|
Ne çektin be Reşat Nuri!

Televizyon dizilerinde ve müzik dünyasında zaman zaman ne hikmetse eskiye dönüşler yaşanır. Dizilerde bir bakarız, eski Yeşilçam filmlerinden alıntı konular yapılır, yahut eskiden sinemada ya da TV''de (çoğunlukla TRT''nin tek kanallı siyah-beyaz döneminde) tutulmuş edebiyat eserleri yeniden uyarlanır.

Bu sezon da peşpeşe edebiyat uyarlamaları ekranları doldurdu. Elbette en önde yine her zamanki gibi Reşat Nuri! Ne zaman edebiyat uyarlaması yapılacak olsa akla ilk gelen Reşat Nuri! İyi ki varsın Reşat Nuri! Lakin herkes seni çekersen asıl sen ne çektin be Reşat Nuri!

Büyük bir iddia ile önce Reşat Nuri''nin ''Çalıkuşu'' fragmanları yayınlandı, sonra diziyi izlemeye başladık. Ardından Peyami Safa''nın batı ve doğu kültürünü anlattığı ''Fatih-Harbiye'' dizi olarak ekranlarda göründü. Refik Halid Karay''ın ''Bugünün Saraylısı'' da bu kervana katıldı.

Elbette her yeni dönem, uyarlamalara, zamanın şartlarının yeniliklerini de getiriyor; mekan ve kostüm seçimleri, hatta makyaj ve hatta senaryo yazım teknikleri nostaljiyi canlı tutmaya çalışsa da elbette yeterli olamıyor.. Amma yönetim, oyunculuk, teknik ve görsel olarak haklarını yememek lazım.

Ve nedense, her dönem özellikle edebiyat uyarlamaları seyirci tarafından muhakkak tutuluyor. Zaten henüz yapım aşamasındayken yapımcı 1-0 önde olduğunun herhalde farkında, çünkü elinin altındaki enfes bir eserdir, klasiktir, hala unutulamamıştır.. Hatta seyirci tarafından özlenmektedir.

Evet, tüm bunlar, bu özlemin göstergesi..

Son zamanlarda müzik de paralel gidiyor, eski şarkılar yeniden besteleniyor, günümüzün genç dinleyici kitlesinin kulaklarına hitap edecek şekilde aranjeleri yeniden yapılıyor, o şarkıyı ünlü eden dönemin şarkıcısıyla genç şarkıcılar arasında düetler yapılıyor. Bugünlerde radyoda hangi frekansın kulağını kıvırsam eskilerin ''yeni düzenlemeleri'' karşıma çıkıyor.

Evet, tüm bunlar, bu özlemin göstergesi diyebiliriz.. Amma bundan daha önemli bir şeyi de gözden kaçırmamalıyız ve şu soruyu muhakkak sormalıyız; ''hangi alanda olursa olsun eskiden üretilen eserler, bu kadar ağızda tat bırakmışsa, daha kaliteli yapılmış denilebilir mi?''

Ya da şöyle soralım soruyu, ters köşeden; ''eskiden insanlar daha mı kaliteliydi de ürettikleri eserler hala gönlümüzde tad bırakıyor?''

Kimse alınmasın.. günümüz insanı kalitesiz demiyoruz elbette.. Fakat bugünün insanı, yaşam gailesi arasında çok şeyi kaçırıyor. Belki samimiyeti, vefayı, belki işini ciddiye almayı, ya da karşısındakini anlamaya çalışmayı, belki karşısındakini hoş görmeyi yahut sevmeyi denemeyi.. bu örnekleri eminim sizler daha da çoğaltırsınız.. Haydi, vaktiniz müsaitse oturun ve bir liste yapın; sizce günümüz insanları olarak bizler neleri kaçırıyoruz?


10 yıl önce
Ne çektin be Reşat Nuri!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset