|
Afgan muamması

ABD’nin sözde ‘Afgan misyonu’ fiyaskoyla sonuçlandı. Afganistan’ın ikinci defa Taliban yönetimi altına girmesi ABD’nin askerî ve siyasî başarısızlığının tescili oldu. Dünyanın en büyük silahlı gücü ABD, Taliban’ı bertaraf edemedi. Afganistan fiyaskosu, Amerikan gücünün sınırları olduğunu gösterdi. Taliban’ın biricik stratejik avantajı, ABD çekilmek zorunda kalana kadar ayakta kalmayı başarmaktı. Taliban’ın beklemek için zamanı boldu. ABD ise zamana karşı daha fazla direnç gösteremedi. Sabırla bekleyen Taliban nihayet muradına erdi.

ABD Afganistan’dan çekilirken sıcak Taliban kestanesinin başkalarının elini yakmasını umut ediyor. Çin ve Rusya ise Taliban yönetimi altındaki bir Afganistan’ın kendileri için bir tuzak olabileceğini hesaba katmış olabilirler. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi Obama ve Trump döneminin en başta gelen dış politika başlıklarından biriydi. Biden son noktayı koydu. Pekin ve Moskova, Taliban yönetiminin getirebileceği riskleri bertaraf etmek için Taliban siyasi liderliğiyle olumlu ilişkiler kurma yoluna gittiler.

Açıkçası Taliban siyasi liderliği de Çin ve Rusya’nın hem daha özel kaygılarını, hem de bu iki gücün ABD ile yaşadıkları jeo-politik, jeo-ekonomik rekabetin dinamiklerini doğru okumuş olabilir. Zira son 20 yılda dünya çok değişti.

Taliban rejimi 20 yıl önce ABD ve İngiltere’nin askeri müdahalesiyle iki ay içinde çökmüştü. Rusya ve Çin ise ABD’nin Afganistan’a müdahalesine en azından rıza göstermişti. 2012’de Çin’de Şi Cinping işbaşına geldi. Cinping Çin’den Avrupa’ya uzanan
“Bir Kuşak Bir Yol”
projesini Çin’in küresel ekonomik-politik vizyonu olarak ilân etti. Afganistan bu projenin coğrafi olarak hem engeli, hem kolaylaştırıcısı olabilecek bir konumda yer alıyor. Trump döneminde Çin ve ABD arasındaki güç rekabeti gümrük savaşlarıyla kızıştı. Biden da Çin ile büyük güç rekabetine öncelik veren bir siyaset izliyor. Afganistan ABD için hâlâ çok önemli.

ABD, Taliban’ın Çin ve Rusya için “sorun” olmasını ister tabii. Öte yandan Çin ve Hindistan bölgesel rakipler. ABD’nin Çin’i çevreleme politikasında Hindistan önemli yer tutuyor. ‘Çin Korkusu’ ABD ve Hindistan’ı birbirine yakınlaştırdı. Çin ve Hindistan’ın ‘yeni Afganistan’dan beklentileriyse taban tabana zıt. Diğer taraftan Pakistan ‘yeni Afganistan’dan ne umuyor ise, Hindistan tam tersini umuyor. Birinin kazancı, diğerinin kesin kaybı. Çelişkiler keskin. Pakistan öteden beri Taliban’ın arkasındaki en önemli güç.

Afganistan’da stratejik yatırımları olan Hindistan gelişmeleri endişeyle izliyor. Tüm bu çelişkiler Taliban’a manevra imkânı veriyor.

Aradan geçen 20 yıl Taliban siyasi liderliği için öğretici olmuş olabilir. Ancak Taliban’ın siyasi liderlikleriyle sahadaki askeri kanat liderlikleri arasında tam bir uyum olup olmadığı şimdilik bir muamma. Ana akım Taliban siyasi liderliği için her şey Afganistan ile sınırlı.
“Neo-Taliban”
olarak etiketlenen bazı askeri kanat liderlikleriyse etkilerini Afganistan sınırlarının ötesine yansıtmak isteyebilirler. Taliban yönetimi için en büyük açmaz, Taliban’ın kendisi. Çin, Rusya, ABD, İngiltere, Hindistan, İran, Özbekistan, Tacikistan ve hatta Pakistan bu açmazda yeni pozisyonlar geliştirmek durumunda kalacaklardır.

Savaş bittiyse bile rekabet devam ediyor.

#Taliban
#Afganistan
#ABD
#Rusya
#Çin
3 yıl önce
Afgan muamması
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset