|

Aydınların akademik terörü

1128 akademisyenin terör yanlısı bildiriye attıkları imza, aydın ve akademisyen kavramlarına yeni tanımlar getirilmesine sebep oldu. Türk aydını denildiğinde hala karşılığı bulunamayan bu sıfata İbrahim Paşalı’nın Cins Dergisi’ne verdiği röportajda getirdiği yorumlar, akademisyenlerin klişelerine darbe indirir nitelikte…

Yeni Şafak ve
09:31 - 3/02/2016 Çarşamba
Güncelleme: 12:01 - 4/02/2016 Perşembe
Cins Dergisi

Yusuf Genç'in gerçekleştirdiği söyleşiye 'aydın' tanımını yaparak başlayan İbrahim Paşalı, aydını tekel bayiine benzetiyor. Bilginin aydının tekelinde olduğunu ve aydının bilginin bayiisi olduğunu söylüyor. “Entelektüellerin Hurafeleri" isimli sözde 'Türk aydını'na yumruk atan kitabında ellerindeki fenerin yanmadığını söyleyen Paşalı, aydınların kelime dağarcığının halktan geniş olmadığından bahsediyor. Çünkü aydın kesim ötekileştirme, nefret söylemi, faşizm, dünya vatandaşı, basın özgürlüğü, kimlik, varoluşçuluk, din savaşları gibi konulardan öteye gidemiyor.



“Yaratıcılık Serdar Ortaç'ın şarkı sözlerinde"


İbrahim Paşalı, dünya görüşü, ideolojisi ne olursa olsun aydınların “yaratıcı yazarlık" dersi verme hevesine işaret ediyor. Güya farklı açılardan bakmayı ve sorgulamayı amaçlayan aydınların neden dilekçelerinde bu yaratıcılığın olmadığı ise akıllara takılan sorulardan… Yaratıcılığın Serdar Ortaç'ın şarkı sözlerinde olduğunu vurgulayan Paşalı, aydın dilekçelerinin klişe yağmurlarından ibaret olduğunu söylüyor. Minibüs terörü, devlet terörü diyenlerin PKK terörü diyemediğinden dem vuruyor. Analitik zekâya sahip olamayan akademisyenleri de akademik terör olarak nitelendiriyor.



Paşalı Türkiye'de halkın popüler kültürü ve aydınların popüler kültürü arasındaki çelişkiyle gündemimizin oluştuğunu söylüyor. 'Türkiyeli aydınlar'ın çoğu Batı'da yaşamanın hayaliyle Türkiye'yi otel olarak kullanıyorlar. 'Aydın mutsuzluğu' ile 'asık suratlı dindarlar' gittikçe çoğalıyor.



Paşalı, nefret söylemine karşı imza toplayanların Türkiye ve İslam söz konusu olduğunda neden buna karşı gelmediklerini ve Muhafazakârların Çanakkale Savaşı'nı hamasi hikâyelerle anlatmasını eleştirip kendilerinin Gezi olaylarını hamasi bir şekilde anlatmasını eleştiriyor.



Türkiye'nin ilk havuz medyası Cumhuriyet Gazetesi


Basın özgürlüğü hakkında yazı yazan bir profesörün yazısında lise öğrencisinin verebileceği örnekleri ele aldığını anlatan İbrahim Paşalı, konuyla ilgili olarak şu ayrıntılara yer veriyor;



“…Türkiye'nin ilk havuz medyasının Cumhuriyet Gazetesi olduğundan bahseden de yok. Yunus Nadi'nin torunu Emine Uşaklıgil, hatıratında bütün detaylarıyla Cumhuriyet'in nasıl kurulduğunu anlatıyor. Hem de belgeleriyle. Cumhuriyet Gazetesi, Yunus Nadi'nin ev hanımı olan karısına verilen banka kredisiyle kuruluyor."



Şu anda basın özgürlüğü ve yolsuzluk yazıları yazan aksakal gazetecilerin 2001 yılında 25 banka batarken sesinin çıkmadığını söyleyen Paşalı, batan banka patronlarının aynı zamanda büyük gazetecilerin de patronları olduğunun altını çiziyor.



#aydın
#Türk aydını
#akademik terör
#akademisyen
#1128 Akademisyen
#hendekçi akademisyenler
#Cins dergi
8 yıl önce