Milli Takımlar düzeyinde en büyük başarıları elde ettiğimiz alan olan güreşten iyi haberler gelmeye devam ediyor. Güreş Milli Takımımız, Sırbistan’da yapılan Avrupa Güreş Şampiyonası’nda da yine göğsümüzü kabarttı. Şampiyonada 5 altın, 1 gümüş, 3 bronz madalya kazanan sporcular, güreş alanındaki 68 yıllık rekorumuzu da kırmış oldu. Güreşteki en büyük başarısını 1949 yılında yapılan İstanbul Şampiyonası’nda 6 altın, 1 gümüş, 1 bronz ile kazanan Türkiye’nin güreş tarihinde Yaşar Doğu, Mustafa Dağıstanlı, Celal Atik, Gazanfer Bilge, Ahmet Ayık, Hamit Kaplan, Hamza Yerlikaya gibi rakiplerine minderi dar eden birçok isim bulunuyor. Bu efsane isimlerin kaldığı yerden göğsümüzü kabartmaya devam eden sporcularımızdan Rıza Kayaalp, Taha Akgül, Soner Demirtaş, Rıza Yıldırım, Yasemin Adar altın, Metehan Başar gümüş ve Selim Yaşar, Süleyman Atlı, Aslan Atem ise bronz madalyayla Sırbistan’dan döndü.
Sırbistan kafilemizde yer alan Güreş Federasyonu Asbaşkanı Erkan Durdu, Türkiye’nin geçmişten beri başarılı olduğu güreşteki başarısının sebebini genetik miras olarak açıklıyor. Asbaşkan Durdu, sözlerine şöyle devam etti: “Milyonlarca lira yatırım yapılan spor dallarında hüsrana uğrarken güreşçilerimiz kısıtlı bütçe ve yüksek özveriyle tarihin en büyük başarısını elde ettiler. Peygamber sporu olan güreşte yabancı ülkeler bileğimizi bükemiyorlar. Kazandıkları madalyalarla tarihe tanık olmamızı sağlıyorlar.” Toplumda, güreş izlenmiyor algısı oluşturmak isteyenler olduğuna değinen Durdu, TRT Türk kanalında yayınlanan Salto adlı güreş programının çoğu futbol programından yüksek reyting aldığını ve güreş maçlarının her yaştan seyircinin ilgisini çektiğini söylüyor. Geleneksel yağlı güreşleri on binlerce kişinin izlediğini de sözlerine ekliyor.
- Seferberlik ilan ettim
- 28 yaşındaki Milli Güreşçimiz Rıza Kayaalp, Sırbistan’da kazandığı altın sonrası madalya sayısını 7’ye yükseltti. Başarı bekleyen insanları mutlu ettiklerini belirten sporcu, “Hiçbir zaman ‘gevşemiş, çalışmıyor’ dedirtmedik. Maçlarda hiçbir zaman bireysel düşünmüyorum, göğsümüzde taşıdığımız ay yıldızın sorumluluğunu hissediyorum. Türkiye’de en çok madalya kazanan sporcu olma yolunda ilerliyorum” diyor. Hedefinde 5 Dünya, 10 Avrupa Şampiyonluğu olan Kayaalp, 2020’ye kadar bu hedefine ulaşmak istediğini belirtiyor ve ekliyor: “Halkın ilgisi her zaman fazlaydı, zamanla medyanın da ilgisi arttı. Önümüzdeki 4 yıl seferberlik ilan ettim.”
Güreş alanında Türkiye’ye ilk altın madalyayı getiren ve bu alanda iki kez üst üste şampiyon olan Yasemin Adar eskiden beri bu branşta başarılı olduğumuza değinenerek şunları söylüyor: “Zor maçlar yaptım, hepsinden alnımın akıyla çıktım. Ailemizden uzaktayız. Sosyal hayatımız hiç yok. Emeğimizin karşılığını alıyoruz. Heyecanımı mindere yansıtmamaya çalışıyorum. Yılmadan çalışıyorum ve kazanma inancımdan hiç vazgeçmiyorum. Çevremdeki herkes ilgi gösteriyor. Her yaştan insan tebrik ediyor, amcalar teyzeler alnımdan öpüyor.” Altı yıldır güreş çalışan Adar, başarı geldikçe bayan güreşine ilginin arttığını belirtiyor ve ekliyor: “Altyapıdan gelen küçük kardeşlerim var. Ben asrın güreşçisi Hamza Yerlikaya’yı idol olarak görüyordum, onlar da beni örnek alıyor. Hepsi bayrağımızı dalgalandırmak istiyor. Bu ilgi zamanla artacaktır. Paris’teki Dünya Şampiyonası’nda bayrağımızı göndere çektirip İstiklâl Marşımızı okutmak ve 2020 Olimpiyatları’nda da şampiyon olup güreşi zirvede bırakmak istiyorum.”
Avrupa’daki beşinci madalyasını kazanan Taha Akgül, “Mindere çıktığımızda artık sporcu değil devlet adamı oluyoruz. Özellikle ağır siklette aldığım altın madalya benim için çok önemlidir. Kariyerimde tek eksik madalya Olimpiyat altınıydı. Bundan sonraki hedefim elimden gelen bütün rekorları kırmak. Halkımız ikinciliği kabul etmiyor. Onların duaları bizim için itici güç oluyor. Güreş alanındaki bütün altınlar bizde” diyor. Başarının sırrını tecrübe ve çalışma olarak açıklayan Akgül, antremanların hakkını verdiğinde maçta zorlanmadığını söylüyor.
