El-Attas, önceki yazımızda bir kısmını alıntıladığımız o yorumunu şöyle tamamlıyordu:
Bu bilgilerden sonra tekrar ifade edecek olursak, dinin dünya ve medîn oluşunun İslam düşüncesi esasında ayrıştırılmadığı ve malûmu ilâm anlamına gelmesi bakımından bunun makul ve makbul de görülmediği ilmen hakikattir.
Sözlüklere tekrar dönmeden, şunu da peşinen ifade etmiş olalım: Osmanlı ve cumhuriyet devri özelinde medeniyetçiliğin doğuşunda, kaybedilenin kıymetini geç takdir etmenin etkili olduğu görülmektedir.
Zaten, kendisine verilen nimeti, imkanı kaybetmeden onun değerini tam anlayamaması insanın hakikatindendir.
Buna göre öncelikle şu iki şeyi kaybetmiş olmalıyız: a) Allah’ın ve Peygamber’inin öncelediği kelimeleri öncelemekteki ihmalkarlığımız, b) Bir nimeti, imkânı kaybetmenin ve ancak bundan sonra onun değerini takdir etmenin adeta zorunlu bir hâl olduğunu unutmamayı unutuşumuz.
Sonraki yazımızda buradan devam edelim inşallah.