|

Az tüket çok yaşa

Son günlerde moda dünyasını etkisi altına alan trend bir renk yada bir stil değil. Modanın doğaya verdiği zararlar ve sürdürülebilir moda anlayışı, etik değerleri dikkate alan modacılar ve yatırımcılar tarafından alarm düzeyinde bir tartışma konusu.

Haber Merkezi
04:00 - 5/01/2020 Pazar
Güncelleme: 13:25 - 6/01/2020 Pazartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv
SERAP CEBECİ-
Bildiğimiz üzere, son 20-30 yılda global bir tüketim çılgınlığı söz konusu. Bu sistemi besleyen sektörlerin başında hızlı moda endstrisi gelmekte. Peki neydi bu hızlı moda? Hızlı moda; ucuza yapılan ve kısa süreli kullanım için tasarlanan giysileri içerirken, “sürdürülebilir” veya “etik” moda tam tersidir. Bu, tasarımdan tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği tüm fiziki ve sosyal döngüleri kapsasa da özellikle üzerinde durulan birkaç ana sorun vardır.

10 MİLYON TON GİYSİ ÇÖPE

Öncelikle hızlı modada üretim esnasında kullanılan su miktarı; çevreye ve tekstil isçilerine zararlı kimyasallar; karbon emilimim; pamuk gibi doğal liflerin hızlı yetiştirilmesi için kullanılan zararlı pestisitler gibi çok ama çok tartışmalı teknikler söz konusudur ve bunlar moda sektörünün yaşanılabilir bir dünya açısından çözüm bulması gereken ve sağlık açısından en hayati açmazlarındandır. Çünkü, dünya çapında her yıl yaklaşık olarak 80 milyar parça giysi satın alınmaktadır. Bu rakam 20 yıl öncesindeki tüketimin yüzde 400 daha fazlası iken, kullanılırlık oranı yüzde 36 azaldı. Sadece Kuzey Amerika’da 10 milyon 500 bin ton giysi çöpe atılmaktadır. Kopenhag’tak, sürdürülebilir moda zirvesinde paylaşılan rakamlara göre; nüfus artışı ve tüketim bu hızla devam eder ise, 2030 yılına kadar toplam giyim tüketimi yüzde 63 oranında artış gösterecek ve 62 milyon tondan 102 milyon tona çıkacak. Mevcut duruma bakacak olursak dünyadaki toplam atık alanlarının yüzde 5’ini tekstil ürünlerinin oluşturduğu biliniyor. Bu rakamlar hem ihtiyaç fazlası üretimin hem de tüketim çılğınlığının alarm seviyesinde olduğuna işaret ediyor.

ÖLÜ GEZEGENDE MODANIN İŞİ NE


Ürkütücü bu rakamların bir diger endişe verici boyutu ise; tasarımdan üreticiye ulaşıncaya kadar geçen sürede doğaya verilen zararlar. Örneğin bir pamuklu tişört (250 gram pamuk) üretiminde 2 bin 500 litre su kullanılmaktadır. Bir ton poliester giysi üretiminde harcanan su yaklaşık olarak 91 bin 508 kWh’dır. Haliyle bu rakamlar dünyanın dikkatinden kaçmıyor. Cevre odakli moda markalari ve aktivistler bu konu ile ilgili farkindalik yaratmak ve tuketiciyi bilinclendirmek icin her gün yeni ve bilim temelli inovasyon ve tüketimi yavaşlatıcı çözümlere bir yenisini ekliyorlar.

Çevreci eylemleri ile bilinen Extinction Rebellion topluluğu, Londra Moda haftasında bir grup aktivist ile yolları insan bloklarıyla doldurdu. “Ölü bir gezegende modadan söz edilemez.’’sloganıyla dikkat çekmeyı başardılar.

Extinction kurucularından ve kendisi de bir moda tasarımcısı olan Clare Farrell “Herkesin kıyafet ihtiyacı var fakat günümüzde ürettiğimiz miktar bu ihtiyacın çok ötesinde. İşte biz de bu sebeple Moda Endüstrisini hedef alıyoruz; çünkü çevreye en çok zarar veren sektörlerden biri o. Doğadaki karbon miktarının çok büyük bir kısmını ihtiyacımız olmayan kıyafetleri üretmek için kullanıyoruz.”

MARKALARDAN DESTEK GELDİ

Lüks marka segmentinde de hızlı modaya bir tepki ve bilinçlendirme çabası görmekteyiz. Ortaya çıkan ve sorgulanmakta olan bir diğer konu, geleneksel moda haftaları takvimi. Fazla tüketimi desteklediğinden dolayı global moda takvimine karşı duruş sergileyen ve sezonsuz koleksiyonlara geçen bir çok marka mevcut. Bu alanda bir örnek, Burberry’nin geleneksel moda takviminin aksine yılda 2 sezona geçmesi olmuştu. Değişim hem ‘ see now buy now ‘ yani koleksiyonu direk satışa sunma, hem de tüketim ihtiyacına göre tanımlanmış bir takvim yaratma açısından bir devrim olarak kabul ediliyor.

  • G- Star Raw dünyanın en sürdürülebilir denimi seçildi
  • Çevre odaklı moda markaları ve aktivistler hızlı modanın dünyamıza ve insanlığa verdiği tahribatlar açısından farkındalık yaratmak ve tüketiçiyi bilinçlendirmek için her gün yeni ve bilim temelli inovasyon ve tüketimi yavaşlatıcı çozümlere bir yenisini ekliyorlar. Tüm bu çıkış çabaları ise “yavaş moda” akımının ayak izlerini oluşturuyor. Görünen o ki, sektörün yol açtığı yanlışlara yine sektör içinden çözümler gelebilecek.G-Star’ın yeni çıkardığı denimi G- Star Raw ise geçtiğimiz günlerde dünyanın en sürdürülebilir denimi seçildi. Ürünün bu başarıya ulaşmasını sağlayan özelliklere baktığımızda ise denimin boyama işleminde kimyasal kullanımını yüzde 70 oranında azaltması, hiç fermuar kullanılmaması, organik kumaş ve etik üretimden sürdürülebilir yıkama tekniklerine kadar birçok farklı aşamada çevreci yaklaşımları benimsediğini görüyoruz.
  • Ödünç kıyafet alabilirsiniz
  • Yavaş ve sürdürülebilir moda alanında, yeni ve yaratıcı iş modelleri de ortaya çıkıyor. En farklı girişimlerden biri, LENA – the fashion library. Burası Amsterdam merkezli bir “giyim kütüphanesi”. Tıpkı bir kütüphane gibi üye olabiliyor ve arşivlerinden dilediğiniz ürünü ödünç alabiliyorsunuz.Markanın ana amacı fazla tüketim çılgınlığına alternatif bir satış modeli oluşturmak. Öte yandan Stella McCartney Loop sneaker’ı parçaları ayrılarak dönüştürülebilecek şekilde tasarlamış. Ürün geliştirme ve tasarım süreci 18 ay süren bu modelde her detay çevre dostu. Çevrenin yan etkilerini azaltmak için Nike, H&M, Muji, GAP ve Levi Strauss gibi birçok moda markası ise sürdürülebilir moda çabaların yayılmasına yardımcı olmaktadır.


#Moda
#Marka
#G-Star
#Gezegen
#Kıyafet
4 yıl önce