|
Kaybettiğiniz anne olunca işler değişir

İnsanın kendi annesinden umuma söz etmesinin bir anlamı olur mu? Evet, örnek alınacak yönleri varsa olur.

Herkes için kendi annesi dünyanın en değerli varlığıdır. Bu duygu fıtridir, tabiidir. Ama annem için bu duyguyu aşarak düşündüğümde onun gerçekten Allah’ın çok müstesna bir kulu olduğunda şüphem yok. Önce babam ve bizim için çok müşfik bir hâmi idi, herkesin fikir danıştığı bir merci idi.

En dikkat çeken yönleri akıllı, teennili, soğuk kanlı ve sabırlı olmasıdır. Seriul-intikal, aklı selimle düşünebilen, kızıp dengesini kaybetmeden ve duygusallıktan uzak, anında çok isabetli cevap veren bir insandı.
Hayatının özeti, bütün müşküllerini sabırla halletmesinden, kızıp her şeyi dağıtmamasından ibarettir.
Seksenli yaşlarına kadar durmadan dinlenmeden çalışmıştır. Bizi hayata çıkaran, ele güne muhtaç olmaktan kurtaran annemdir. Hayatı boyunca belki üç erkek kadar çalışmıştır desem mübalağa olmaz. Çok cömert ve diğerkâmdı, herkesin imdadına koşardı. Eli bereketli bir insandı, yaptığı hemen her iş hayırla sonuçlanırdı. Az çok demeden sürekli iş görürdü. Bu onun hayatına büyük bir bereket katmıştır.
En zor ve bıktırıcı işlerde, ‘dur bakalım, Allah bir kolaylığını verecek’ diye hep şevk ve moral verirdi
ve çoğu zaman dediği gibi de olurdu. Başka kadınlar işlerinde onu örnek alırlardı. Sülalenin ve diğer komşuların akıl danışma mercii idi. Komşularından ve tanıdıklarından onu sevmeyen ve saymayan yoktu.
Köyde iken mahallenin doğuramayan hayvanlarının müşfik ebesiydi, hemen onu çağırırlardı. Altmışlı yaşlardan sonra çok sevap olduğunu duyduğu için, Allah rızasına sayıp cenaze yıkamaya da başladı.
Pek çok kadın kendisini annemin yıkamasını vasiyet etmiştir.
Adeta beceremediği iş yoktu. Aynı zamanda çok takva idi.
Doksan yaşına yaklaşıncaya kadar gece saat üçte kalkıp ibadet etmediği belki de hiç olmamıştır.
Alaylı konuşmalardan, istihzadan, eğlencelerden, kendi ifadesiyle z
evzeklikten hoşlanmazdı
. Müziği ve televizyonu hiç sevmedi, dinlemedi ve izlemedi. İlk çıktığı yıllar sadece biz değil, yakın komşularımız bile annemden saydıklarından televizyon alamadılar. Sonra bu hassasiyet kırıldı.
Kimsenin hatasını yüzüne vurmazdı, hataları gizlerdi, kimseyi mahcup etmek istemezdi.
Bir gün bahçeye indiğinde birisinin gizlice fındık topladığını görmüş, adam onu görüp mahcup olmasın diye yavaşça çekilip eve gelmişti.

Ben bildim bileli anacığımın kilosu 63 idi. Biz dinlemesek bile, fazla yemek kadar kötü bir şey yok diye bize her zaman söylerdi. Hayatı dikkatli bir Müslüman olarak gerçek menkıbelerle doludur. İşte birisi: Köydeyiz, bize iki ineğinden sağdığı sütü satarak o bakıyor. İmam Hatip orta birdeyim. Bir gün annemin satılacak sütü koyduğu bakır bakracı ateşin üstünde ısıttığını gördüm, neden öyle yaptığını sordum. Oğlum, satacağımız sütü buna koyuyorum yıkadım, içinde ıslaklık kalıp da süte karışmasın diye kurutuyorum dedi.

Yokluk günlerimizde annem bize bir kuluçka şefkatiyle bakar ve herkesi kendine tercih ederdi. İsar/başkasını kendisine tercih etme kavramının tam bir uygulamasını biz onda gördük.
Bazen orta yere konan sofradaki iyi yemekleri elini uzatıp alır gibi yaptığını, ama yemeyip sofradakilere bıraktığını fark ederdim.

Dağ başında on çocuk dünyaya getirdi. Kardeşlerimin birinin doğumundan bir gün önce akşama kadar çamaşır ve temizlik yaptı, doğumdan bir gün sonra da kundağı benim kucağıma koyup bir süre tırpan vurdu. Feministler duysun.

Sık söylediği sözler

Ümmi bir kadından hikmet sadır olur mu? Annemin hayat felsefesi haline gelmiş sözlerine bakınca olur demek zorundayız ve onun gibi daha nice kadınlar vardır.

Bizi bir yere uğurlarken hep,
“Allah iyilerle karşılaştırsın”
derdi. Belki de bu sözün bereketiyle ben hayatımda hep en iyi insanlarla dost ve arkadaş oldum, kendim iyi olmasam da arkadaşlarım, mevcudun en iyileri idi ve ben de onlar sayesinde en azından daha kötü olmaktan korundum.

“Hep şunu gördüm ki, bir adamın dünyası da ahireti de insanlar içinde insan sayılması da helal bir kadındır. Yoksa dünyası da haraptır ahireti de.”

“Kadın var arpadan aş eder, kadın var buğdayı termaş eder”.

“Seversen sevilirsin, sayarsan sayılırsın.”

“Kimse kimseyi sevmez, herkes kendini kendi sevdirir”.

“Çalışın yavrum çalışın, dostunuza da çalışmakla görünürsünüz düşmanınıza da”.

“Evinden daraldığın zaman çık biraz eşi dostu dolaş, göreceksin ki, sen ne kadar rahatmışsın.”

“Tertip (tasarruf etme ve iktisatlı olma anlamında) eden darda kalmaz, tertip eden rezil olmaz.”

“Hallaşalım dağ aşalım”. Hallaşmak, dertleşmek, istişare etmek.

“Avara duracağına avara çalış”.

Dün defnettik. Allah rahmet eylesin. Katılan ve taziyede bulunan bütün dostlara teşekkür ediyorum.

#İmam Hatip
#cömert
#anne
2 yıl önce
Kaybettiğiniz anne olunca işler değişir
Tahkir etmeden tenkit etmek…
Ertelenmiş ama kaçınılmaz kaza... (3)
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar