Bir karikatür vardı, yıllar evvel görmüştüm, çok manidar. Hatırladığım kadarıyla şöyleydi: İki ev arkadaşı aralarında konuşuyorlar. Birisi diğerine soruyor: Çoraplarımı gördün mü? Cevap: Çoraplarını gördüm müü… Hayır. “Peki” diyor, mavi pantolonum nerede biliyor musun? Cevap: Mavi pantolonun neredeee… Bilmiyorum.
Sorduğu her soruya sorunun tekrar edilerek cevap verilmesinden rahatsız olan çocuk en son şu minval bir soru soruyor: 2003 yılında gittiğim İtalya seyahatimde Roma’da İspanyol merdivenlerinden inerken soldaki iki katlı mağazadan aldığım maviye çalan turkuaz şal desenli Versace kravatımı gördün mü? Cevap: Ha… Hayır! Soruyu soran çocuk muzır bir gülümsemeyle mukabele ediyor: Ne oldu sistem çöktü mü?
Sistem çöker bazen.
Kurgularsınız, planlar yaparsınız, strateji geliştirirsiniz, alternatifleri hesap edersiniz, oldu bu iş dersiniz, her şey tamamdır güya ama sistem çöküverir. Niye çöker? Her defasında bir başka sebepten! Siz kabiliyetsiz olduğunuz için, sistemi yanlış kurguladığınız için, bir şeyleri tam hesap edemediğinizden de çöker sistem; her şey tamam olmasına rağmen bir dış etken sebebiyle de çöker. Kar yağar, dolar yükselir, savaş çıkar, hasta olursunuz, bir başkası devreye girer, birisi bir tek cümle söyler ve çöker sistem. Kader gayrete aşıktır derler; bu söz ne kadar doğrudur bilmem ama kader hesapları bozmaya da meftundur.
Her birimiz karşılaşırız böylesi durumlarla, kendi içimizde yaşarız, geçer. Muzır bir karikatürist görüp de madara etmemişse bizi, en fazla çevremizdeki birkaç insan haberdar olur başımıza gelenden. Göz önündeki insanlarda durum böyle değil; sanatçılar, meşhurlar, edebiyatçılar, artistler, hele de siyasetçiler. Özellikle siyasetçiler! Biz sıradan insanlar arzu ettiğimiz şeyleri elde etmek için ekseriyetle onu gizleme ihtiyacı duyarız; siyasetçilerde ise durum tam tersidir; arzularını duyurmazlarsa elde edemezler. Sistemi göz önünde kurmaları bu sebeptendir, kampanyalar, tanıtımlar, pr çalışmaları, kürsü konuşmaları, sosyal medya; hepsine birden abanırlar. Etraflarında da alkışlamaya meyyal tipler mutlaka bulunduğu için yaptıklarının doğruluğundan gayet emindirler. Bir damar yakaladıkları vakit oradan yürürler de yürürler. Oldu bu iş derler, strateji harika! Ancaaak… Rakip siyasi parti liderinin kıvrak zekasıyla kuracağı bir tek cümle sistemin çöküşü için yeter de artar bile. Hazin son!
Geçtiğimiz hafta CHP tarafından böylesi bir sistemin kurulma çabasına şahit olduk. Malum, KYK kredilerinin faiz affı gerçekleşti ve çok da güzel oldu. Genç kardeşlerimiz enflasyonun yükseldiği, geçinmenin zorlaştığı bu zamanda ciddi bir yükten kurtuldular. Fakat o da ne? Kemal Kılıçdaroğlu daha evvel bununla alakalı bir talebi dile getirmiş olması sebebiyle yapılan güzel işin kaymağına çökmeye kalktı, sanki kendilerinin icraatı imiş gibi takdim etti. İnananlar oldu buna! #TeşekkürlerKılıçdaroglu hashtagi twitterda tt oldu! Gaza geldi Kılıçdaroğlu bir tweet daha attı: “EYT Loading”
Kurdukları sistemin özeti şu: Sorunları fark etme ve çözme konusunda beceriksiz olan iktidar bizim proje ve tekliflerimizi uygulayarak oy almaya çalışıyor. İlk bakışta güzel; hele sosyal medya desteğin de varsa buradan epey yürürsün. İnce bir siyasi hamle. İktidarı da zor durumda bırakabilir. Düşünsenize Ak Parti yeni bir icraat yapacağı zaman, acaba Kılıçdaroğlu bunu da sahiplenir mi endişesi içinde CHP’nin bu konuda neler söylediklerine bakmak ve belki bazı yapacaklarını yapmaktan vazgeçmek zorunda bile kalabilir. Sistem iyi, kar yağmazsa tabii!
Halbuki muhalefetin görevi tam olarak budur. İktidarın fark etmediği birtakım meseleleri dile getirmek, onlara çözüm önerileri sunmak, bunların yapılması noktasında iktidara baskı oluşturarak milletin menfaatine siyaset yapmak. Şayet Kılıçdaroğlu, KYK faiz affı ve EYT gibi konuları evvelden haber alıp bir cingözlük yapmadıysa belki de hayatında ilk defa muhalefet olmanın gereğini yerine getirdi. Öyle de olsa böyle de mevzuun farkına varan Ana Muhalefet Partisi lideri, ben bu işten ekmek yerim düşüncesiyle abartmaya başladı: Biz söyleriz iktidar yapar! AK Partinin oyları % 30’un altına düştü! CHP birinci partidir!
Tam da bu esnada İran’dan dönüp, dünyanın gıda kıtlığı çekmemesi için aldığı inisiyatifle mevzuyu halletmenin haklı gururunu yaşayan Erdoğan, BM Genel Sekreteri Guterres’in teşekkürlerini dinledikten sonra, sorulan bir soru üzerine bir tek cümle söyleyiverdi ve sistem çöktü: Bay Kemal ‘Ben söylüyorum, Erdoğan yapıyor’ diyor. Haklıdır, doğru söylüyor. O konuşur ben yaparım. Bu hep böyle oldu zaten!
Ne oldu sistem çöktü mü?
Karikatür güzeldir ama karikatür olmak komik!
