"700 hasta tedavi ettik"
Aynı zamanda Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakımlar Koordinatörü görevini de yürüten Yamanel, koronavirüs sürecinin başlamasının ardından hastaneye gelen hastaların ilk olarak acil servise müracaat ettiklerini belirterek, şunları söyledi:
- "Daha sonrasında kişi hem Kovid-19 şüphesi olup olmadığına hem de yoğun bakım ihtiyacı olup olmadığına göre değerlendiriliyor. Eğer Kovid şüphesi olup yoğun bakım şüphesi varsa hastalarımızı hemen yoğun bakımlarımıza alıyoruz. 11 Mart'tan itibaren yoğun bir hasta girişimiz oldu ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği'nde yaklaşık 700 hasta tedavi ettik. Bu vakalarımızın yüzde 80-90'ını taburcu ettik. Kaybettiğimiz hastalar da oldu. Bunlara çok üzüldük. Ama ölüm oranlarımız Türkiye ortalamalarının da altında. Burada tabi ki hem fiziki şartlarımızın iyi olması, hem ekipmanımızın iyi olması hem de kaliteli bir ekibimizin olmasının çok büyük önemi var ve başarılı bir şekilde de bu süreci atlattığımıza inanıyorum."
"Ekibimizle gurur duyuyorum"
Yamanel, virüs ile mücadelede en büyük kalelerden birisinin Ankara Şehir Hastanesi olduğunu ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği olarak çok büyük bir mücadele verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
- "Burada çok önemli işler yaptığımıza inanıyorum. O nedenle ekibimle gurur duyuyorum. Bu süreçte ekiplerimiz hep buradaydı. 24 saat çalıştılar. Bu süreçte günlük toplantılar yaptık ve hangi hastalarımızı nasıl tedavi edeceğimize dair kararlar aldık.Burada hem ilaçları kullandık, hem immum plazma tedavisini uyguladık.Çok yüksek tedavi modeliteleri oluşturduk ve hastalarımızı özellikle akciğerlerin oksijenizasyonunu sağlamak açısından yüzükoyun pozisyonlara getirip tedavi ettik. Aslında bunlar çok önemli tedavi yöntemleri.İlk zamanlar Çin'den, İtalya'dan gelen görüntülerle hastalığın çok hızlı yayıldığını ve çok miktarda sağlık çalışanında görüldüğünü biliyorduk. Bu nedenle ekipman kişisel koruyucu ekipman kullanımının önemini hep birlikte görmüş olduk ve en başından beri kişisel koruyucu ekipmanın yerinde kullanımıyla ilgili hareket ettik.Şehir hastanelerinin olması Kovid-19 ile mücadele açısından çok isabetli oldu, böylece hiç yoğun bakım sıkıntısı çekmedik.Yoğun bakımlarda her zaman boş yataklarımız oldu ve gelen bütün hastalarımıza yoğun bakım hizmeti verdik."
"Yoğun bakım bu işin en zor kısmı"
Yoğun Bakım Yandal Asistanı Nöroloji uzmanı Dr. Şule Duman, sürecin dünya ve kendileri açısından zor bir süreç olduğunu söyledi. Yoğun bakımda kimi zaman çok üzüldüklerini, kimi zaman da hastaların çabuk toparladığını görüp sevindiklerini belirten Duman, "Yoğun bakım bu işin en zor kısmı. Şuan süreç daha kontrollü gidiyor ve bu da bizi sevindiriyor" diye konuştu.
Yoğun bakımda görevli doktorlardan biri olan Zeynep Atlı ise pandeminin ilk başlangıç sürecinden beri kendilerinin bu işin içerisinde olduğunu ve çok tedirgin bir süreç geçirdiklerini söyleyerek, "Hastaların sağlıklarıyla ilgili ne yapmamız gerektiğine dair tereddütlerimiz varken bir yandan kendimizi korumak bir yandan da evde aile hayatımızı sürdürmek gibi kaygılarımız vardı. O nedenle bizim için unutulmayacak zor bir süreçti. Benim 2 çocuğum var, onlara babaanneleri bakıyor. Çünkü eşim de doktor. İkimiz de çalışıyoruz. Onları çok kısıtlı görüyorum. Onlar bizim için endişeliler, biz de onları özlüyoruz. Burada hastalar görüyoruz. Bir yandan onlar için endişeleniyoruz" ifadelerini kullandı.
"Halkımıza teşekkür ediyorum"
- "Arkadaşlarımla birlikte M3 kulesinde ilk hastaları biz karşılamaya başlamıştık. Hastalar artıkça zaman içerisinde 9 üniteye çıktık. Şuan 16 yataktan oluşan 9 üniteyi çalıştırıyoruz. Bu zaman zarfında 400'den fazla hasta kabul ettik. İyileşme oranlarımız gayet güzel. Bu pandemi gerçekten zor bir süreç. Ekibimiz daha önce Kırım Kongo ve H1N1 ile de mücadele vermişti, taşınmadan önceki hastanelerimizde. Bu yüzden ekibimiz tecrübeli. Bizden yaşça küçük çalışan doktor ve hemşire arkadaşlarımıza bu sürede sürekli destek olmaya çalıştık. İlk olarak onların sağlığı bizim çok önemliydi ve bu duygumuzu onlara yansıttık. 'Öncelikle sağlığınız önemlidir' diyerek kişisel korunma eğitimlerini verdik ve bu konuda onları da sürekli takip ettik. Ayrıca halkımıza da çok teşekkür ediyorum. Çeşitli vesileler yaratarak buradaki çalışanlara destek olmak adına birçok proje ürettiler. Onlara teşekkür ediyorum."
"Sürecin en başından beri çalışmaya gönüllü katıldık"
Pandemi Kulesi Yoğun Bakımlar Sorumlusu Doç. Dr. Deniz Erdem ise, sürecin en başından beri çalışmaya gönüllü olarak katıldıklarını belirtti.
İlk hastayı 18 Mart'ta aldıklarını kaydeden Erdem, "Ancak daha öncesinde ülkemizde pandemi söz konusu olduğunda sayın bakanımızın ve devletimizin aldığı önlemler sayesinde öncelikle zaten hastalığın ilk anda bize gelmemesi sağlanmıştı. Biz de bu arada tüm hazırlıklarımızı bu yönde yaptık. Eğitimlerimizi yaptık, ekipmanlarımızı tamamladık, yataklarımızı hazırladık. Ve bu zamanlara başarılı bir şekilde gelmiş olduk" dedi.
"Oğlum bana 'anne hastalık be zaman bitecek?' diye soruyor"
Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Şenay Demirci Gülenç ise, 2 aydır evine gitmediğini ve Sağlık Bakanlığının tahsis ettiği bir otelde kaldığını ifade ederek, "Ailemle yüz yüze görüşmüyorum, telefonda görüşüyorum. 3.5 yaşında bir oğlum var. Onla da maalesef şu zamanlar görüşemiyorum. Oğlum bana 'anne hastalık ne zaman bitecek?' diye soruyor. 'Dışarıda hastalık var anne, seni özledim' cümlelerini kullanıyor. Ben de ona 'hastalara bakıyorum, onlar iyileşince geleceğim, ben hemşireyim' diyorum. Hastalık bitince kavuşacağımızı söylüyorum" ifadelerini kullandı.