Netanyahu’nun peşinden sürükleniyorlar

Soykırım suçlusu Netanyahu’nun ateşkes ve rehine anlaşması yapmaktan yana olmadığı başından belliydi. ABD ise sözde İsrail’i ateşkes yapmaya zorluyor. Sahadaki gerçeklerse ABD’yi yalanlıyor. Ateşkes-rehine anlaşması ABD’nin “

halkla ilişkiler

” çalışmasından başka bir şey değil. ABD İsrail’i ateşkes için zorlamış olsaydı, şimdiye kadar çoktan mesafe alınırdı.

İsmail Haniye ateşkes ve rehine müzakerelerinin kilit ismiydi. İsrail “

Haniye suikasti

” ile ateşkes-rehine anlaşmasının yolunu kapattı. İsrail bu suikastle ABD, Katar, Mısır gibi arabuluculuk rolü oynayan tarafları da itibarsızlaştırıyor. Ateşkes ve rehine anlaşmasına İsrail’in yanaşmaması ABD’nin kayıtsız şartsız desteğine duyduğu güvenden kaynaklanıyor.

Netanyahu’nun müzakereleri rayından çıkarmak için kışkırtıcı saldırılara başvuracağını bekliyordum. Netanyahu’nun ABD’de

Joe Biden

, Başkan Yardımcısı

Kamala Harris

ve Cumhuriyetçiler’in Başkan adayı

Donald Trump

ile yaptığı görüşmeler bende bu kanaati uyandırmıştı. Trump ile Netanyahu arasındaki görüşmeye ilişkin tatmin edici bir bilgi verilmemesi ikili arasında bazı pazarlıkların yapıldığına dair kuşkularımı derinleştirmişti.

Siyaset, saçmalığa mani değil. Trump hem Amerikalı Hıristiyan-Siyonistler’i avucunun içinde tutmaya devam etmek, hem de Amerikan Yahudileri’nin ve “İsrail Lobisi”nin desteğini tamamen Cumhuriyetçiler’e kaydırmak için Biden Yönetimi’ni İsrail’e yardım etmemekle suçluyor. Acaba Biden yerine “Beyaz Saray”da Trump olsaydı İsrail için daha fazla ne yapardı?

Netanyahu ABD’deki Kasım seçimlerine kadar ateşkes girişimlerini akamete uğratmayı, hatta ABD’yi bir savaşa doğru sürüklemek istiyor. Netanyahu, Trump’ın kazanmasına oynuyor gibi görünüyor. Roma’da müzakereler başlamış iken İsrail Beyrut’a hava saldırısı yaparak hem Hizbullah’ın önde gelen bir ismini, hem de Tahran’da Haniye’yi vurdu. İktidardan gitmemek için her türlü melaneti işlemeye hazır olan Netanyahu’nun niyeti savaşı bölgeye yaymak.

Biden Yönetimiyse İsrail’in savaşı bölgeye yaymak için yaptığı saldırıları tevil etmekten başka bir şey yapmıyor. Biden Yönetimi saldırıların “

bölgesel savaş

” riskini artırdığına dair uyarıları bile “abartılı” bularak kulak arkası ediyor. “İsrail Lobisi”nin ağırlığını üzerinde hisseden Biden İsrail’i dizginleme iradesini gösteremiyor. Netanyahu ise Biden’ı hep aciz duruma düşürüyor.

ABD tarafından ciddi olarak zorlanmadığı müddetçe İsrail davranışını değiştirmeyecektir. ABD ise sadece “

telkin

” etmekle yetiniyor. Netanyahu bu uğursuz tiyatroda ABD’yi istediği gibi oynatıyor. Biden Yönetimi İsrail’e aşmaması gereken güya “

kırmızı çizgiler

” göstermişti. İsrail “

Beyrut’a hava saldırısı

” dahil bütün ‘kırmızı çizgiler’i geçti. Netanyahu Biden’ın çizgilerinin altının boş olduğunu biliyor. Zira ‘Kırmızı çizgiler’in aşılmasının İsrail için bir bedeli yok.

ABD Dışişleri Bakanı

Antony Blinken

“

Haniye suikasti

” için “

Bu bizim haberdar olmadığımız ya da dahil olmadığımız bir şey

” demiş. Bu açıklama inandırıcı değil. ABD güya ateşkes için çalışıyor, kol kanat gerdiği soykırımcı ise tam tersine savaşı genişletmenin peşinde. İsrail kışkırtıcı suikastler yaparken Biden Yönetimi’nden yalandan da olsa bir azarlama işitmiyor.

ABD sözde “İki Devletli Çözüm”den yana ve işgal altındaki Batı Şeria’da Siyonist yerleşimlere karşı. İsrail, yerleşimleri kan dökerek genişletiyor. İsrail Meclisi 149 devletin tanıdığı Filistin Devleti’ne yer olmadığına ilişkin bir karara da imza attı. ABD ise havaya bakıp ıslık çalıyor.

ABD’nin terazisi hep İsrail’den yana tartıyor. Bu terazide mazlum Filistinlilerin bir ağırlığı yok. ABD’nin Filistinlilerle ne alıp veremediği var? ABD Filistin halkını “

düşman

” mı kabul ediyor? Filistinliler ABD’nin ulusal güvenliği için bir “

tehdit

” mi teşkil ediyorlar? ABD askerî, malî ve diplomatik gücünü niye soykırımcı Netanyahu’nun arkasına dizmekte heveskâr davranıyor?

Amerikan medyasına yansıyan bilgilere göre Biden Yönetimi on binlerce çocuğun katili olan İsrail’i korumak için bölgeye yeni savaş gemileri ve asker göndermeye hazırlanıyor. “

Küresel Amerika

” öteden beri insanlık vicdanını örseleyip kanatıyor. ABD böyle adaletsiz bir düzenin zor kullanarak sürdürülebileceğine inanıyorsa, yanıldığını anlayana kadar vazgeçmeyecektir. Milyonlarca insanın hayatına mal olan Vietnam, Afganistan ve Irak savaşlarının sonuçlarıysa ortada. Şimdi ABD 21. yüzyılın Nazileri’ni korumak için listeye bir yenisini daha mı ekleyecek?

#Gazze

#soykırım

#Binyamin Netanyahu

#İsrail

#katliam

#ABD

#Biden

#Trump

15 Temmuz

Kudüs: Bir şehrin hikayesi

Ramazan

Seçim

Spor

Borsa