|

"Göç Bakanlığı olmalı değil mi?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde "2018’de belirleyici olacak meseleler" başlıklı yazısını kaleme aldı. Ömer Lekesiz, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve Abdullah Muradoğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:56 - 2/01/2018 Salı
Güncelleme: 10:04 - 2/01/2018 Salı
Yeni Şafak
Abdullah Muradoğlu, ​Kemal Öztürk, Hatice Karahan, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz.
Abdullah Muradoğlu, ​Kemal Öztürk, Hatice Karahan, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz.

Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Hasan Öztürk: 2018’de belirleyici olacak meseleler

2018’in nasıl geçeceğine ilişkin kehanette bulunacak değiliz. Buna mukabil 2017’deki tablo ve 2019’daki 3 seçim bu yıla ilişkin bize bir şey söylüyor olabilir.Dış politika, siyaset ve sokaktaki vatandaşın günlük hayatına ilişkin 2018’de neler olabilir diye başlıklar çıkarabiliriz.

Dış politika: 2017’nin son ayı Türkiye’nin bir meseleyi dünya gündemine oturtması bakımından tarihi bir ay oldu. Kudüs meselesi, sadece Filistinlilerin, sadece Arapların ya da İslam ülkelerinin değil dünyanın bir numaralı meselesi haline geldi. Burada Türkiye’nin ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü gayreti neredeyse tek belirleyiciydi.Yine 2017 Türkiye Amerika ilişkilerinin gerildiği bir yıl olarak kayıtlara geçmek üzereyken yılın son günlerinde gelen “Vize krizi aşıldı” haberi ilişkilerin 2018’deki seyrini belirleyecek gibi.

Ömer Lekesiz: Hümanizma Aydınlanma’nın kutsal kasesiydi, ne oldu?

Son yirmi yıldır, şöyle dişe dokunur bir hümanizma güzellemesi okuyanınız var mı?Güzelleme diyorum, çünkü, Hümanizma üzerine bizde sadece güzelleme yapılır ve “Hümanist olunacak, ol!” komutuyla tamamlanırdı o güzellemeler.

Hemen aklıma gelen ilk isimler... Azra Erhat, Halikarnas Balıkçısı, Sebahattin Eyüboğlu (Mavi Anadolucular) az dirsek çürütmemiş, kafa eskitmemişlerdi Hümanizma üzerine...Onlar, antik Yunan ile bir mütekabiliyet kurma derdindeyken, mistik kimi akranları da boş durmamışlar, daha yerli ve dolayısıyla halk tarafından da kolayca benimsenebilir has hümanist kaynaklar yaratmanın derdine düşmüşlerdi.

Kemal Öztürk: Umut…

2017 yılının bitmesine iki gün vardı. Gönlü geniş, evi huzurlu, yüzü güleç bir beyefendinin evindeydik. İlim erbabı, sanat ehli, hikmet sahibi dostlar meclisindeydik. Derdi olanı yüzünden, söylediği sözünden anlarsınız. Konu nereden açılırsa açılsın, gelip o derde odaklanır gönül. İnsanlarımızın derdi memleket derdidir. Dava derdidir. Müslüman kardeşlerinin derdir. Nice güzel sözler söylendi. Nice güzel fikirler dinledik.

Hattat Hüseyin Kutlu Hocam “Kemalin de bir derdi var, anlatsın da dinleyelim” deyiverdi. Bizim derdimiz de gayri oradakilerin derdinden farklı değildir.Ülkemiz için, İslam dünyası için uzun zamandır gerçekleştirmek istediğimiz, üzerinde çalıştığımız projelerimiz vardı, Hocam onu kastetti. Ben de anlattım.

Hatice Karahan: Bir tutam devriâlem

Dünya ve ekonomisi 2018’i heyecanla karşılarken, bu vesileyle yeni yılda izlenecek kritik adres ve mevzulara göz atmakta fayda var. Doğrusu 2017, küresel ekonomi (geneli) açısından hiç de fena bir dönem olmadı. Dünyanın en büyük ekonomik depremlerinden olan son global krizin üzerinden kabaca 10 yıllık bir yükü devirirken, geldiğimiz noktada çıkan değerler nihayet sağlıklı ve dengeli sonuçlara işaret etmeye başladı. Nitekim dünya haritası, yavaşların ivmeler kazandığı ve düşenlerin toparlanmaya başladığı daha canlı bir renge bürünmüş olarak 2018’e merhaba dedi.

Şimdi ise kafalardaki soru, bu öncesinden hallice seyrin önümüzdeki dönemde de devam edip etmeyeceği üzerine kurulu. Cevap ise, denklemdeki çokça değişkende saklı… Öyleyse söz konusu değişkenlerin ve potansiyel etkilerinin bir kısmına, gelin şimdi hızlıca değinelim.

Abdullah Muradoğlu: Trump bu heyetle mi Filistin’e barış getirecek?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun partisi “Likud”, işgal altındaki “Batı Şeria”nın ilhâk edilmesini içeren bir yasa tasarısını onaylamış. Likud Merkez Komitesi daha fazla yerleşim birimi inşa edilmesi için çağrı da yapmış. İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdanise Trump’ın başkanlığının Batı Şeria’nın ilhâkı için büyük fırsat sunduğunu söylemiş.

İşlerin bu noktaya vardırılacağı, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinden belliydi. ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz destek, barışın önündeki en büyük engel. Yahudi asıllı İngiliz tarihçi Prof. Tony Judt, 2009’da “New York Times”da yazdığı makalede, İsrail’in yerleşim yerleri sarhoşu olmasında ABD’nin büyük rol oynadığını kaydetmişti. Prof. Judt, İsrail’in ABD’den aldığı mali yardımları Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri için harcadığını belirtiyordu. Yani Amerikan vergi mükelleflerinin cebinden çıkan milyarlarca dolar ABD’deki evsizler yerine, uluslararası hukukun yasa dışı olarak gördüğü yerleşimcilere akıyordu.  Judt, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi yönünde alınan Birleşmiş Milletler kararlarını ABD’nin desteğiyle, göz göre durmadan hiçe saydığını da sözlerine ekliyordu.

#​Hasan Öztürk
#Ömer Lekesiz
#Kemal Öztürk
#Hatice Karahan
#Abdullah Muradoğlu
6 yıl önce