- Karadeniz’de bir füze “yanlışlıkla” bir Türk savaş gemisini vurur! - Türk-Rus savaşı çıkar. Bunu deneyecekler! - Avrupa refahı için kan akıtmayacağız!

Türkiye;

Batı’ya asla güvenmez

, güvenemez. Türkiye’nin yerinde olan hiçbir ülke böyle bir güveni inşa edemez. Çünkü s

on on yılda yaşadıklarımız bin yıla bedel.

Aslında

bin yıldır Anadolu’da yaşadıklarımızın 21. yüzyıla taşınmış hali,

tekrarı.

Anadolu’ya girdiğimiz günden bu yana,

Bizans’la yüzleştiğimizden bu yana

bu kader hiç değişmedi.

Hala Bizans’la yüzleşiyoruz

biz. Müslüman Türkler, büyük bir güç olarak bu

coğrafyaya aktığı

gün bu

hesaplaşma

başladı ve devam ediyor. Onlar, o günden bu yana bizi

Anadolu’dan sürme

hayallerinden hiç vazgeçmediler.

BATI İLE ARAMIZIN İYİ OLDUĞU TEK DÖNEM. TÜM ZAMANLAR ÇATIŞMA

VE MÜDAHALEDİR.

Batı ile aramızın iyi olduğu tek dönem, iki durum var:

Osmanlı’yı dağıtıp

Türkiye Cumhuriyeti’ni vesayet altına aldıkları dönem.

Bir de;

Avrupa-Rusya savaşlarının yaşandığı döneml

erde bize yakın durdular. Bunların dışındaki t

üm zamanlar çatışma ile geçti

. Çünkü bizi tehdit görmekten asla vazgeçmediler.

Şimdi

aynı şey

tekrarlanıyor.

Türkiye vesayetten çıktı, uyandı, kendine geldi,

yolunu çizdi, ABD ve Avrupa dışında bir

güç inşasına

girişti. Her ne kadar Batılı kurumların ve ittifakların içinde olsa da, Türkiye d

erhal ve yeniden tehdit olarak tanımlandı.

İtiraf edilmese de, bu tehdide bağlı

müdahaleler

yapıldı. Yine çatışmalar tarihine dönüldü.

KIRIM SAVAŞI TUZAĞI.

İŞTE O MÜDAHALELER!

Gezi

olayları,

17-25

Aralık ve 15 Temmuz

bu çerçevede müdahaleydi. Suriye’de

Türkiye karşıtı terör ordusu kurma

böyle bir müdahaledir. Ortadoğu’da T

ürkiye karşıtı Arap cephesi (şimdi dağıldı)

böyle bir müdahale için kuruldu.

“Siyasi terörizm”

olarak görülebilecek

“içeriden müdahale cephesi”

nin kurulması, bir sonraki müdahalenin işaretleridir.

İşte tam bunlar olurken

Avrupa-Rusya krizi yeniden patladı.

Daha dün bu müdahaleleri yapan,

“Türkiye’yi durdurma”

planını açık eden Avrupa ve ABD birden tavır değiştirdi.

Kırım Savaşı modeline geçti. Türkiye’yi sahaya sürmek, Türkiye-Rusya savaşı çıkarmak

, iki ülkeyi de birbiriyle çatıştırarak durdurmak için ittifak ilişkilerini kullanmaya, inanılmaz tahrikler yürütmeye başladı.

DÜNYA SAVAŞI KOPABİLİR. ‘RUSYA’CI VEYA ‘UKRAYNA’CI TİYATROSU OYNAYAMAYIZ.

Ukrayna savaşı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin çok ötesinde, çok karmaşık güç çatışmalarını çağıran bir kriz. ‘Rusya’cı ya da ‘Ukrayna’cı olmak

, işgal edenden yana ya da işgal edilenden yana olmak

kolay

Günlük

enformasyon salgınının ötesine geçip, ölümcül gerçekleri tartışmanın, tarihi ve jeopolitik çatışma alanlarının nerelere uzanacağı

üzerinde düşünmenin çok zor olduğu bir dönem.

Ama bunu yapmak zorundayız. Bunu

Türkiye için, coğrafyamız için, Karadeniz’imiz için, geleceğimiz için

yapmak zorundayız. Bu saatten sonra

atılacak her adım, yıkıcı sonuçlar

doğurabilir.

