|
İklim katilleri!

“İklim değişikliği”yle mücadelede gelinen, daha doğrusu bir türlü gelinemeyen noktayı ele almak için İskoçya’nın Glasgow şehrinde bir zirve düzenleniyor. Bugün başlayan zirve 12 gün sürecek. Yine vaatler, taahhütler havada uçuşacak. Yıllardır durum bu minvalde seyrediyor.

“İklim değişikliği, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük
“varoluşsal tehdit”
. Diğer canlı yaşamlarını da tehdit ettiği için iklim değişikliği hem küresel, hem gezegensel bir sorun. Bu sorun kuşkusuz küresel bir eşgüdüm içerisinde çözülebilir. Ne var ki iklim krizinden sorumlu olan büyük güçler, krizin çözümüyle ilgili faturayı tüm dünyaya ödetmek istiyorlar. Finansal krizlerde olduğu gibi, bu krizde de kapitalistler,
“kârları özelleştir, zararları sosyalleştir”
mantığıyla hareket ediyorlar. “İklim krizi”ne sebebiyet veren güçler, krizin faydalanıcılardır.

“İklim krizi”nin aktörleri kapitalist ülkeler. Ancak atmosferimizdeki karbon birikmesine en az katkıda bulunan yoksul ülkelerin, “iklim krizi”nden en fazla zarar görenler olması manidar. Örnek vermek gerekirse, Afrika, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde dörtten azından sorumludur. “İklim değişikliği”nden kısa vadede en fazla etkilenecek olan kıta da, Afrika.

Meteorolojik araştırmalara göre Tanzanya’da
Kilimanjaro
, Uganda’da
Rwenzori
, Kenya’da ise
Kenya Dağı
buzullarının önümüzdeki 20-30 yıl içinde çözülmesi bekleniyor. Adı geçen dağların buzulları Afrika’nın iklimini dengeleyen bir rol oynuyor. Küresel ısınmadaki bir iki derecelik artışının Afrika’ya yansımasıysa birkaç derece olacak. Yani Afrika daha çok ısınacak. Bu ısı artışının nüfusu 1.2 milyarı geçen Afrika’nın yaşamını ne kadar zorlaştıracağını tahmin edebilirsiniz. 54 ülkeye ev sahipliği yapan Afrika’nın 30 yıl sonra nüfusunu ikiye katlayacağı tahmin ediliyor. Öte yandan Afrika, dünyanın en genç nüfusunu da içerisinde barındırıyor.

Kapitalist ülkeler sanayiilerinin önemli bir bölümünü Çin, Vietnam, Hindistan, Bangladeş gibi ülkelere taşıyarak “iklim değişikliği”nden kaynaklanan zararlardan kurtuluyorlar. Hem ucuz emek elde ediyorlar, hem de kirliliklerini başka ülkelerin sırtına yüklüyorlar. Böylece bir taşla iki kuş birden vurmuş oluyorlar. Ne kadar akıllılar değil mi? Zengin Avrupalılar türlü atıklarını da Somali başta olmak üzere Afrika kıyılarına doğru boşaltarak ayrıca türlü zararlar veriyorlar.

Halihazırda atmosfere en fazla karbon salan ülkeler
“ABD”
ve “Çin”. Toplamda Çin atmosfere ABD’den daha fazla karbon salıyor. Ancak kişi başına düşen karbon salınımında ABD ve diğer kapitalist ülkeler yine ilk sıralarda yer alıyorlar. Dünyanın en büyük nüfuslarına sahip olan Hindistan ve Çin’in kişi başına saldığı karbon miktarı ABD veya İngiltere’den çok daha az.
“Sanayi Devrimi”
nden bu yana karbon salınımında en büyük pay ABD ve Avrupa’ya ait.
Önceki ABD Başkanı
Donald Trump, “Paris İklim Anlaşması”
ndan ABD’yi geri çekmişti. Biden ise Trump’ın bu kararını iptal etmişti. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında “iklim değişikliği”yle mücadele konusunda derin bir ihtilaf var. Biden’in
“Yeşil Yeni Anlaşma”
bağlamındaki yatırım tasarılarını Cumhuriyetçiler tırpanlamaya çalışıyorlar. Demokrat Parti’li bazı senatörler de Cumhuriyetçilerle aynı pozisyondalar. 2022 ve 2024’teki seçimleri Cumhuriyetçiler’in kazanması durumunda “iklim değişikliği”yle mücadelenin tekrar savsaklanma ihtimali söz konusudur. ABD’nin fosil yakıt şirketleriyse siyaseti kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek için milyarlarca dolar harcıyor. “İklim krizi”nin faydalanıcıları tatlı kârlarından vazgeçmek istemiyorlar. Petrol yüzünden çıkarılan savaşları, darbeleri hatırlayın!
Bir diğer önemli husus ise, karbon salınımının en büyük iki aktörü olan Çin ve ABD arasında başlayan
‘Yeni Soğuk Savaş’
. ABD, Çin’in ekonomik yükselişini durdurmak için bu savaşı başlattı. ABD Çin’i çevreleme politikası yürütüyor ve
“Hint-Pasifikler
”de yeni ittifaklar kuruyor. İki ülke arasında giderek yükselen gerilimin, “iklim değişikliği”yle mücadeleyi etkilemesi kaçınılmaz. Hindistan başta olmak üzere birçok ülkeyse ipe un sermeye devam ediyorlar. Adil çözüm, afmosferimizin kirletilmesinde en büyük paya sahip olan ülkelerin bu kirliliğin son bulmasına ilişkin harcamalarda da en büyük paya sahip olmalarıyla mümkün.
#ABD
#Avrupa
#Çin
#Hint-Pasifikler
2 yıl önce
İklim katilleri!
Yeşilçam’ın değil, 28 Şubat’ın Hafızası: Apoletli Manşetler
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim