Hafta sonu dahil, Kazakistan’ın patladığı günden bu satırlara kadar geçen süreçte ‘marka’ haber kanallarının akşam oturumlarında anlatılanların derinliği diz boyunu geçmiyor. Yüzeyselliğe alıştık ama bu çapta krizi ekrana harita koyup komşularını sayarak izah etmeye çalışmak.. Hele, ‘Kazakistan’ın içinde ne oluyor’, ‘buradaki uluslararası güçlerin tarifi ne’ gibi çözücü merakların esamesi yok…
Bir de bunlara deseniz ki, “Kazakistan krizinin içinden, ‘virüsler’ çıkacak. ABD, Almanya ve İngiltere’nin beslediği virüsler Rus ve Çin etnik unsurlarında denenmek istenmiş. Ülkedeki bu türden ‘Pentagon varlıkları’na el konuyor”.. Yığılıp, kalacaklar…
***
Cumhurbaşkanı Tokayev, Meclis’e bilgi verirken şöyle diyor: “Bu saldırıların arkasını çözmek çok önemli. Bu kadar uyuyan hücre varken devlet nasıl uyuyakaldı? Topraklarımızda neden bu kadar silah ve özel teçhizat var? Ülkenin milli güvenlik kurumları baştan yapılandırılacak”…
Oysa siz bu soruların yanıtını biliyorsunuz, değil mi?..
***
Kazakistan, yönetici elit içinde yaygın Batı yanlısı unsurları temizliyor. Daha çok ABD işbirlikçilerini. İçinde kuşkusuz FETÖ unsurları da var ve Rus yetkililerin şu zamanlamada terör örgütünün ismini zikretmesini de Ankara’ya göz kırpma sayabiliriz.
Kazakistan yönetimindeki Batıcıl hücrelerin, bu ülkelerde gayr-ı menkulleri ve şişkin banka hesapları olduğu sır değil. Bu servetin nasıl iç edilerek dışa aktarıldığı da belli. Yine bu servetler Batı tarafından biliniyor hatta korunuyor. Tabii bedeli mukabilinde. Görevdeyken ödüyorlardı…
Esasen Kazakistan-ABD/NATO ile ilişkileri ilk bakışta fark edilmeyecek denli ileridir. Şöyle dahi yazılabilir; Ukrayna ve Gürcistan gibi potansiyel bir NATO üyesi olarak ‘yetiştiriliyordu’! Tıpkı onlar gibi, üye olması gerekmiyor. Potansiyel yeter. Kazaklar, kimi NATO faaliyetlerine 90’lı yıllardan bu yana katılıyorlar…
***
Rus askerlerinin ülkeye girmesinin ardından Washington’un yaşadığı ‘durgunluğu’ herhalde fark etmişsinizdir. Kazakistan’ı hiç hesaplamamışlardı. Biraz makyajla Rusya’nın güvenlik garantilerini rötuşlayıp, Avrupa’yı sağlama almayı planlarken Kazakistan gitti. CIA ağlıyor olmalı. Üstelik yapabilecekleri hiçbir şey yok…
Şimdi ABD ‘ne zaman çıkarsınız’ diye sızlanıyor. ‘Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ vesilesiyle Rusya’ya çıkarılan ‘davet metninde’ süre ‘sınırlı’ kelimesiyle sınırlı tutulduğundan, kimsenin Rusların gideceğinden ümidi yok. Ancak Tokayev, üstelik belli bir takvime bağlı olarak hızla çıkacaklarını açıkladı.
***
Gelelim herkesin bildiği ama kimsenin hakkında konuşmadığı sırra…
Batı/ABD’nin Kazakistan’daki etkisinin sembol örneklerinden biri, pek bilinmeyen, ortaya nasıl çıkacağı merakla beklenen, ‘askeri biyolojik laboratuvarlardı’…
Akla gelen başa gelmesin için, “buradaki tehlikeli varlıklar’ dünya için güvenli ellerde mi” sorusu şart ama önce bunlar ne, ona bakılması lazım…
Bu biyolojik araştırma merkezleri Soğuk Savaş ertesinden beri ABD’yle birlikte-başka ülkelerde de var-yönetiliyor. Tehlikeli olduğu Rusya tarafından bir kaç kez duyuruldu. Bir ‘Biyolojik Program’ var bölgede. Pentagon’un ekonomik ve teknik desteği kesin. Bu bir ağ. Neden Kazakistan? Çünkü ülke bu varlıklar açısından da zengin! Ve bu şebeke Rusya-Çin sınırında bulunuyor! (Aklınıza Covid gelmesi normal hatta süreç buna ilişkin sürpriz bilgiler de doğurabilir.)
Deniyor ki, “Pentagon bu laboratuvarlar aracılığıyla, Rusya ve Çin’deki etnik gruplara yönelik askeri uygulamalı gizli biyolojik silah programları için değerli girdiler elde etti”…
İyi de.. Başa dönelim; Kazakistan bunlara nasıl izin verdi? Cevap aynı; Yönetici elitlerle Batı ilişkileri…