|

İyilik iki ülkenin karakteri

Tahran’da başlayan ayrılığın etkilediği hayatları Türk Japon dostluğu üzerinden anlatan “Yuvaya Dönüş”te Megumi Masuki rol alıyor. Japonya’da 2019’un “Türk Kültür Yılı” ilan edilmesinin önemine değinen Masuki, “Ertuğrul battığında nereden geldiği bilinmeyen insanlara yardım edildi. Türkiye de kötü bir şey yaşandığında kim olduğuna bakmadan yardım etti. İyilik iki ülkenin karakteri, zaten içimizde olan şeyler. Ruhlarımız çok yakın” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 7/07/2019 Pazar
Güncelleme: 10:53 - 6/07/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Megumi Masuki
Megumi Masuki

Japonya ve Türkiye’nin tarihi dostluğunu insan hikayeleri üzerinden hatırlatan “Yuvaya Dönüş” seyirci karşısına çıkmak için gün sayıyor. Film, 1985 yılında Tahran’da yaşanan olaylardan dolayı 215 Japon’un, İran’dan Türkiye’ye getirilmesini ve sonrasında yaşanan ayrılığın etkilediği insanları anlatıyor. 2019 yılının Japonya’da ‘Türkiye Yılı’ ilan edilmesiyle daha da önemli hâle gelen filmin başrolünde Megumi Masuki bulunuyor. Filmde Masuki’ye Furkan Palalı eşlik ediyor. Yuvaya Dönüş’ün yapımcılığını Macmedya, yönetmenliğini ise Hakan Kurşun üstleniyor. 12 Temmuz’da Türkiye’de vizyona girecek olan film, Eylül ayında ise Japonya’da seyirciyle buluşacak. Halk oyunları merakının peşinden 6 sene önce Türkiye’ye gelen Masuki İstanbul, Tahran, Kapadokya ve Tokyo’da geçen hikâyede babasını arayan bir genç kızı canlandırıyor. Japon oyuncu ile filmi ve iki kültürün dostluğunu konuştuk.

2019, Japonya’da Türk Kültür Yılı olarak ilan edildi. İki ülke dostluğu hakkında ne söylemek istersiniz?

Türkler ve Japonlar birbirini seviyor diye duyuyordum. İki milletin geçmişi eskiye dayanıyor. Ertuğrul ve Tahran olaylarını da biliyordum. Yüzyıllardır birbirine yardım eden iki dosttan bahsediyoruz. Herkesin eğitimle öğreneceği bir şey değil bu. İyilik duygusunun doğduğumuzdan beri içimizde olduğunu düşünüyorum. Farklı yaşta insanlara eğitim veriyorum ama önemli olan eğitim değil, yaşayarak öğrenmeyi sağlamak. İçimizdeki iyilikleri ortaya çıkarmak. Ertuğrul battığı zaman dil bilmeyen, nereden geldiği bilinmeyen insanlara yardım edildi. Türkiye de kötü bir şey yaşandığında kim olduğuna bakmadan yardım etti. İyilik iki ülkenin karakteri, zaten içimizde olan şeyler. Ruhlarımız çok yakın.

Filmin bu dostluğa nasıl bir katkısı olacak sizce?

Film aramızdaki dostluğu çok güzel şekilde gösteriyor. Proje sayesinde iki kültürün daha da yakınlaşmasını istiyorum. Japonlar Türkiye’yi, Türkler Japonya’yı merak edecektir. Sanat sayesinde kültür ve ekonomik yakınlık da kurabileceğiz.

Oyunculuğa ilgi nasıl başladı?

Küçüklükten beri sahnede olma hevesim vardı. Lisede yarışmalara katıldım. Benim yaşadığım ada, Tokyo’ya çok uzak. Orası İstanbul gibi, sahnede olmak için Tokyo’ya gitmeyi hayal ediyordum. Sonra dans ilgim ağır bastı ve buraya geldim.

Neden Türkiye’yi tercih ettiniz?

İngiltere, Kore, Mısır danslarına da baktım. Oralara da gittim. Neden burada kaldım bilemiyorum. Türk müziği bana çok iyi geliyor. Genelde enstrüman dinliyorum. Saz, kanun, semah çok seviyorum. Camiye gittiğimde sakin hissediyorum. Kuran bilmiyorum ama dua ediyorum.

DÜNYAYA AYAK UYDURDUKÇA DEĞİŞİYORUZ

Dans konusunda nasıl bir çalışma yaptınız?

Edirne’de roman mahallesine gitmiştim. Orada bir düğüne katıldım. Dışarda yapılmıştı. Mahalledeki insanlar hep gelmiş. Kadınların kostümleri çok zengindi. Türklerde erkek ve kadının oynayışı farklı. Bu dikkatimi çekti. Erkekler daha ağır, kadınlar daha hareketli. Başka yerleri de gezdim. Bunun dışında Türk halk oyunlarıyla ilgili yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum.

Japonya’da nasıl oluyor?

Tapınakta oluyor ve kısa sürüyor. Japonlar dans etmiyor. Bu da büyük fark. Utangaç ve içine kapanık olduğumuz için böyle sanırım. Şimdilerde Japonya’da sahne organizasyonu ve dans eğitimi alanında çalışıyorum. Sizin kültürünüzü Japonya’ya taşıdım. Roman başta olmak üzere halk oyunlarını öğretiyorum. Bir şeyler değişir belki.

İlk bakışta iki kültür arasında nasıl bir bağ görüyorsunuz?

Misafire hürmet ve insana saygı konusunda benziyoruz tabi ama Japonlar ve Türkler çok farklı. Artık bizde evler küçük. Misafir ağırlamak pek kalmadı.

Bu değişimin sebebi nedir peki?

Japonya ekonomik olarak çabuk gelişti. Bence değişimin sebebi bu. Türkiye’de ise gelişim yavaş yavaş başladı. Dünyaya ayak uydurdukça iki ülke de değişiyor.

Zorluklar oyunculuğuma katkı sağladı


Hikaye hakkında bilginiz var mıydı?

Tahran’daki olayları hatırlıyordum ama filmdeki gerçek hikayeyi bilmiyordum. Çok hoşuma gitti. Sinemaya taşınmak için çok güzel bir hikaye olduğunu düşündüm. Tek başına Türkiye’ye gelen bir kız var benim gibi. Oynadığım karakterin birkaç ağlama sahnesi vardı. Ben de ilk geldiğimde burada çok zorlanmıştım ve onları hatırlayarak oynadım. Yaşadığım zorluklar oyunculuğuma katkı sağladı.

Film ekibine nasıl dahil oldunuz?

Sosyal medyadan haberim oldu. Bir film için Japon oyuncuya ihtiyaç vardı. Seçmelere gittim. Senaryodan ufak bir parça oynamamı istediler. Hikaye beni etkilediği için ağlamaya başladım. Birkaç gün sonra seçildiğimi söylediler. Üç haftalık bir eğitim dönemi geçirdim. Türkçe oynayabiliyordum ama bir Türk gibi mi Japon gibi mi davranmam gerektiğini bilemedim.

Her ziyaret yeni soru

Film dört farklı şehirde geçiyor. Sizi en çok etkileyen yer neresiydi?

Kapadokya’dan çok etkilendim. Üç dört kez gittim oraya ama her seferinde farklı bir şeyler düşünüyorum. Yapıların nasıl oluştuğu, insanların nasıl yaşadığı gibi sorular geliyor aklıma. Gittiğimde oradaki insanlarla da konuşuyorum. Bir de İstanbul’daki Japon evini söyleyebilirim, şaşırdım onu görünce ama o kadar da benzetemedim bizim evlere.

#Yuvaya Dönüş
#Megumi Masuki
#Türk Kültür Yılı
5 yıl önce