|
Daha okunacak çok şey var

İnsan da çiçek gibi; bilgiyle sulanmayınca soluveriyor. ''Tatil''i, "atalet" (tembellik) bilmeyip ''tebdil'' için bir fırsat bilenler, karmaşık kent hayatının yoğun iş stresinde ihmal ettikleri kafalarını ve kalplerini doyururlar.

Bilginin en sadık taşıyıcısı, hâlâ kitaplardır. Biliyorum; siz de benim gibi okunacak kitabın çok, fakat okuyacak ortam ve zamanın kıt olduğundan yakınacaksınız.

Eğer bu, bir bînamaz özrü değilse, anlaşılabilir bir mazerettir. Bu durumda, bu gibi köşelerin yapmaları gereken görevlerden biri de, sadık kitap okuruna kitap seçmede yardımcı olmaktır. Çünkü, birinin ilgi alanına giren kitap diğerinin ilgi alanına girmeyebilir. Sonra, taşrada mukim birçok okur, kitap piyasasını takip etmekte zorlanmaktadır.

İşte bütün bu nedenlerden dolayı, ara sıra bu köşeyi kitap tanıtımına ayıracağız. Tıpkı bugün olduğu gibi.

İlk kitabımız, yayın hayatına yeni atılan ve nitelikli kitaplara imza atan Anka Yayınları''ndan çıkan Amerika ve Siyasal İslam adlı çeviri. Kitabın yazarı Fawaz Gerges isimli ABD üniversitelerinde hocalık yapan Ortadoğu kökenli bir akademisyen.

Onda, kendisi gibi Hıristiyan olan bir Edward Said''in hassasiyetini ve derinliğini aramak nafile. Fakat, sözümona Müslüman olan Bassam Tîbî ve Muhammed Arkoun''daki tersine devşirmelik psikozu da yok.

Kendi çalışmasının amaçlarından birini şöyle ortaya koyuyor: "Bu çalışma sonuçta, Amerikalılar''ın tüm açıklamalarının ''ılımlı İslamcılar''a karşı hoşgörü anlayışı oluşturma'' ve ''bu anlayışı sürdürme'' girişimlerine işaret ettiğini delilleri ile ortaya koyacaktır."

Özellikle Bush ve Clinton yönetimlerinin "medeniyetler çatışması" tezine hiç itibar etmediklerini ve kesin bir dille reddettiklerini isbatlamak için bu iki yönetimin beyin takımının görüşlerini derin bir analize tâbi tutmuş. Yine de ABD''nin sevdiği en iyi "İslamcı"nın tanımını şöyle veriyor yazar:

"Siyasetten tamamen uzak durandır." (s.29)

ABD siyasetinde etkin kadrolar arasında yapılan tüm anketlerde, kendilerine sıralanan 8 tehdit arasında İslam''ı 3. tehdit olarak değerlendirmişlerdir. Ilımlıların karşısında yer alan yeminli İslam düşmanı bir damarın da hep varolduğunu dile getiren yazar, bunların temel tezini şöyle aktarır: "İslam, doğası gereği demokrasi ile asla bağdaşmaz".

Gerges, İslami hareketleri, "modern" zamanların tepkisel bir ürünü olarak görüp çıkışlarını "ekonomik" gerekçelere bağlayarak, "kafası karışıklardan" olduğunu açıkça ilan ediyor. (Onlardan bizde de mebzul miktarda bulunmakta) Bu zaafına rağmen, ilgililerinin okumalarında yarar var. (Anka, 0212 5134836)

Yine aynı yayınevinden bir başka kitap daha var masamda: Medreseden Kaçış / İmam Gazzali''nin Hayatı Fikirleri ve Eserleri. Eser, İranlı yazar Prof. Dr. Hüseyin Zerrinkub''a ait. Gazzali''nin kendi elleriyle kaleme aldığı otobiyografisi el-Munkızu Mine''d-Dalal''den elbette daha ayrıntılı ve eleştirel bir biyografi...

Yazarın, Caferi İran fikir havzasına mensup olduğu halde eserinde bunu hiç hissettirmemiş olması en büyük başarısı. Hele bu, Gazzali gibi Sünni geleneğin kalesi sayılan bir isimse, daha bir önem kazanıyor. Gazzali''nin ne yorulmaz bir ilim ve fikir yolcusu olduğunu öğrenmek isteyenlerin mutlaka okumaları gereken bir eser.

Sırada, İslami ilimler alanında çalışma yapan özellikle de hadis alanına ilgi duyan her araştırmacının okuması gereken özgün bir eser var: Uluslararası medar-ı iftiharımız Fuat Sezgin''in Buhari''nin Kaynakları adlı çığır açıcı eseri...

Bu eserin özgün yanı, oryantalistlerin hadise karşı geliştirdikleri kurguya dayalı manipülatif yöntemin ipliğini pazara çıkarmış olması. Eser, bir yandan kutsallaştırılıp tartışılmaz kılınan Buhari''yi mahsustan makulün alanına sokarken, öte yandan Buhari örnekleminde tüm hadis mecmuası sahibi ilk muhaddislerin hadisleri sadece hafızalarına dayanarak almadıklarını isbat ediyor. Mesela Buhari''nin hadisleri naklederken kendisinden öncekilerin yazdığı mecmualara başvurduğunu, İmam Malik''in Muvatta''ı ve Ebu Ubeyde Mamer b. El-Müsenna''nın el-Vucuh ve''n-Nezair''i örneği üzerinde karşılaştırmalı olarak isbat ediyor.

Bu değerli eser 1956 yılında yayımlanmış, bugüne kadar da bir daha piyasaya çıkmamıştır. Eser okunup bitirildiğinde, Türkiye''de günümüzden yarım asır önce yapılmış bir çalışmanın nasıl nitelikli ve yoğun olduğu açıkça görülmektedir. İslami ilimlerin bazı alanlarında, 50 yıl önceki seviyenin hâlâ aşılmamış olması, doğrusu insana hüzün veriyor.

Ne var ki, daha dün denecek kadar yakın zamanda yayınlanmış eserlerin nisyana terk edilmeyerek gün yüzüne çıkarılmaları, insanı bir derece teselli ediyor. (İrtibat için: 0312 433 24 65)

Evet, daha okunacak çok şey var...

23 yıl önce
Daha okunacak çok şey var
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı