Zaman, tatil olunca daha hızlı geçiyor galiba. Yaz bitti ve Eylül ayına girdik. Okul da açıldı. Umarız tüm çocuklarımızın tatili keyifli ve verimli geçmiştir. Okulların açılması bütün çocukları heyecanlandırır. Özellikle de yeni okula başlayacak olanları. Kimi çocuklar için okul mutlu oldukları sevinçle gittikleri bir yerken kimi çocuklar içinse kaygı dolu günlerin yaşandığı bir yer olabiliyor. Bir çocuğumuz okula uçarak giderken diğeri yataktan bile kalkmak istemeyebilir. Bu çok doğal bir meseledir ve çözmenin birçok farklı yolu yordamı vardır. Kitaplar bu yol-yordamlardan biridir.
ÇU’NUN OKULDAKİ İLK GÜNÜ
İngiliz yazar Neil Gaiman ilk kez okula gidecek çocukların kaygılarını ele alan bir kitap yazmış.Çu’nun Okuldaki İlk Günü kitabı bir serinin üçüncü kitabı olarak yayınlanmış bir kitap. Küçük panda Çu, her kitapta ilk kez bir şey deneyimliyor. Bu kitapta da okula gitme zamanı gelen Çu’nun nelerle başa çıktığını okuyoruz. Çu’nun öğretmeni nasıl biri? Çu’nun kafasındaki sorular öylesine çoktur ki. Çu’nun okuldaki ilk gününü siz de merak ettiniz değil mi? Bunu öğrenmenin tek bir yolu var onu da siz biliyorsunuz zaten. Çu’nun Okuldaki İlk Günü kitabı Sırtlan Kitap’tan çıkmış.
BÜYÜKLERİN DERDİ BAŞKA
Tudem Yayınları’ndan çıkan Okula Dönüş isimli eser daha büyük yaş grubuna hitap ediyor. Büyük çocukların da dertleri başka türlü oluyor doğrusu. Yazarımız Andy Mulligan bol ödüllü İngiliz bir yazar ve aynı zamanda dünyanın dört bir yanında görev yapmış bir eğitmen. Kitap Ribblestrop isimli bir okulla ilgilidir ve bu okul çok tehlikelidir. Nedeni ise öncelikle bu okuldaki çocuklar, daha önceki okullarından atılan, herkesin sorunlu tip gözüyle baktığı dışlanmış çocuklar. Bu okulun eğitimi de çocukları gibi farklı; burada çocuklar farklı ve tehlikeli riskler alıyorlar ve bununla nasıl baş edeceğin ve mücadeleyi öğreniyorlar. diyorum.
SEVGİYİ GÖSTEREBİLMEK
Şimdi gelelim Avucundaki Öpücük’e. Kitap Butik Yayınevi’nden çıkmış. Yazarı ise Ruth E. Harper. Her ebeveyn çocuklarını sever ama bu sevgiyi gösteremeyenler de bir o kadar fazladır. Avucundaki Öpücük bize sevgimizi göstermenin yollarını öğreten bir eser: Küçük Rakun annesinden ayrılıp okula gideceği için endişelidir ama annesi ona bir çözüm sunar; avucuna bir öpücük kondurur ve ne zaman onu özlerse avucunu yanağına koymasını söyler. İşe yaradı mı dersiniz, siz olsaydınız ne yapardınız ya da yaptınız?
KAYGILARI AŞMAK MÜMKÜN
FOM Kitap’tan çıkan, İsveçli yazar Johanna Rehn tarafından yazılan Moa Okula Başlıyor’da kahramanımız Moa, okulun ilk günü için son derece ciddi kaygılar ve korkular taşıyor. Ne kadar da tanıdık değil mi? Hepimiz okula gittiğimiz ilk günü hatırlarız. Her birimiz farklı duygular taşısak da ortak noktamız yaşadığımızduyguların yoğunluğuydu. Moa’nın, okulun ilk gününün sadece kendisi için ilk gün olmadığını, problemlerin çözülmek için var olduğunu anlaması biraz zaman alıyor. Ama sonunda okula gidebilmenin ne kadar güzel ve kıymetli bir şey olduğunu da öğreniyor.
KALPLERDEN YIZDIZLARA
ABD’li yazar Linda Papp’ın Hep Kitap yayınları tarafından basılmış eseri Madeline Finn ve Kütüphane Köpeği isimli eseri, saydığım o korkulardan bir olan okumayı öğrenememe korkusunu ve bununla baş etmenin mümkünlüğünü anlatıyor bizlere. Kitabın yazarı, aynı zamanda çizeri de. Madeline kitap okumayı sevmediğini söyleyen, çünkü okumakta güçlük çeken bir küçük öğrenci. Sınıfında iyi okuyanların aldıkları “yıldız” dan alma hayalleri kuruyor ama sürekli “biraz daha çalışmalısın” anlamına gelen kalpli çıkartmayı alıyor öğretmeninden. Bir gün annesiyle gittiği kütüphanede bir köpeğe kitap okumaya başlıyor. Yanlış okusa da yavaş okusa da bu sevimli köpeğin gözünün içine bakarak onu dinlemesi, Madeline için bir dönüm noktası oluyor. Sizce bundan sonra öğretmeninden yıldız kapmayı başarmış mıdır? Bence başarmıştır. Yolunu bulan bir çocuğun başaramadığı nerede görülmüş ki zaten?
