|
Allah’a sığınırım

Nazarlarını sürekli dışa çevirdiği için içinde olan biteni görmekten uzak düşen, bu uzak düşüş sebebiyle baktığı her yerdeki yanlışı, eksiği ve çirkini seyretmeye başlayan, bu sebeple de içindeki alemi güzelleştirmek diye bir derdi kalmayan, hatta böyle bir derdi hiç olmayan, bundan dolayı işi gücü eleştirmek, kötülemek, hakaret etmek olan tıfıllardan; yalan yanlış okuduğu üç beş yazarın tesirinde kalarak hayata ve edebiyata hep onların zaviyesinden bakan, bu bakışın neticesinde diğer bütün ve kocaman bir edebiyat sahasına ve o sahaya alaka duyanlara yok muamelesi yapmayı marifet zanneden kalbi ergen sivilceli zırtapozlardan; bir iki kitaptan, bir dost sohbetinden yahut sosyal medyadan duyup şöyle bir göz ucuyla baktığı, bu bakışın mesele felsefe ise felsefe, tarih ise tarih, din ise din hususunda allâme kesilmek için yeterli olduğu zehabına kapılıp sağda solda ve ekseriyetle mevzuyu hiç bilmeyenler arasında ahkam kesmeye başlayan, oralarda sözlerinin hakikat, fikirlerinin yegane muamelesi görmesinden aldığı özgüvenle felsefeciye felsefe, tarihçiye tarih, alime din öğretme cüretini kendisinde bulan çapsızlardan; gönlünü ve aklını tenvir gayesiyle çıktığı yolun bir yerinde farkına varmadan kendisine entelektüellikten bir put yapıp o putun gölgesi altında kurduğu fiyakalı ve nedense hep ezber cümlelerin put oymacılığını beceremeyen ama ölesiye öykünen safların nezdinde bulduğu sahte karşılıktan dolayı şehvet ve ihtirası kabaran, en son geldiği noktada sevgili egosundan bir put yapıp onu güzelleştireceği zannıyla iki cümlesinden birinde batılı bir entelektüelin ismini ağzını yaya yaya ifade etmeyi marifet zanneden, içinde Heidegger yahut Foucault yahut Nietzsche geçmeyen bir cümle ile garsona kahve sipariş etmekten dahi aciz olan entelci dantelci yavşaklardan; bulunduğu her mecliste öne çıkmayı, ışıl ışıl parlamayı, şakır şakır konuşmayı cimrinin malı sevdiğinden daha büyük bir ihtiras ve arzu ile seven, bir yerde kendisi konuşmuyorsa konuşulanın kendisi olması gerektiğine, aksi halde o meclisin dağılmaması için bir sebep olmadığına içtenlikle inanan ve en acısı da söz bir başkasında biraz fazla kalınca etinden bir parça kesilmiş gibi kıvranmaya başlayan ve o parçayı yerine yamamak için elinde kalan son çare olarak, söze ‘ayın’ı hunharca çatlatılan bir istiâze ve peşinden Arapçası okunan bir ayet ile giren, konuşanın Allah olduğu ortamda diğer kişilerin susacağına duyduğu güvenle bunu böylece yapan, Allah’ın ayetini nefsini öne çıkarmak ve kırılan egosunu tamir için pazarlayarak bu âlî kıymeti bu süflî fiyata verişiyle en ucuz fahişeyi bile utanca sevkedip hayrete düşüren aşksız yobazlardan; bir kişinin yanılıp yakılıp işlediği ve sonrasında duyduğu nedametle belki affın da ötesinde Allah’ın hoşnutluğuna sebep olan günahını lak-lak sofralarına şen kahkahalarla meze yapan ve her karşılaştığı insanın yanında o günahı sakız gibi çiğnemeyi adet haline getiren, günah sahibinin daha evvel kendisine yaptığı haklı-haksız bir yanlışın intikamını bu suretle aldığını ve bunun kendisinin bir hakkı olduğunu zanneden müflis ve üçkağıtçı tüccar ruhlu müptezellerden; çevresini, sevenlerini, sohbetini, şöhretini, amel edilmeyen ilimden çokluğundan ötürü ilim diye bahsedebileceksek ilmini, Hakkı ve hakikati anlatıyorum yalanıyla perdeleyerek menfaatlerinin tetikçisi eyleyen, yakınlığından menfaat devşirebileceğine vehmettiği insanların kavgalı olduğu kişilere din adına çakmakta bir beis görmeyen, bunun tam aksi istikametinde kendisinin dünyalık bir müşkülünü çözebileceğine inandığı kişiye dinsiz bile olsa din adına iltifat etmeyi mübah karşılayan, ‘okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır’ vecizesinin şerhi gibi ortalıkta dolaşan budalalardan; hayatı ve hâdisatı tek ve hak bir mihengi istinatgâh eyleyerek okuyacak sâbiteleri bilmek, hakkını vermek ve bedelini ödemek zor geldiği için, öyle de olur böyle de olur dansözlüğü, bugün nalına yarın mıhına kıvraklığı, gelene ağa gidene paşa şakşakçılığı üçgeninde yazan, çizen, konuşan, tweet atan, buna yaşamak denirse evet yaşayan fırıldaklardan; yüz yüze geldiği vakit eli ayağına dolaşmaktan cümle kuramayacağı adamlara sanaldan fake hesaplarla giydirince aynada adam göreceğini zanneden hödüklerden; tuttuğu takımın haksız olduğunu bile bile aleyhlerinde verilen karardan dolayı hakeme küfreden rengarenklerden; önündeki arabanın önünde bir araba olduğunu ve bunun için ilerleyemediğini göre göre arka tampona dayanıp uzunları yakarak taciz etmeye devam eden tabakhanecilerden ve iki saati bulmayan uçak yolculuklarında koltuğunu arkaya yatıran andavallardan olmaktan alemlerin Rabbi olan Allah’a sığınırım!

#İnanç
#Felsefe
#Tarih
#Din
2 yıl önce
Allah’a sığınırım
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti