|
Bütün, parçaların toplamından fazladır…
Ankara-Şam normalleşme adımlarının geniş bölgesel zemine oturtulması yönünde gözle görülür gelişmenin, ‘
Türkiye-Rusya-İran-Suriye
’ başlığı altında okunacağı sürece ilerliyoruz…

İki ülke arasında 2011’den bu yana devam eden kopukluğu yamama amacı, üst basamağa çıkarak, bölgesel bir “şeye” yeşerecek tohum olabilir mi?..

Bunun için bölgeyi aşarak küresel ‘yeni yapım’ın işaretleriyle tokalaşıp tokalaşmadığına bakmamız gerekiyor…

Yola çıkalım…

Astana Üçlüsü’nün, İran’ın da Suriye masasında yer alması konusundaki mutabakatının neredeyse kesinleştiği anlarda Tahran, İsrail’in saldırılarına karşı hava savunma füzeleri ve elektronik harp teçhizatları gönderme konusunda Şam’la anlaşmaya vardı. (24/02)

İsrail uzun zamandır Suriye’ye hava saldırıları düzenliyor ve çoğu zaman savunma sistemlerini aşıyor. Konunun mütemmim cüzü olarak
ülkedeki Rus hava savunma sistemlerinin neden reaksiyon göstermediği
de tartışılıyor…
Rusya-İsrail ilişkileri Ukrayna savaşı yüzünden yeni gerilim momenti içinde. Tel Aviv, Kiev’e destek konusunda uzun süre pasif kaldı. Ancak bugün ABD’nin de “teşvikiyle” ve kıyasla daha aktif davranıyor. Haliyle,
hem Astana artı Suriye meselesi hem de yeni İran-Suriye askeri anlaşması ister istemez beraber görüntü veriyor…
İlaveten, S. Arabistan ve BAE’yle birlikte çok sayıda Arap ülkesinin Suriye’ye gittikçe yakınlaşan pozisyonları, sadece bölgedeki genel eğilimin parçası olarak değil, küresel ivmenin kutuplaşması konusunda ipuçları sunuyor.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyareti dahil!

***

Bu da bizi Ukrayna savaşının birinci yıldönümündeki yeni tabloya getiriyor…

Aktüel özet şöyle; en belirgin hamle Çin’e aitti ve kısaca bahsetmiştik, savaşa ilişkin maddeler yayınlayarak Münih Güvenlik Konferansı’nın gündemine önceden altlık yapmış, buradaki temasların ardından da Dışişleri Bakanı’nı Moskova’ya göndermiş, iki ülkenin pozisyonunu tahkim etmiş, nihayet Çin Devlet Başkanı’nın Mart ayı ortalarında Rusya’yı ziyaret edeceğinin hazırlıkları duyulmaya başlamıştı.

Bu çıkış, Batı tarafından
rahatsız
edici
bulundu. Pekin’in barış maddeleri/niyetleri ‘samimi’ bulunmadı.
Türkçesi; -ki ABD tarafından açıkça ifade edildi-“Çin’in adımları Rusya’ya yarar”dır…
Böylece ortaya, Çin ve Rusya’nın Ukrayna’da ortak tutum takınabileceğine ilişkin taze bir korku çıktı. (Bkz; ‘Cehennem boş, bütün şeytanlar burada’, 25/03, Yeni Şafak.) Görüntüyü pekiştiren adımlar da gözlemlenmeye başladı; Rusya müttefiki ve Ukrayna savaşında açık taraf
Belarus
Devlet Başkanı Lukaşenko’nun Çin Devlet Başkanı’nın resmi davetlisi olarak bu ülkeye ziyareti de başladı…
Savaşın geniş alana yayılabileceği konusundaki endişeler keskinleşiyor;
Moldova
’nın ismi daha çok zikredilmeye başladı. ABD Başkanı Biden’ın
Polonya
çıkarması daha anlamlı görülmeye başlandı…

