aynı zamanda Putin’e yakın bir isim olan Sergey Narişkin’in bir buçuk ay evvel Dubai’ye yaptığı ziyaretten sonra gerçekleşti. Ne var ise burada konuşuldu. (‘Russian foreign intelligence chief focuses on war on terror at talks with UAE counterparts’, 12/02, TASS.) Rusya’nın ziyarette BAE gizli servis yöneticileri ve hatta Başbakanla konuştuğu da biliniyor...

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesi Şam yönetimi için stratejik bir alan açacak. Fazla güçlü olmasa da, önemsiz de değil. İsrail’in bir süredir devam eden iç istikrarsızlığı, virüsle gelen mecburi birlik hali üretti. Yeni hükümet, başta İran ve Suriye olmak üzere hızla sahaya dönecek. Moskova da bir yandan İdlib’i ‘takip etmeyi’ sürdürüyor! Veliaht prensin Şam’ı aradığı gün Rus Dışişleri, Ankara’ya İdlib’i hatırlatıyordu!.. (‘Russia urges Turkey to continue real separation of militants from opposition in Idlib’, 27/03, Sputnik.) Bunlar tesadüf değil...

BAE kritik aktör değil. Ama etrafındakiler öyle. S. Arabistan, Mısır, İsrail, seçim dönemi ABD’si ve Rusya. Suriye-BAE normalleşmesi tek başına fazla yer tutmaz. Ancak saydığımız dengeler, bölgesel hizalanmaları düzenleme potansiyeli barındırıyor...

Suriye’de salgına yakalananların, ölümlerin görülmeye başlandığı bir dönemde bu türden öbeklenmeler uyarıdır; salgın üzerinden içe kapanmaya başlayan Türkiye’nin birden çok sorunla aynı anda ve eşit güçle mücadele yeteneğini köreltmemeli...

VİRÜSÜN ARKADAŞI PETROL...

Benim açımdan petrol fiyatlarındaki dibe sürüklenişin salgınla zamanlaması muammasını koruyor. Petrol, neredeyse virüsle el ele önce varil fiyatlarını 20’li dolarlara, beraberinde finans piyasalarını da aynı havasız ortama sürükledi...

ABD petrol üretiminin 2009 yılından bu yana iki katına çıktığı-günlük 12 milyon varil-ortamda Rusya ve S. Arabistan oturdukları müzakereden anlaşarak kalkabilirlerdi.. Ama biri, ‘ABD’ye yarar’ diğeri de ABD etkisiyle masayı devirdiler. Ardından anlaşmanın zıddına kararlar aldılar ve petrol çöktü. Şimdi petrol fiyatları üreticilerine ağır zarar veriyor...

Sonuçta iş yine ABD’ye yarayacak gibi ama BAE-Suriye oyununda olduğu gibi bu olaydaki perde arkası figürleri de not düşelim...

Anlaşmazlığı sürükleyen birinci karakter Rosneft’in patronu Igor Sechin. Kremlin’e rağmen küresel politikaları zedeleyecek adımlar atamaz ama etkileyebilir. Sechin bir milliyetçi ve birçok kişiye göre Moskova’da etki alanı geniş bir karakter.

Suud tarafında ise masayı bozan yine MBS. Yeni veliaht prens. Bu da ABD etkisini açıklıyor. Son OPEC toplantısında Riyad, ABD petrol sektörüne hayat suyu vermek istedi. Rusya da önünü kesti.

Öte yandan anlaşmazlık Türkiye dahil bir çok ülkeye avantaj üretiyor. Benzin fiyatlarına iki günde bir indirim geliyor. Gelgelelim bu durum sıradaki OPEC toplantısında, hatta ona varmadan sona erebilir.

İşaretleri var; bir, Rosneft, Venezuela’dan varlıklarını satıp-savıp bütünüyle çekildi. Sonra aynı gün Rusya’da 4 milyar dolarlık yeni bir petrol şirketi kurdu! İki, Pazartesi günü Putin, Trump’ı aradı. Beyaz Saray açıklaması şu; ‘Başkan Trump ile Başkan Putin’in küresel petrol krizine ilişkin yaptığı telefon görüşmesinde, ‘enerji piyasalarını dengeleme konusunda mutabık kalındı’...

Bu Riyad için de kritik bir düzeltme olacaktır. Ülkedeki kimi kraliyet mensuplarının ve askeri yetkililerin petrol fiyatlarındaki düşüşlerin ardından tutuklandığını anımsayalım...

#Donald Trump
#BAE
#ABD
#Riyad
4 yıl önce
Biz eve kapanacağız, Türkiye değil...
Toplumsal öfke, medya mucizesi, siyasi iktidar..
Faizle mücadele ve ötesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’