Baronsal Gladyo'nun medyadaki eski kaşar elemanı “Biz milliliğin kıymetini biliyorduk. Şimdi AKP de öğreniyor!” diyor. Bunu söylerken, Ankara'daki terör saldırısına karşı Türkiye'deki dik duruşu yani “milli refleksi” işaretliyor!
O milli refleksi asla paylaşmayan, tersine “o milli duruşa karşı konuşlanmış ve saldırmakta olan” Paralel Yapı ile HDPKK'yı itina ile göz ardı ediyor.
Her ikisinin de candan destekçisi olan Baronsal Doğan Medyası'nda “ABD-İsrail putçuluğuna dayalı iliştirilmiş pozisyonunu” sürdüren bir Eski Kaşar'dan bahsediyoruz!
Mesleki hayatında bir lahza bile milli reflekse sahip olmamış bir Etki Ajanı şimdilerde kalkmış hiç utanmadan bir de “üste çıkmaya” yelteniyor.
*
1 Mart 2003'teki tezkerenin reddedilmesiyle birlikte “Öldük, bittik, mahvolduk; ekonomimiz çökecek, en az iki nesil kaybettik!” diye feveran eden; ABD'nin gayrı meşru Irak işgalini bütün hücreleriyle destekleyen, 1 milyondan fazla Müslüman'ın kanı dökülürken Haçlı Kralı 2. Bush'a selam duran “vicdansız ve utanmaz adam” ta kendisiydi!
İşte bu iliştirilmiş, 20 yıl yönettiği gazetesi ile birlikte Bağımsız Müslüman Türkiye'ye karşı mücadele veriyor. ABD ile İsrail'in tezlerinin ve politikalarının dublajcılığını yapıyor. Türkiye'nin milli menfaatlerini değil, ABD-İsrail tandemiyle AB'nin menfaatlerini savunuyor!
Vaziyet aynen böyleyken; PKK-PYD-YPG terörüne karşı bayrak gösteren Türkiye'deki milli reflekse kendisini de dâhil etme madrabazlığına soyunuyor!
*
PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmeyen devlet mi? Ecnebi Hürriyet'teki bu Özel Harp Gazetecisi'nin emir komuta zinciriyle bağlı ve bağımlı olduğu ABD'dir.
*
Mevzu bahis etki ajanının, “Ortadoğu'da ABD'nin veya İsrail'in ne işi var?” diye sorduğunu bugüne kadar işiten olmadı!
“Suriye'de; ABD'nin, Rusya'nın, İran'ın ne işi var?” diye sorgulama yaptığına da kimse tanıklık etmedi!
Buna mukabil, Mr. Etki Ajanı “Ortadoğu bataklığında Türkiye'nin ne işi var?” diye sormaktan yorulmadı!
*
Onun “Batı putçuluğuna ayarlı” kafasına göre...
BİR: Ortadoğu'yu ilelebet Batılı güçler yönetmelidir!
İKİ: Batılı Koalisyon'un Müslümanları katletmesinde hiçbir problem yoktur!
ÜÇ: Ankara, Batılı devletlere karşı asla mukavemet etmemeli, sesini dahi çıkarmamalıdır. Eskisi gibi, Batı Kulübü'nün vesayetine girmelidir!”
Bazen doğrudan söylediği, kimi zaman da “demeye getirdiği” (ecnebiliğe dair) hususlar aynen böyledir!
*
Terör Konsorsiyumu'nun YPG maşasını kullandığı Ankara'daki saldırıdan hemen sonra; şu Eski Kaşar Etki Ajanı'nın “Ankara'ya önerdiği” istikamet, aynen şöyledir:
“Türkiye fabrika ayarlarına dönmelidir. Yüzümüzü medeniyet coğrafyasına yeniden çevirmeliyiz…
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizi, ortak demokrasi değerleri üzerinde bir 'birlikte yaşama' yörüngesine oturtmalıyız…”
*
Sözünü ettiği AB, en başından bugüne kadar PKK terör örgütünün candan destekçisi ve hamisidir.
O Avrupa Birliği; PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'ye Türkiye'nin operasyon yapmasından çok rahatsızdır.
Suriye'deki mültecilere karşı insanlık dışı tavrı her bir vesileyle sırıtan; asla samimi olmadığı her defasında ortaya çıkan Avrupa Birliği'dir.
O AB ki; Mısır'da seçimle gelen Mursi'nin, ABD ve İsrail'in mutemet adamı Sisi'nin darbesiyle devrilmesini alkışlamıştır.
Dünyanın dört bir yanında özellikle de Ortadoğu'da “Müslüman kanı dökülmesi” politikasını sistematik olarak uygulamaya devam eden…
Haçlı Siyonist Cephesi'nin (bir başka deyişle Zalim Batı Medeniyeti'nin) Avrupa'daki demokrasi illüzyonisti “ikiyüzlü” ayağına…
-Kısaca “AB” diyoruz!