Yine eş zamanlı olarak Çin’in Rusya’ya yardım ettiğine yönelik Batı medyasındaki hakim duruş köpürtülmeye başlandı. Pekin iddiaları reddetmeyi sürdürse de, Moskova’nın yumuşak karnı ekonomiye Çin’in verdiği destek daha güçlü vurgulanmaya başladı; Rusya’dan ham petrol alımının yüzde 45 artarak 50 milyar doları aştığı, kömürün 10 milyar dolara, doğalgazın 9,6 milyar dolara ulaştığı, toplam ticaret hacminin ise 190 milyar dolar gibi devasa bir meblağ tuttuğu vurgulanmaya başladı. Yine, Rus tasarruflarındaki Yuan rezervleri payının yüzde 60’a eriştiğinin altı çizildi.

***

‘Astana artı Suriye’ye giden yollardan biri olarak Hindistan’a ayrı ve kritik parantez açmak gerekiyor. Yeni Delhi, sadece Avrasya’da değil Pasifik bölgesinde ‘tercihleri’ belirleyici olan başkentlerden biri. Son zamanlarda o da ABD’nin bölgesel politikalarına uymayan politikalarını artırmış durumda. ABD’nin sadece Rusya’ya yönelik yaptırımlarını değil kendisine gelebilecek olanları da kafasına takmıyor…

Şimdi Hindistan’a karşı, tıpkı kısa süre önce Alman ekonomisine yönelen ağır saldırılar gibi Batı mahreçli ve dikkat çekici ataklar gelişmeye başladı
. Ciddi ikazlardır…

‘Adani Group’ isimli ve 110 milyar dolar piyasa değerindeki şirketin Hindistan Başbakanı Modi ile illegal bağlantıları ve yolsuzluk iddiaları piyasaya sürüldü. Suçlamaların ABD menşeli olduğu biliniyor. (Hindenburg Research.) Uzmanlara göre ‘Enron’ ölçeğinde bir skandal bu. Hindistan muhalefeti de üzerinde tepiniyor.

Neden?.. Adani Grubu, İsrail’in en büyük limanına sahip
Hayfa
’ya vaziyet etmiş durumda.
Akdeniz’de Hindistan için stratejik bir dayanak oluşturdu.
30 yıl kalacak ve buradan Avrupa’ya ulaşacak. Askerî boyutu başka mesele! Adani’nin yanında BAE’nin olduğu da biliniyor. Nihayet, 2024 yılında
Hindistan’da seçim var.
Bölgedeki kaymalara dipnot yazalım, parantezi kapatalım.

***

Türkiye bir yandan yakıcı gündemiyle uğraşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan eliyle yeni bir adım atarak, Putin, Zelensky ve Macron’la yeni tur görüşmeler başlattı.
Kuşkusuz, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Türkiye ziyareti ve Ukrayna savaşında yukarıda okuduğunuz yeni gelişmelerle bağlantılıdır.

Ankara’nın tarafları şimdi yeniden masaya davet etmesindeki murad, birbirini tetikleyen bölgesel-küresel kaymaların büyüyeceği endişesidir. Kabul görecek mi? Zor; Zelensky gazetecilerin, ‘Türkiye arabuluculuğunda Putin’le bir araya gelecek misiniz’ sorusuna, “Sayın Erdoğan’la yeni görüştüm. Fakat bu konuda onunla farklı düşünüyoruz” yanıtını verdi.

Göbeğinde Ukrayna’nın neredeyse sembolik olarak bulunduğu küresel ‘yap-boz’da parçalar kendilerine yer arıyor. Taşlar oturduğunda, “bütün, parçaların toplamından fazla olacak”. Mesele, şimdiden ‘bitmiş halini’ görmekte…

#Suriye
#Türkiye
#Rusya
#İran
#ABD
#Nedret Ersanel
1 year ago
Bütün, parçaların toplamından fazladır…
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!