Milli Eğitim Bakanlığı 2014 - 2015 istatistik verilerine göre Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı ilkokul, ortaokul ve lise seviyelerinde bin 306 görme engelli öğrencinin eğitim gördüğünü ifade eden Durmuş, öğrencilerin görme kalitesinde eksiklikler nedeniyle başarısız sonuçlar alabildiğini vurguladı. Durmuş, "Burada en önemli adım anne-baba veya eğitimcinin gözlemidir. Başını oynatma, çeneyi kaldırma ve gözünü kısma, kırpma gibi tepkiler veriyorsa görme kalitesinde sorun var demektir. Baş ağrısı, göz yorgunluğu şikâyetleri olan bireyin birkaç basit kontrolle görme ile ilgili sorunu ortadan kaldırılabilir" dedi.
Tedaviye çoğu zaman gözlük ile başlandığını, sonuç alınamaması durumunda cerrahi müdahale yapıldığını aktaran Hasan Durmuş, potansiyel görme kusuru olan çocuk veya gençlerin basit bir gözlükle düzeltilebilecek sorunlarının ertelenmesi durumunda geri dönülemez görme kayıpları oluşabileceğini bildirdi. Durmuş, göz tembelliğinin çocukluk yaşlarında en sık karşılaşılan görme rahatsızlıklarından olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Şaşılık, refraktif farklılık, göz dokularının geçirgenliğinin bozulması ve her iki gözde ileri derecede yüksek kırma kusurları da çocukluk çağında karşılaşılan görme sorunlarındandır. Gözlük ile tedavi olanağı sağlamaktadır. Optik gözlüklerin kullanımı kadar UV korumalı güneş gözlüklerinin kullanımı da çocukların görme gelişimi dönemlerinde önemlidir. Göz hekimine yaptırılacak kontrol, pek çok olası göz hastalığını engelleyeceği gibi yarınlara daha sağlıklı bakılabilmesini sağlayacaktır."
