|
Avrupa"nın büyük bir çelişkisi

Avrupa Birliği kurulurken, dillerde dolaşan bir slogan vardı: "Hudutlarla ayrılmamış, birleşik bir Avrupa.": "Europe, whitout divided border." AB''nin genişleme tarihine baktığımız zaman, bu sloganın önemli bir rol oynadığını söylemek güçtür. Avrupa Birliği bir yandan hudutları kaldırmaya çalışırken, diğer yandan, Avrupa coğrafyasını değiştirerek yeni hudutlar icat etti.

Bunun en tipik misali, Çekoslovakya''nın evvela iki devlet haline dönüştürülmesi, daha sonra bunları ayrı ayrı birliğe üye kabul etmesini gösterebiliriz. Avrupa Birliği fikrinin ortaya atıldığı 2. Cihan Harbi sonrasındaki Avrupa haritası ile bugünkü Avrupa haritasına baktığımız zaman, bir yönüyle birleşmeye çalışan Avrupa''yı, diğer yönüyle de dün tek devlet çatısı altında toplanmış ülkelerin, bugün ayrı ayrı devlet haline dönüştüğünü ve tabiatıyla da Avrupa''da yeni yeni hudutların çizildiğini görmekteyiz. Dünün Yugoslavya''sı tek bir devlet iken bu gün Avrupa Birliği karşısına 5-6 ayrı devlet halinde çıkmaktadır.

Bugün Avrupa''da, bu tarz bölünmeleri daha da çok artıracak yeni bir tez savunulmaktadır: "Avrupa''nın devletsiz milletleri...": "Nations whitout states." Bu konuda, Avrupa Konseyi beş tane rapor kabul etmiştir. İnternet sitelerinde, Avrupa''nın devlet kuramamış milletlerin haritaları yayınlanmaktadır. Devleti olmayan milletler deyimi, azınlıklardan başkadır. Bu konuda hazırlanan raporlara göre, her azınlık ayrı bir millettir. Onların isterlerse ayrı birer devlet kurma hakları vardır.

İnternet sitelerinde "devletsiz milletler" başlığı altında yayınlanan haritalarda da, "daha çok muhtariyet isteyen", "bağımsızlık isteyen" azınlıklar tasnifi yapılmaktadır. Devletsiz milletler listesinde öyle topluluklar vardır ki, bugüne kadar, ismini tarihçiler bile bilmez. Bunlar, ülkenin siyasi tarihlerinde, azınlık olarak bile gösterilmemiştir.

Dün, hudutlarla ayrılmamış bir Avrupa sloganıyla yola çıkan Avrupa, kurulacak Avrupa Birliği''nde hudutları kaldırmak yerine yepyeni hudutlar çizmektedir. Avrupa Konseyi Parlamentosu''nda kabul edilen raporlarda, adı geçen etnik toplulukların, kendi devletlerini kurma hakkının bulunduğu iddiasına tekrar tekrar yer verilmektedir. Bu raporlarda adı geçen toplulukların çoğunun ayrı bir devlet kurma idealinin olduğunu söylemek güçtür. Fakat bu raporlar etnik topluluklar üzerinde etkili olmakta ve Avrupalı asırlar boyu uğruna gözyaşı ve kan döktüğü, devlet fikrini tartışılır hale getirmektedir.

Son yirmi otuz yıl içerisinde Avrupa''da cereyan eden kanlı olaylara baktığımız zaman bunun arkasında aynı tezin var olduğunu görmek mümkündür. Yugoslavya''da, Sırplarla Boşnaklar arasındaki kanlı hadiseler, bu tezin uygulama alanına konmak istenmesinden doğmuştur. Sırplarla Kosovalılar arasındaki kanlı olayların temelinde bu yatmaktadır.

"Devletsiz milletler" fikri bir virüstür. Avrupa Birliği fikrini kemirerek yok etmektedir. Sadece Avrupa Birliği''ni değil, Avrupa''nın asırlar boyu uğraşarak kurduğu, demokratik devlet mefhumunu da ortadan kaldırmaktadır. Büyük devletlerin, büyük imparatorlukların kurulmasından önce, dünya haritasına baktığımız zaman küçük küçük feodal devletçiklerin var olduğunu görürüz.

Selçuklu İmparatorluğu''nun kuruluşundan önce de Anadolu''da durum aynıydı. Anadolu''ya gelmiş Türkmen aşiretleri kendi beyliklerini kurmuşlardı. Anadolu Selçuklu devleti bunların bir çatı altında toplanmasından sonra kurulabilmişti. Selçuklu devleti yıkıldıktan sonra da, Osmanlıların Anadolu birliğini kurmasına kadar, gene aşiret devletleri kurulmuştu.

Bu olaylar şunu ortaya çıkarmaktadır ki, aşiret beyliklerinden, imparatorluğa geçiş medeniyete doğru ilerleme dönemiydi. Devletlerin parçalara bölünmesi ise, bir manada medeniyetin çöküşü yani bir irtica idi. Avrupa''da, dün savunulan, "hudutlarla bölünmemiş bir Avrupa tezi karşısında, "devletsiz milletler" konusunu savunmak aynı şekilde irticaın kendisidir.

12 yıl önce
Avrupa"nın büyük bir çelişkisi
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu