|
‘TURKEY’den ‘TÜRKİYE’ye giden yolda 15 Temmuz…

Gayet basit bir işlemdi ama on yıllarca yapmadık. Batı’nın, ‘Turkey’ ismi üzerinden kullandığı dil ve çizdiği karikatürler üzerinden geliştirdiği ‘aşağılayıcı’ tavra da -kimse kusura bakmasın- alıştık. İngilizcede ‘hindi’ anlamına gelmesini talihsiz tesadüf sayıp, ‘ne yapalım’ dedik ve uluslararası platformlarda da kendimizden öyle bahsettik…

Bu kadar yerleşmiş ismin bir anda ve tüm dünyada ‘Türkiye’ olarak düzeltilmesi bugünden yarına olacak bir iş değil. Ancak tüm uluslararası resmi kurumlar ve ülkeler artık ‘Türkiye’ diyor ve bunu sadece
‘irademizi’ onlara bildirerek
yaptık. Hepsi bu kadar. Uluslararası medya da, ‘Turkey’i terk edip, ‘Türkiye’yi yaygın kullanmaya başlayınca, ‘tarihsel yırtık’ kapanmış olacak!
‘İrade’ önemli! Bunu
yapma/gösterme arzusu ve düşüncesi önemli.
Bugüne kadar bilinmesine, hep söylenmesine rağmen neden yapılmamış olduğu önemli. ‘Kendi adınızı bile tayin edemiyorsanız’ diye başlayan vahlanmanın devamında gelenler önemli…

‘PAKET BATI SALDIRISI’ OLARAK 15 TEMMUZ…

Hem seri atak olarak 15 Temmuz öncesinden gelen dalgalar var hem de Allah korusun başarılı olsaydı devamı vardı, dalga dalga gelecek hücumlar olacaktı…

Çeşitli ve bildik terör

örgütleri kullanılarak üst üste gerçekleşen terör saldırıları (Sultanahmet, Atatürk Havalimanı, Taksim) ve 2015 Temmuz-2016 Mart arası diyelim kabaca, yaşanan Güneydoğu olayları ve sadece bir kaç ay sonra 15 Temmuz hain girişimi…

Başarsalardı,
Türkiye tamamen ABD’nin yönetimine geçecekti,
bu açıktır, ancak aynı hızla
Suriye-Irak-İran haritaları da değişecekti.
Türkiye dâhil hepsi parçalanacaktı. Bu yüzden 15 Temmuz sadece bir iç ihanet girişimi değil, tüm bölgeye
yönelik,
Rusya ve Kafkasya dâhil
içine çekecek Batı mahreçli kara deliğin inşa girişimidir…
Ancak önce içeriyi anlamamız gerekiyor; ‘küçük Amerika’ olarak Türkiye’nin ‘büyüme’ girişimlerinin, Batı, özel olarak Washington tarafından, ‘Ankara artık haddini aştı’ kararıyla sahaya sürdüğü en büyük kozlardan biriydi 15 Temmuz. Açık, bir anlamda elini de boşaltmış oluyordu,
on yıllar içinde yapılandırılmış bir tür sigorta sayılan “FETÖ” kartının çekilmesi odur.

‘NİYE SÖZ DİNLEMİYORSUN’!..

Amerika’nın bir durum değerlendirmesi yaptığını varsayıyoruz. ‘Türkiye ne istiyor’ diye. Vardığı kararın da, ‘Türkiye’nin yoldan çıktığı’ olduğunu, Batı yolundan, onlar ‘sürü’ metaforunu kullanırlar, ayrıldığını düşünüyorlar.

Ankara’da karşılığı ‘bağımsızlık arayışı’ ve ‘arınma süreci’dir…

Yine Ankara, Türkiye’nin yaşadığı ve aldığı kararlar

içinde sonuçları açısından ‘bağımsızlık hareketinin’ en ağır faturaları getirmesi muhtemel olduğunu biliyor, başka çare yoktur, ameliyatsız metastaz sökmek gibidir, ardından

15 Temmuz saldırısı geliyor…

‘Turkey’den ‘Türkiye’, şimdi size sembolik ve ancak uzun zaman sonra etkileri hissedilecek basitçe bir adım gibi gelebilir. Ancak mesele o ‘iradenin’ ortaya çıkmasıdır.
Şimdi basit gelmesinin sebebi, ‘zor’un 15 Temmuz’da aşılmış olmasındandır! ‘Turkey’den Türkiye’ye dönüş o zaman bitirilmişti zaten. Bugün gerçek ismimize dönmek 15 Temmuz’un çıktılarından biridir. Ve dahi, tüm alanlarda öyle çalışılması gerekiyor…

FETÖ ARTIKLARI VE ETKİ AJANLARI…

Bugün geldiğimiz noktada ülkedeki FETÖ yaratıklarının azaldığını biliyoruz ama bitmemişlerdir, binlercesi kaçak durumundadır, izliyoruz, takip hep sürüyor. İkinci konu, FETÖ mahkemelerinin zaman içinde sulandırılacağı, bitmeyeceği, sonunda binbir numara ile akim kılınacağı ve yıllar için de sönümleneceği, hatta Türkiye’de bu tür davaların hiç tamamlanamadığı yönündeki toksik/liberal/kimi

sol akılların da sönmüş olmasıdır. FETÖ davaları kesinleşmiş

cezalar/hükümler kurularak tamamlandı. Bu da önemlidir.

Bir de, yine “iç” konuşuyoruz, etki ajanları basın-yayın içinde kendilerini gösteriyorlar, FETÖ bağlamında olan da vardır ama en çok
Batı’ya ‘dönmek’, ‘eskisi gibi olmak’
üzerinden tırnaklarını ülke sırtına geçirmeyi sürdürüyorlar. Nihai hedefleri aynı adrese varır; Batı’dır. Buna çok dikkat gerekiyor, içimizdeler, yaşıyorlar, aleniler…

‘STRATEJİK LADES’ VAR, HEP ‘AKLIMDA’ DİYECEĞİZ!

15 Temmuz uzun ve zorlu yapılacaklar listesi bıraktı. Geçen zamanda bir kısmının tamamlandığını biliyoruz. Daha var, ‘gevşeklik’ tehlikelidir,
zamanın doğası ‘telkin/teskin’ etkisi yaratır, unutkanlık yapar. ‘Stratejik lades’ var, hep ‘aklım(ız)da’ diyeceğiz…
Öykü final istiyor, kuklalar kadar ‘efendileri’ ile de yüzleşmek gerekiyor. Burada neredeyiz? İki iş var/vardı; bir, 15 Temmuz sürecinde ve öncesinde yaşananlarla ABD/Batı arasında açık iltisakı, sanki uluslararası kamuoyu önünde mahkeme kuracak kadar delillendirmek. Burada yavaşız.
‘Network/şebeke/rabıta’ şemasını bilmek lazım.
Hem kulağa küpe hem küresel iddianame olacaktır. İki,
Amerika’nın, ‘yoldan çıktılar’ına, ‘yolları ayırarak’ yanıt vermek. Burada ileriyiz. Hatta onlar da ileridir…
‘Küçük Amerika’nın ‘Büyük Türkiye’ye dönüşmesi arayışı, bağımsızlık ve arınma arzularıdır, Washington bunu hep ciddiye aldı, yerli ‘Yankee’ler, ‘ergenlik dönemi hırçınlığı’ sanıyorlar. Oysa bir yandan da, ABD itiraf ediyor,
‘Türkiye’nin yolu
’ndan çevrilmesini onlar da zor görüyorlar, Batı sınırlarının Yunanistan’dan çizilmesini öyle görmeliyiz.

Türkiye’nin avantajı şudur; küresel konjonktür de -artık kabul etmeyen kalmadı sanıyorum-, ‘hayatın akışı’ sayabiliriz, aynı yöndedir. Ödevlerimizi yapmak/tamamlamak, unutmamak için tekrarlamak/ezber etmek zorundayız.15 Temmuz şehitlerinin, ve dahi tüm şehitlerimizin mirası budur.

#15 Temmuz
#Türkiye
#ABD
#FETÖ
il y a 2 ans
‘TURKEY’den ‘TÜRKİYE’ye giden yolda 15 Temmuz…
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…