|
Biden’ın 24 Nisan mesajı ve ekonomiye olası etkileri meselesi!

Ekonomi bir sosyal bilimdir. Çünkü ekonomide oluşan nihai rakamlar esasen tek tek ekonomik birimlerin davranışlarının/kararlarının toplulaşmış bir sonucudur. Her ne kadar son dönemde daha mekanik bir görüntü sergilese de bugün sadece “ekonomi” kelimesi ile ifade edilen kavram Adam Smith tarafından bir bilim dalı olarak ele alındığında “politik ekonomi” başlığı altında inceleniyordu. Yani ekonomideki gelişmeleri sadece rakamlar üzerinden okuyamayız. Elbette bu teknik konunun detaylarına burada girme imkanımız yok ancak özetle şunu belirtebiliriz; ekonomi, siyaset ve uluslararası ilişkiler birbirinden etkilenen disiplinlerdir. Bu hali ile bazen dış politikada yaşanan bazı gelişmelerin ekonomi üzerinde ciddi etkileri olabilir. Ben bunları ekonomiye etki eden ekonomi dışı faktörler olarak adlandırıyorum. Bugünlerde de bu durumu sıkça yaşıyoruz. Mesela ABD’nin Türkiye’ye karşı izlediği politikalarda açıkça gözlemlemek mümkün oluyor.

SOYKIRIM MI YOKSA BÜYÜK FELAKET Mİ?

Malumlarınız üzere Ermeni diasporasının 1915 yılında yaşanan olaylarla ilgili olarak Türkiye’ye yönelik çok uzun yıllardan bu yana sürdürdüğü bir iftira kampanyası var. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu konu ile ilgili oldukça kapsamlı ve maksatlı çarpıtmalara cevap niteliğinde çok önemli bir uluslararası konferans düzenledi. Kaçıranlar İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya hesaplarından izleyebilirler. Konferansta tarihi gerçekler açıkça bir kez daha ifade ediliyor.

Her ne kadar tarihi gerçekler aksini ispatlasa da Ermeni diasporasının Türkiye’ye yönelik izlediği “sözde soykırım” iftira kampanyasına maalesef bazı yabancı hükümetlerin de eşlik ettiğini görüyoruz. Bugün de meselenin odağına ABD’de Biden yönetimi oturdu. Bugün akşam saatlerinde her yıl 24 Nisan’da olduğu üzere ABD Başkanı’nın bir açıklama yapması bekleniyor. Önceki ABD Başkanları, 1915 olayları ile ilgili olarak Ermeni diasporasının iddia ettiği gibi sözde “soykırım” ifadesi yerine “büyük felaket” demeyi tercih etmişlerdi. Ancak bugünlerde ABD’den gelen haberler Başkan Biden’ın bu kez “soykırım” ifadesini kullanacağı yönünde. Açıkçası ABD’nin birkaç terör örgütünün peşine takılarak ısrarla Türkiye’yi kaybetme politikasının arka planını çok merak ediyorum. Umarım Biden, sırf Ermeni diasporası bazı senatörlerin seçim kampanyalarını finanse ediyor diye zaten ABD-Türkiye ilişkilerinin bu denli gerildiği bir dönemde Türkiye’nin oldukça hassas olduğu bu konuda böyle bir hata yapmaz. Zira böylesi bir hata ikili ilişkilerde onarılması imkânsız bir hasara neden olur. Peki konunun ekonomi ile ilgisi ne?

EKONOMİYE ETKİ EDECEK DİYE İFTİRAYI KABÜL MÜ EDELİM?

Yazımın başında belirttiğim üzere uluslararası ilişkilerde yaşanan gelişmelerin ekonomi üzerinde etkileri olmaktadır. Bu hali ile baktığımızda yakın tarihte ABD ile Türkiye arasında yaşanan siyasi gerilimin bir yandan da Türkiye’nin ekonomisine yönelik bir yıpratma politikasına dönüştüğünü biliyoruz. ABD’nin siyasi sorun yaşadığı ülkelerin ekonomilerine yönelik olarak açık ve örtük müdahalelerde bulunduğu herkesin malumu. Bu bizim iddiamız değil hatırlarsanız bir önceki ABD Başkanı Trump’ın itirafıydı. Konuyu bu açıdan ele aldığımızda Biden’ın olası sözde “soykırım” söyleminin ekonomiye etki eden ekonomi dışı bir enstrümana dönüşeceğini biliyoruz.

Elbette Türkiye sonunda kadar haklı olduğu bu meselede sırf ekonomiye olumsuz yansıması olabilir diye geri adım atacak bir devlet değil. Zaten bir önceki gün açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan da sözde “Ermeni soykırımı” yalanına ve siyasi hesaplarla bu iftiraya arka çıkanlara karşı hakikatleri savunmaya devam edileceğini bir kez daha dile getirdi. Öte yandan ekonomistlerin böylesi bir konuda tespitte bulunması ve yorum yapması doğaldır. Ancak bir süreden bu yana çeşitli yayın organlarında Biden’ın olası açıklamaları üzerinden ekonomide oluşturulmaya çalışılan orantısız olumsuz algıyı da dikkatle izlemek gerekiyor.

#Joe Biden
#ABD
#Ekonomi
#Türkiye
il y a 3 ans
Biden’ın 24 Nisan mesajı ve ekonomiye olası etkileri meselesi!
Komplo değilmiş!
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü