“Kılıçdaroğlu, bize umut veriyor. CHP’den bir heyeti Suriye’ye davet edebiliriz…”
Bu sözler, PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG terör örgütünün elebaşılarından
kod adlı Mazlum Kobani’ye ait…
Tezkereye “Hayır” oyu verdikten sonra, CHP’nin terör örgütünü yönetenlerden aldığı
, bu!
PKK elebaşı Mustafa Karasu, tezkeredeki tavrından bahisle
“CHP’nin hayırlı bir iş yaptığını”
söylemişti!
Umutlarını Mister Kemal’e/CHP’nin iktidarına bağlayan Mazlum -pardon-
mi; Türkiye’nin Kırmızı Bülten ile aradığı bir teröristtir.
1996-2012 arasında Türkiye’yi hedef alan tam
17 terör saldırısının talimatını vermiş
bir teröristten bahsediyoruz.
Bu saldırılarda Türkiye toplam
verdi!
ABD’nin Eski Başkanı Trump’ın “General Mazlum” diye andığı; adeta pamuklara sarıp, övgüler sıraladığı asıl adı Ferhat Abdi Şahin olan bu YPG/PKK yöneticisi…
CHP heyetini Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarında ağırlamak için can atıyor!
HDPKK’nın “Stratejik Ortağı” CHP’nin Başındaki Mister Kemal, “YPG, terör örgütü değil; vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” demişti. (21 Ekim 2014)
6-8 Ekim 2014’teki PKK kalkışmasından iki hafta kadar sonraki beyanıdır, bu sözler…
O kalkışmanın fitilini ateşleyen “Kravatlı Terörist” Mister Demirtaş’ı kurtarabilmek için kaç zamandır yırtınıyor, Kılıçdaroğlu…
Gezi Kalkışması ile 15 Temmuz’da “işin içinde” yer alan Osman Kavala’yı Kurtarma Seferberliği’nde de başı çekenler arasındadır.
Kemal Bey, ABD ve AB’nin Türkiye’deki
dir.
En son, ne yaptı: “Kanal İstanbul” projesi için Büyükelçilere mektup yazdı;
Malum mektup için, MHP lideri
aynen şöyle dedi:
“Bu zillet mektubunu okuduktan sonra…
Kılıçdaroğlu, şayet Türkiye’ye çekilmiş bir silah değilse; biliniz ki,
esir edilmiş bir siyasetçi
olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım.
Anlaşılan, 10 Büyükelçi’nin 18 Ekim’deki bildirisinin siyasi ayağı sensin!” (9 Kasım’21)
HEM “SİLAH” HEM DE “ESİR”
MHP liderinin, bu sözleri pek manidardır.
Kılıçdaroğlu’nu
“Bir nevi esir edilerek, Türkiye’ye doğrultulmuş bir siyasi silah”
diye tanımlayabiliriz!
Kendisi henüz CHP’nin Grup Başkan Vekili iken; Kasım 2009’da Frankfurt Kempinski Otel’de “kapalı kapıların ardında” yaşadığı acayip hadiseyi daha önce bu sütunda çok anlattık!
“Bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği CHP
ve seçime girmesi
olabilir…”
Bu fevkalade sorunlu satırlar mı; Sabah yazarı
’a aittir!
TESEV’i 17 yıl boyunca yöneten
’in eniştesidir, kendisi…
Böylesi “ters manyel” yöntemle çalışan ve “İktidarın Karşısındaki Cephe”ye ihtimamla kontör yazan kontra hamleler sahne aldığında,
diyoruz!
Konuşlandırılmış Şöhretler, kritik anlarda “aynen, con vaynen” böyle
Bu, onların derin görev tanımlarında vardır…
TESEV’in 183 No’lu kurucu üyesi Mister Kemal, bir bakıyor; “Koş Memo” cenahından eline pek kullanışlı/adeta lokum gibi iskambil kâğıdı gelivermiş!
Devam eden oyundaki
“bunu veya benzerlerini” sevinerek oynayacağı aşikârdır.
Mete Gündoğan,
adlı kitabında ne diyordu:
“Öyle, bir oyun düşününüz ki…
Tüm oyuncular aynı ekipten! Sözde, kendi rakibinize karşı oynuyorsunuz. Muhteşem bir kriptolojik kurgu!
Rakibiniz, sizinle
aynı amaçlara hizmet eden biri
oluyor. Siz ve rakibiniz, sizin için hangi strateji en büyük getiriyi sağlıyorsa onu tercih ediyorsunuz.
Size karşı oynuyor gibi görünerek aslında size hizmet ediyor…”
