2015 yılında yapılan yeni araştırmalara göre, iyimserlik kişinin sosyal ve iş hayatında karşılaştığı zorluklarla baş edebilme becerisini artırıyor. Bu da kişinin sağlığını aslında direkt etkiliyor. Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak'dan bu araştırma sonuçları hakkında bilgi aldık.
Birçok araştırma kötümserliğe kıyasla iyimserlik ve fiziksel sağlık arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte iyimserliğe zıt olarak, kötümserlik ve aşırı derecede fiziksel sağlık şikayetleri arasında da bir doğru orantı olduğu kanıtlandı. Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, 65-85 yaşları arası kadın ve erkek denekler üzerinde yapılan araştırma sonucundan şu bilgileri verdi:
“İyimser bir mizaca sahip olan kişilerde genel anlamda ölüm riskinin, özel olarak da kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin daha az olduğu görüldü. 15 yıl süreyle yapılmış başka bir araştırmaya göre de, iyimser kişilerde kalp ve damar hastalıklarıdan ölüm riski yüzde 50 daha az. Menapozu takip eden üç yılda damar hastalıklarının, kötümser kadınlara kıyasla iyimser bir mizaca sahip kadınlarda daha yavaş ilerlediği de görüldü.”
Hayat ile ilgili yeni hedefler belirlemenin de tekrarlayan başarısızlıklarının sonuçlarından koruyabileceğine dikkat çeken Mehmet Başkak şöyle devam ediyor:
“Yeniden belirlenen hedefler hayata anlam katar ve kişi onları başarmak için tekrar motivasyon kazanır. Bunu başaran kişiler, ulaşılması güç hedeflerinden vazgeçmede zorluk yaşayan kişilere göre daha iyi bir yaşam kalitesine sahiptirler. Ayrıca fiziksel yönden daha sağlıklı bir yaşamları vardır. Bu kişiler gelecekleriyle ilgili daha iyimserdirler. Çünkü zorluklarla daha etkin bir şekilde baş edebilirler."
Kanser hastalarına yönelik yapılan araştırmaya göre de; kötümser bir mizaca sahip genç göğüs kanseri hastalarında erken ölümler meydana gelirken, baş ve boyun kanseri vakalarında ise iyimser mizaçlı hastaların, kötümser hastalara göre, hastalığın ilk teşhisinden itibaren geçen bir yıl içinde hayatta kalma oranları daha yüksek.
İyimser insanların, kendilerinden daha az iyimser ve hatta kötümser kişilere göre daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip oldukları da kanıtlandı. Mehmet Başkak, ”Ciddi hastalıklarda iyimser hastaların, kötümser hastalara göre stresli durumlara daha iyi uyum sağlayabildiklerini ve bunun da genel yaşam kaliteleri üzerinde olumlu bir etki yaptığının belirlendiğine” dikkat çekiyor.
By-pass ameliyatı geçirmiş bir grup hasta üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, ameliyatı takip eden 6 ay içinde, iyimser hastalarda yaşam kalitesi önemli ölçüde artış gösteriyor. İyimser hastalar, hastanede kaldıkları süre içerisinde daha hızlı taburcu oluyorlar ve günlük hayata daha çabuk dönebiliyorlar.
