|
‘Yabancı danışmanlar iğfal eder’!..

20 yılı aşkın süredir tüm politikalarının ve pratiklerinin temeline “yerli ve milli” harcı döken, bununla seçimleri kazanan siyasi rakibinizin karşısına, seçim kampanyanızın açılışına ve dahi ‘Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı’nın başlangıcına, bir Amerikalı ile adım atmak ne demektir?

Jeremy Rifkin (JR) ile oyun açmak, Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasına başlayan CHP ve artık tali oyunculara evrilecek ‘6+1 masa’ üyeleri açısından ne demektir?

Sizden olmayan, aranızda profesyonel ilişki bulunduğu anlaşılan, “bilgi ve fikirleri” de size ait olmayan bir dış kimliğin, içlerinde muhakkak kıymetli isimlerin de bulunduğu 70 kişilik bir heyetin önüne ve üstüne çıkartılarak Türk seçmenine sunulması ciddi bir kampanya hatasıdır.
(Bu tespitin, Danışman JR’ın söyledikleriyle/savunduklarıyla ilgisi yok. O işin tehlikeli kısmı, oraya da geleceğiz.)

İletişim/PR/reklam/propaganda erbabı bu öneriyi sabah toplantılarında dillendirseler akşamına kalmaz alırlar çıkışlarını. ‘Ama bahsettirdi’ diyenler de var. ‘Marka’ çalışması değil bu beyler!..

***

Rifkin konuşurken bilimsel verilerini
küresel bir tahayyüle
oturttu. “Önümüzdeki dünya” şablonu çizdi. Ve kestirmesinin uzak vadede olmadığını, gerekenlerin
şimdi yapılmasını
da zımnen ikaz etti…
Ön sıradan bu “küresel tahayyülü” dinleyen ve
bugünün küresel gerçekliğini
bildiğini varsaydığımız CHP eliti acaba ne düşündü?..

Hiç kuşkum yok CHP içinde danışmanlı açılışa “acaba” diyenler de çıkmıştır. Genel Başkan’ın, “kim ne derse desin” iradesine çarptıkları kesin. Bu iradeye seçmenin ne kadar çarpacağını da zamanı gelince göreceğiz.

***

Geçelim ‘tehlikeli’ kısma…

“Akut bir kitle” için Türkiye’nin kimin, kimlerle, nasıl yönetildiği önemsiz olduğundan, Danışman JR’ın “bilimi” kutsanıyor…

Bir, JR’ın bahis ettiği konu başlıklarında çalışan, Türkiye’nin alelade bir üniversitesinde alelade bir öğretim üyesi zaten o kadar bilgi sahibidir. Otonom robotlar, nesnelerin interneti, bulut teknolojileri, artırılmış gerçeklik, yapay zekâ, çipler, iklim, temiz enerji alanlarında yoğunlaşıp/uzmanlaşan akademisyen ve hatta kimi gazetecilerin bu konuların detayları ve hatta fazlasına da hâkim olduğunu söyleyebilirim.
Rifkin, yeni bir şey söylemiyor, buluş yapmıyor. Dünyada ve Türkiye’de tartışılan ve “bilinen”, üstelik popüler bir modellemeyi anlatıyor.

İki, dram burada başlıyor; Danışman JR’ın yaptığı sunum CHP elitinde ve o kör kitlede heyecan ve yenilik kutlaması yarattıysa, sebebi söz konusu meseleleri bilmeyenlerin onlar olmasıdır.

Üç, vahimi, yine bu konuların her birinin akademik ve politik açıdan ağır
tartışmalı olduğudur.
Gerçekliklerinden tutun, uygulanma şartlarının bulunup-bulunmadığı,
nihayet “neye hizmet edeceği”
konusunda ağır şüpheler bulunmasıdır. Bunlar öyle, “Danışman JR söyledi tamamdır” denilerek alınıp, Türkiye gibi bir ülkeye CHP ve ortakları eliyle giydirebilecek işler değildir.

***

Bir örnek; Kasım başında Mısır’da yapılan, BM 27. İklim Zirvesi’nde İngiltere ve Mısır hükümetleri ortak rapor sundular. Buna göre, yoksul ülkelerin fosil yakıtlardan uzaklaşabilmeleri, yenilenebilir enerjiye ve düşük karbonlu teknolojilere yatırım yapabilmeleri, iklim etkileriyle başa çıkabilmeleri için yılda 2 trilyon dolar harcamaları gerekiyor.
Her yıl 2 trilyon dolar!
En az 8-10 yıl boyunca. Bunu günümüz dünya ekonomik/siyasi gerçekliğine oturtun? Böyle bir para yok, verecek adam da yok.
Ekonomik zorluk yıllarında dahi büyüyen, her sene daha çok enerjiye ihtiyaç duyan Türkiye’ye geleceksiniz, Türk bilim insanlarının, “kendileri gelişirken dünyanın canına okudular, bizim tek günahımız yok, şimdi bu pisliği bize temizletmeye çalışıyorlar” itirazlarını da gömüp,
bilimsel komplikasyonlarını “vizyonla” kamufle ederek Türkiye’ye yedireceksiniz?!

JR’ın konuşmasındaki başlıkları, “sorgulamadan” seçim kampanyası veya iktidar olduğunuzda icraat haline getirirseniz, komadaki neo-liberalizm garabetiyle yaşamaya çalışan, gırtlağına kadar Batı’dan aldığı borca batmış, kapitülasyonlara bağlanmış, edinilmiş kazanımlarını da sıfırlamış ülkeye dönmüş olursunuz…

Bu “kutsal başlıklar” özünde, ABD ve İngiltere ziyaretleriyle başlayan sürecin Türkiye’ye gösterdiği istikamet olarak,
“yeni dünyanın, tazelenmiş süper güçlerin yeni sömürü/kapitalizm modelleri”
olarak hükümet programına dönüşüverir…

***

CHP’nin bizi dinleyecek hali yok. Seçmenini bile dinlemiyor. Bir umut, ‘İsmet İnönü’yü dinlerler belki’ diye aldım 1963 tarihli aşağıdaki paragrafı…

“Herkes aynı şeyden söz ediyor. ‘Nasıl yapacağım ben bunu?’ Karar vereceğim ve işi teknisyenlere havale edeceğim. Ayrıntılı çalışmalar yapacaklar ve öneriler hazırlayacaklar. Yapabilirler mi bunu?
‘Hepsinin çevresinde uzman denen yabancılar dolu. İğfal etmeye çalışıyorlar.
Başaramazlarsa işi sürüncemede bırakmaya çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbirler almaya çalışıyorlar. Bir görev veriyorum, sonucu bana gelmeden, Washington’un haberi oluyor. Sonucu memurlardan önce sefirden öğreniyorum.
Böyledir bu işler
, peygamber edasıyla size dünyaları vadederler. İmzayı attınız mı ertesi günü gelmişlerdir. Personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üsleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök. Gitmezler. Bu sorunun üzerine vakit geçirmeden gitmek gerek.
Yoksa ne bağımsız dış politika ne bağımsız iç politika güdemezsiniz
. Havanda su döversiniz. Fakat sanmayın ki bu kolay iştir.
Denediğinizde başınıza neler geleceği bilinmez”…
#CHP
#Jeremy Rifkin
#ABD
1 yıl önce
‘Yabancı danışmanlar iğfal eder’!..
AKP’li bir tahtakurusunun dissimülasyonu
Türkiye’nin İslâmî kesimleri intiharın eşiğine sürükleniyor (2)
Haniymiş benim cici koalisyonum
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek