|
Erdoğan-Putin: Bugün yapılacak müzakerenin notları...

Ne zaman Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşsa saldırı oluyor...

14’ünde görüşme oldu, 36 saat geçmeden Münbiç saldırısı oldu. 20’sinde yapılan ikinci görüşmede o kadar da beklemediler, 24 saatten az sürede Haseke’de bomba patladı.



Her ikisinin ‘ortak hedefi’ ABD askerleri ve terör örgütü üyeleriydi...

ABD-PKK’yı kim öldürüyor?..

***

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’un Ankara ziyareti arifesinde İsrail’den yaptığı terbiyesizlik, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından el tersiyle karşılandı. Bolton, yüksek makam tarafından kabul edilmedi ve kritik görüşmelerin hemen hiçbiri gerçekleşmedi. Geldiği gibi gitti.

Tersine...

Senatör Lindsay Graham -ki bu manada bir ünvana, rütbeye sahip değildir- hiçbir Amerikalı yetkiliye nasip olmayan yetkililerle aynı gün içerisinde görüştü.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Akar, MİT Başkanı Fidan ve final olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yorgunluk atmak için de Fazıl Say konserine ‘en önden’ yer...

Neden?..

***

Çünkü, Senatör Graham ABD Başkanı’nın gerçek temsilcisiydi. Türkiye’ye gelmeden ikna için Oval Ofis’e alındı, ülkesinin Suriye politikasına ilişkin rezervlerini kaldırdı.

Başkan Trump’ın gayr-ı resmi temsilcisi olarak Türkiye Cumhurbaşkanı’na söyleyecekleri kendisine emanet edildi. Bu emanetin ilk cümlesi; ABD’nin Suriye-YPG özelinde yaptıklarından dolayı gayr-ı resmi özürdür! Güçlü bir gönül alma adımıdır. Şekil şartlar da bu mesajı dışarı yansıtmıştır. Önemlidir!

Ankara’nın bu tavıra cevabı “poker-face”dir. Olumlu veya olumsuz herhangi bir ifade takınılmadı. Başta Suriye, Fırat’ın doğusu, askeri harekât ve iki ülke ilişkilerinin ekonomik ve politik akışı üzerine konuşuldu, böylece bir safha aşıldı...

16 Ocak’ta iki ülke Genelkurmay Başkanları Brüksel’de zaten görüşmüştü, 5-6 Şubat’ta Bakan dahil Dışişleri heyeti Amerika’da olacak, en önemlisi; bugün Rusya Devlet Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı bir araya geliyor.

Sürpriz bekleniyor mu?..

«««

Bu vesileyle Ankara-Washington arasındaki “kontrollü yakınlaşma” görüntülerinin Rusya-Türkiye ilişkilerine etkisi ne/ne kadar sorusu üzerine “spekülasyon” yapalım...

Önce şunu yazmak gerekiyor, ABD’nin kısa vadeli geçmişte Türkiye’ye yaptığı her türlü jest, özel olarak 23 Ocak, genel olarak Moskova-Ankara ilişkilerini çözmek üzerinedir. Esasen, “Astana’nın fişi” meselesini ABD’deki cephelerin ayrışmadığı, ortak noktası sayabiliriz.

Moskova sessizliğinin anlamını, bugün Türk heyetine söyleyecekleri, soracakları noktaları kestirebiliriz...

Mesela, Şam yönetimi ile PKK/YPG yakınlaşmasında Rusya’nın pozisyonu ne? Fırat’ın doğusuna yönelecek harekât için ne diyor? Mesela, açılmamış bir sürpriz kutusu olarak, Rusya, İdlib meselesinin Türkiye için daha öz öncelikli hale geldiğine mi inanıyor? (‘Al-Nusra occupies 70 percent of Idlib: Russian FM’, 18/01, Hürriyet Daily News.)

Rusya, Türkiye politikalarında hata yapmış olabilir mi; bir seri uzman, Moskova’nın Türkiye ile kurduğu stratejik ekonomi ilişkilerini Suriye politikası ile karıştırdığını, bunun da elini zayıflattığını düşünüyor.

Bu düşüncenin ana ikaz noktası, Türkiye’nin bu zaafiyeti kullanabileceği şüphesi uyandırmak. Ankara bunun farkında. Tespit doğru olsa bile-ki değil, Ankara’da ‘aynı derecede’ Rusya’dan çıkarları olan bir ülke-asla bunu istismar etmeyecek. Batı olmayacak!

Ana hedefi belli; ulusal güvenliğine yönelik terörü yok etmek, mümkün olduğu kadar arkasındakileri eritmek. Ankara’nın, ABD’nin tazelemeye çalıştığı ilişkilerden gizli tuttuğu kazanımlar da olabilir. Ama bunlar bölgeye yönelik. Rusya’ya değil.

Çünkü Türkiye, üzerine sadece Fırat’ın doğusu yazarsa dosyanın ince kalacağını biliyor. Karadeniz, Kafkasya, Ukrayna’da hava topluyor. NATO’nun ne yaptığını ne yapmak istediğini biliyoruz! Avrupa üzerinden yürüyüş Karadeniz havzası ve Irak’a ulaşıyor. Bu başlıkların çoğunda Türkiye Rusya için hayati değerde. Ama Türkiye için de öyle.

***

Bu yüzden yukarıdaki kritik sorular ve diğerleri için Rusya’nın makul davranacağını kestirebiliriz. Yani bugünkü görüşmeden kimilerinin ve kimi ülkelerin temenni ettiği, dengeleri ters-yüz edecek bir kriz çıkmayacağını söyleyebiliriz.

Ancak!.. CIA’in eski direktörü Panetta’nın şu cümlesini tartmadan olmaz; “ABD’nin garantisindeki bir ‘güvenli bölge’ Washington’un Suriye siyasi sürecine dahil olmasını ve ‘doğru yol’da ilerlemesini garanti altına alacaktır”...

Fırat’ın doğusunda bir ‘ortak karargâhı’ Ruslar ister mi? Peki Türkiye ister mi?..

Üçlü karargâh isteyen olur mu? Türkiye ister mi?

Tek bayraklı karargâh en iyisi olmaz mı?..

***

Yukarıda Senatör Lindsay’ın pek az kişiye nasip olan bir heyet kümesi ile görüşme şansı bulduğunu söylemiştik. Benzer bir heyetin (Cumhurbaşkanı Sözcüsü, Dışişleri ve Savunma Bakanları, MİT Başkanı) Moskova’da mevkidaşlarıyla bir araya geldiğini anımsayalım.

İki heyetin masa başındaki fotoğrafı, ulusal güvenlik toplantısı gibiydi...

#ABD
#PKK
#John Bolton
#Lindsay Graham
#PKK/YPG
#Rusya
#Fırat’ın doğusu
5 yıl önce
Erdoğan-Putin: Bugün yapılacak müzakerenin notları...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler