|
Ahmaklar sürüsü…

Siyasetin dili zaman zaman sert olabilir lakin özünde temiz ve nezih olmalıdır.

Hele siyaset yapan bir hanımefendi ise dili bin kat daha böyle olmalıdır.

Üslup, bir kişilik ve karakter meselesidir.

Her kap, içindekini sızdırır çünkü.

Sayın Akşener’in Cumhurbaşkanı’mızın etrafındakiler için “ahmaklar sürüsü” ifadesini kullanması, ciddi bir üslup sorunuyla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir.

Bu iyi bir üslup değildir.

Cumhurbaşkanı’mızın nasıl olur da bu kadar çok ahmağı etrafında toplayabildiğine dair bir göndermede bulunmak, hakaretin ötesinde bir kişilik sorununa işaret eder.

Şimdi aynı lafın Akşener’e ve çevresindeki arkadaşlara söylendiğini varsayınız. Sizce Akşener ve etrafı bu lafı diyene nasıl bir tepki koyar?

Yeri göğü inletirler. Hakaretin binini bir para ederler.

Nitekim Onur Erim’in “siyasi terbiyesizlik” lafı için demediklerini bırakmadılar.

Bir de düşünün Akşener’in çevresi için “ahmak sürüsü” ve Akşener için “ahmakların başı” denilmiş olsaydı neler olurdu neler!

Değer mi?

Gerekli mi?

Ne değer ne de gerekli.

Kendini bilen biri, kendisine denilmesini istemediği hiçbir şeyi başkasına demez.

Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaz.

Şimdi Meral Hanım’ın bu sözlerine ne demeli?

Yakıştı mı?

Yakışıyor mu?

Hele de bir hanımefendinin ağzına hiç yakışıyor mu?

Kendi adıma çok üzüldüm.

Bu lafa en ağırından cevap verilse ne olur?

Veya misliyle mukabelede bulunulsa ne olur?

Soruyorum: Kim kazançlı çıkar bundan?

Siyaseti kem sözlerden ve haysiyet cellatlığından arındırmak dururken, kem sözlerin havada uçuştuğu bir alana dönüştürmek, sorarım size, siyaseti de siyasetçiyi de itibarsızlaştırmaz mı?

Partinizin adı iyi ama genel başkanınızın üslubu kötü ise, sorarım size, nasıl iyi bir siyaset inşa edeceksiniz?

Örnek bir siyaset inşa edemeyecekseniz partinize iyi sıfatını seçmeniz iyilik kavramına da haksızlık değil mi?

Bediüzzaman Said Nursi’nin herkesçe örnek alınması gereken en iyi sözlerinden biri de şudur:” Kör adama, hey kör adam demek, o adama eziyettir.”

Kör adama bile o tarz seslenmeyi eziyet ve haksızlık olarak değerlendiren bu bakış açısındaki insani nezaketi siyasete taşımak gerekmez mi?

Sadece siyasete değil, tüm insani ilişkilerimize yansıtmak, erdemliliğin bir gereği değil midir?

Umarım İYİ Parti’deki gerçekten iyi insanlar bu üsluba itiraz ederler.

Aksi takdirde kendilerine denilecek her söz karşısında dilleri kötürüm kalır.

Sözün sonunda iki anlamlı özdeyişi hatırlatmak isterim.

-Kem söz sahibine aittir.

-Bizi bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir.

Reis’i ve değerli yol arkadaşlarını bilen bilir elbet. Kendi gibi bilenin kem sözü de kendine zarar.

#Meral Akşener
#İYİ Parti
#Onur Erim
1 yıl önce
Ahmaklar sürüsü…
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi