Geride bıraktığımız yılda kalanlar kaldı, yeni yıla devrettiklerimizle devam edeceğiz.

Yıl boyunca aylara göre en çok konuşulan haberlere baktığımızda gördük ki 2018 yılının gündemini küresel ekonomi ve küresel siyaset doldurmuş.

Geçen yıl Ocak ayında Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hocası Münir Özkul’u bırakmışız ama sevgisi ve nasihatları 2019 yılına devrolmuş.

Her karne döneminde Mahmut Hoca’yı bu sözleriyle hatırlıyor ve rahmetle anıyoruz; Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.

**

2018 yılında kalan bir diğer trajı komik olay Çiftlikbank hadisesi oldu.

Kolay para kazanma hevesli bir yığın insanın paralarıyla büyüyen Çiftlikbank battı.

Çiftlikbank Genel Müdürü Niyazi Karakoç bayilerle bir toplantı yaparak “Ben de kandırıldım, başınızın çaresine bakın” dedi. Para yatıranlar için ise kötü haberi genel müdür verdi; “(Tosuncuk lakaplı) Mehmet Aydın’a ulaşamıyorum.”

Çiftlikbank’ın batışı 2018 yılında kaldı ama kısa zamanda köşeyi dönme zihniyeti 2019 yılına devroldu.

**

Dünyanın en büyük sosyal ağı olan Facebook’tan elde edilen verilerle, 2016 ABD başkanlık seçiminin ve Brexit referandumunun etkilenmesine yönelik çalışmalar yapıldığı ortaya çıktı.

Kriz büyüdü.

İngiltere Bilgi Komisyonu’na (ICO) bağlı görevliler, Facebook’ta çok sayıda hesaba gizli erişim sağlayarak veri ihlalinde bulunduğu belirtilen Cambridge Analytica’nın Londra’daki ofisine baskın düzenledi.

Haber yaşandığı zaman diliminde kaldı ancak sosyal ağlara olan güvensizlik haklı olarak yeni yıla aktarıldı.

**

Geçen yıl Nisan ayının en çarpıcı haberi medyadan geldi. Doğan Medya Grubu resmen Demirören Grubu’nun oldu. Doğan Holding çatısı altında bulunan Yaysat, Posta, Hürriyet, Fanatik, DHA, Kanal D, CNN Türk, Teve2 ve D Smart Demirören Grubu bünyesine geçti.

Demirören Medya Grubu’nun 5 gazetesinden biri olan Vatan’ın basılı yayın hayatına son verildi.

CİNER Medya çatısı altında 9 yıldır yayın yapan Habertürk gazetesi de yazılı medyadan çekildi, internetten yayına başladı.

Türk basın dünyası için önemli bir gelişme olarak 2018 yılında yerini alan hadiselerin ardından başka devirler olacak mı düşüncesi bu yıla aktarıldı.

**

Bedelli askerlik için 25 yaş sınırı, 21 gün askerlik süresi ve 15 bin lira bedel öngörüldü.

Başvuru sayısı yarım milyonu geçti.

Kimilerinin askerlikle ilgili sorunları 2018’de biterken,

Yaş sınırına takılanların bedelli hayali 2019’a devroldu.

**

Tam 1 aydır hayat pahalılığı ve ekonomik kriz gerekçeleriyle her geçen hafta daha çok artan ‘Sarı Yelekliler’ eylemleri Fransa’da kaosa neden oldu.

Fransa’daki eylemler sancılı süreç yaşayan bazı diğer Avrupa ülkelerine de sıçradı.

2019 yılına aktarılan sarı yelek krizinin hangi ülkeleri etkileyeceğini yaşayarak göreceğiz.

**

2018 yılında dünyanın birçok ülkesinde yaşanan küresel gelir dağılımı bozukluğu, küresel yoksulluk, küresel adaletsizlik, küresel güçlerin başlattığı savaşlar ve neden oldukları ölümler, göçler 2019 yılına devredildi.

Kısa zamanda köşeyi dönme zihniyeti, kolay para kazanma arzusu, çalışmadan zengin olma hayali, insanoğlu var olalı beri her yıl bir sonraki yıla devredilen demirbaş zihniyetlerden biriydi.

2019’un da kendine has sorunları olacak.

Belki eski sorunların bir kısmı çözülecek.

Ama yeni yıla iyilik yapma, fedakârlık, paylaşma, bir arada yaşama isteği gibi iyi düşünceler de devroluyor.

Ne demişler; Gözün siyahlığıyla beyazlığı bir arada olmazsa göz göz olmaz.

Google’de dolar arayanlar
2018 yılında dünya genelinde yapılan Google aramalarında en çok World Cup (dünya kupası) aranırken, biz yani Türkiye vatandaşları doları aramış.
Dolardan sonra google’de en çok arattığımız sözcükler; Soy ağacı/ e-devlet, Dünya Kupası, e-müfredat, seçim sonuçları, bedelli askerlik ve yeşil uzaylı.
Doları google’de arama psikolojisi ve sosyolojisi konusunda üniversiteler ne düşünüyor?
Bunun bir araştırması yapılamaz mı?
Geçen yıl mobil hatlardan en çok hastane randevu numarası 182’nin tuşlanması da ilginç bir veri.
Bu hastalıkların artmasının mı göstergesi, hastalık hastası olduğumuzun mu?
Ya da sistemin kolaylığı mı insanları cezbediyor.
Veya başka bir durum mu var.
Sosyal bilimlerde araştırma konusu arayanlara cazip bir konu daha.