Topyekun savaş

ın,

Doğu-Batı çatışması

nın, nükleer krizlerin konuşulduğu,

3. Dünya Savaşı

söylemlerinin yükseldiği,

Batı’nın korkularının kabusa döndüğü,

bütün çılgınlıklara kapı aralayan bir dönem başladı.

PUTİN’İN ÖZGÜVENİ, RUSYA’NIN KORKUSU. İŞ TAM BİR AVRUPA

SAVAŞINA DÖNECEK.

Artık Birleşmiş Milletler (BM)

yok. Artık

uluslararası kurumlar yok.

Artık ülkeleri sınırlayan

uluslararası sözleşmeler yok.

Artık

Batı’nın tek yanlı küresel düzeni yok.

Dünya, Doğu-Batı diye tam ortadan bölündü. Bunun bir daha

dönüşü yok.

Rusya çok büyük bir hata yaptı. ABD ve Avrupa’nın tuzağına düştü. Belki Putin’in gururu ve özgüveni, belki Rusya’nın Batı’dan yaklaşan tehdit korkuları

Ukrayna işgalinin temelini hazırladı. Moskova, bu işi daha kolay yürüteceğini sandı. Suriye’de, Libya’da, Kırım’da olduğu gibi bir senaryoya inandı.

Ama çözülmekte olan Avrupa’yı birleştirdi.

NATO’ya can verdi.

Avrupa’nın korkularını harekete geçirdi. Bu korkuyu daha da kendine yaklaştırdı. Şu an

Rusya’nın ve Avrupa’nın korkuları savaşıyor.

Bu korku, bu paranoya dünyayı büyük bir yıkıma, kabusa sürükleyebilir.

Ukrayna savaşı tam bir Avrupa savaşına dönebilir.

BAŞKA HANGİ ÜLKELER SAVAŞA SÜRÜKLENECEK?

ABD ve İngiltere, ısrarla bu savaşı provoke etti.

Rus tehdidi

Baltıklar

daydı.

İngiltere’yi sıkıştırıyordu.

Bir yerde patlayacaktı.

Orta Asya’da patlatmak istediler. Kazakistan’ı karıştırdılar.

Olmadı Ukrayna’da patlattılar.

Bu da yetmezse

Litvanya’yı, Polonya’yı, Romanya’yı, Bulgaristan’ı savaşa sürecekler.

Avrupa’nın Doğu sınırlarının tamamı savaş alanı olacak.

ABD ve Avrupa’nın en önemli ajandası Türkiye’yi savaşa sürmektir.

ABD’den sonra

NATO’nun en büyük gücü ile Rusya’yı durdurmaktır.

Bu yüzden de savaşı Ukrayna savaşı olmaktan çıkarıp

Karadeniz Savaşı’

na dönüştürmektir. Bunu başardıkları an Türkiye’nin savaşın dışında kalmasının neredeyse imkansız olacağını biliyorlar.

KARADENİZ’DEN KAFKASLAR’A TÜRKİYE-RUSYA

SAVAŞI PLANI

Karadeniz Avrupa-Rusya savaşının, Doğu-Batı savaşının, NATO-Rusya kavgasının savaş alanı olmamalı. Basra Körfezi’ne, Kızıldeniz’e, Doğu Akdeniz’e

dönüşmemeli. Bu, sonsuz çatışmalar demektir. Eğer bunu başarırlarsa

ikinci adımda Türkiye’yi Güney’den tekrar vurmaya

başlayacaklardır.

ABD ve Avrupa, Karadeniz’de başlayıp Kafkaslar’a uzanan Türkiye-Rusya savaşı planlıyor.

Ukrayna savaşı başlamadan önce kafalarında bu zaten vardı.

Adım adım buna yol yapıyorlar.

Rusya’yı Ukrayna’da durduramazlarsa Türkiye’ye çok

yoğun baskı

yapacaklar. Bu artık açık, net.

TÜRKİYE İLE RUSYA

SAVAŞSIN. AVRUPA RAHAT ETSİN, ÖYLE Mİ?

ABD ve Avrupa’nın hesabı şudur:

Türkiye ile Rusya’yı savaştır. Kenara çekil, seyret. İki ülke birbirini yorsun, tüketsin,

saf dışı kalsın. Batı, iki ülkeyi durdurmayı da birbirlerine havale ediyor. Hiçbir şey yapmadan kendilerini korumuş olacaklar.

Şundan emin olalım

. Eğer Batı, Rusya’yı dizginler, durdurur, çaptan düşürürse ikinci adım olarak Türkiye’ye yönelecek.

Türkiye’yi safdışı etmek için bütün mekanizmaları harekete geçirecek.

NATO için kılıç sallayan Türkiye,

NATO’nun kendisi için nasıl bir silaha dönüşeceğini görecek.

ZELENKİY SORUMSUZ.

PUTİN İKNA EDİLMELİ

Türkiye;

1- Karadeniz Savaşı

çıkması mutlaka ama mutlaka engellenmeli.

2- Türkiye-Rusya savaşı

planını boşa çıkarmalı.

3- Ateşkes

için elinden ne geliyorsa yapmalı.

4- Erdoğan-Putin’i mutlaka ama mutlaka ikna için zorlamalı.

5- İşgale karşı durmalı ama Rusya ile düşman olmamalı.

6- ABD ve Avrupa’nın tahrikleri

ne sınır koymalı.

7- Zelenskiy’nin sorumsuz şovları

na prim vermemeli.

8- “Ortadoğu Normalleşmesi”

ni çok çok hızlandırmalı.

9- İç kamuoyunun heyecanı

na hakim olmalı.

BAŞKALARININ KANI ÜZERİNDEN REFAH DÜZENİ AHLAKSIZLIĞI SON BULSUN

10-

Rusya önyargımız, Avrupa ve ABD yakınlığımız bizi yanlışa sürüklememeli.

11- Tam da Türkiye büyük bir güç sıçraması yaptığı dönemde,

bu krizin bizi tekrar

Batı vesayetine sokmasına

ortam hazırlanmamalı.

12-

Türkiye, Avrupa’nın kurşun askeri,

cephe ülkesi olmamalı.

13-

Avrupa için savaşa sürüklenen

ülkeler ve milletler büyük yıkımlar

yaşadı. Bunu bugün Ukrayna’da görüyoruz.

Türkiye bu tuzağa düşmemeli.

14- Bırakın Avrupa kendini savunsun. Başka milletlerin kanı üzerinden refah düzeni kurma ahlaksızlığı

artık son bulsun.

BİR FÜZE ‘YANLIŞLIKLA’ TÜRK SAVAŞ GEMİSİNİ VURABİLİR… BATI PROVOKASYON DENER!

15- Otuz yıldır, çok ağır güvenlik krizleri yaşadık. Hiç birinde Avrupa’yı yanımızda görmedik.

Tam tersi, Türkiye karşıtı cephede yer aldılar.

Terör cephelerini bile silahlandırdılar.

Bu oyun artık son bulsun.

16-

Türkiye hiçbir şekilde bu savaşa dahil olmamalı. Hiçbir şekilde

asla gerçekleşmeyecek vaatlere

prim vermemeli.

17-

Şu an için en önemli tehlike

Karadeniz’de bir provokasyon

dur. Ve kuvvetle muhtemeldir.

“Yanlış ateşlenmiş” bir füze bir Türk gemisini vurabilir. Bir Rus uçağı düşürülebilir. Bir NATO füzesi Rus gemisine isabet edebilir. ABD ve Avrupa bunu mutlaka deneyecektir.

TÜRKİYE AKILDIR. YENİ BİR GÜÇ SIÇRAMASI YAPACAKTIR.

18-

İşte o zaman

iş çığırından çıkar.

Bu halde bile Türkiye asla ve asla doğrudan savaşa girmemeli.

19- Otuz yıldır Müslüman dünya büyük savaşlar yaşadı. Milyonlarca insan öldü. Şehirler, ülkeler yıkıldı, yağmalandı.

Şimdi ilk kez savaş Avrupa kapılarında.

20-

Eğer

Türkiye, yükselişini devam ettirecekse, kendini küçültecek, bitirecek bu karmaşadan sağlam adımlarla çıkmalı

. Bunu yapabilirse çok büyük bir

güç sıçraması y