Berliner Zeitung denilen Alman paçavrası “Dronlardan çekilen videolar, Ayasofya’nın camiye dönüştüğü gün (10 Temmuz) beklendiği gibi on binlerce inançlı insan yerine kuru gürültü çıkaran iki yüz kişinin geldiğini gösteriyor” diye yazmıştı.
Husumetleri gibi cahillikleri de paçalarından dökülüyordu…
*
86 yıllık zincirleri kırılan Ayasofya Camii’ndeki ilk Cuma Namazı’na 350 bin kişi katıldı…
Ayasofya’nın dört minaresinden birden ezan sesi yükselirken, muhteşem bir manevi atmosferin içinde muazzam bir sevinç yaşandı.
“Sonsuz şükürler” eşliğinde...
*
İslam Düşmanı Berliner Zeitung’un o nüshası da tarihin çöplüğünü boyladı.
İçeride ise Ayasofya’nın Cami olmasına adeta ateş püsküren medya paçavraları arasında Laiklik Putçusu “Cumhuriyet” başı çekti.
Bir kez daha…
Batılı dostları ile aynı safta yani “İslam düşmanlığı safında” buluştular!
Cumartesi günkü CHP Kurultayında sahne alan Yaşar Okuyan, Ayasofya’daki Cuma Namazını “Laikliğin Cenaze Namazı” olarak nitelendirdi.
Türkiye siyasetinde “Dön Baba Dönelim” filminin başrol oyuncusu olan (son dönemde CHP’li) Yaşar Okuyan’dan bahsediyoruz…
Ayasofya Camii’ne işaretle “Nasıl bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğumuzun farkındayız” diye feveran etti, Mister Okuyan!
Bu “Yüz Seksen Derecelik Yaşar” 1980 öncesinde MHP yöneticilerindendi.
*
Hayır, izlemekte olduğumuz bir “sürrealist film” falan değildir…
-Lütfen alıcılarınızın ayarıyla oynamayınız!
*
1980 öncesinde “Yerleştirilmiş Ürün” özel görevini icra eden Mister Okuyan…
24 Haziran (2018) seçiminden önce ekranlarda “Devlet Bahçeli barajı geçsin, Tandoğan Meydanında anırmazsam şerefsizim. Haydi, anırtın beni!” diyerek büyük konuşmuştu!
25 Haziran günü, birçok ülkücü Yaşar Okuyan’ı Tandoğan Meydanında beklemişti: heyhat, “Bay Dön Baba Dönelim” ortalıkta yoktu!
Bir de Ayasofya Camii’ndeki ilk Cuma Namazına katılmayan ve bir kere daha “safını” belli eden Sam Amca’sının Kemal’i var…
Aynı zamanda, Komprador Burjuvazi’nin yani Baronsal Kısa Kılıç Heyeti’nin “Kontrollü” Kemal’idir!
CHP’nin “Dikensiz Gül Bahçesi!” antetli 37. Büyük Kurultayında, “Benim Adım Kemal”in karşısına çıkmak isteyen üç aday da “yeterli imzayı” bulamadılar…
Bu isimlerden biri olan İlhan Cihaner kürsüden şöyle yakınıyordu:
“Genel Başkan ve beraberindekiler buradan selfie çekerek gittiler…
Sözde tüzüğümüze göre demokrasimizin geleceği tartışılacaktı. Buradan bir karar çıkacaktı, biz de geleceğimizi kuracaktık…
Neredeler?
Bu ciddiyetsizlikle nasıl iktidara geleceğiz? Bu bir tiyatrodur!”
CHP’nin Başı, Demokrasi ve Özgürlük sözcüklerini tekrarlamayı pek seviyor, ya…
Kurultayda kürsüye çıkan CHP’lilerden Nuriye Berberoğlu’nun “Tıpış tıpış yürümeyi tercih eden delegeler nasılsınız? Halinizden memnun musunuz?” diye sorması pek manidardı.
Dahası var…
Nuriye Hanım’ın “Partimiz (on sene önce) uluslar arası bir operasyona maruz bırakıldı.” diye başlayıp Deniz Baykal’a yönelik kaset operasyonunu gündeme getirince mikrofonunun sesi kısılıverdi!
“Acayip Demokratik” CHP, on yıldır -kurultaylarda bile- Baykal Operasyonunu tartışamıyor!
Türkiye’deki Baronsal Gladyo’nun (Kompradorlar) FETÖ eliyle gerçekleştirdiği bu Kaset Operasyonu’nun ardından, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanlık koltuğuna ışınlanmıştı.
Mister Kılıçdaroğlu, kaset operasyonundan Kasım 2009’da Frankfurt’taki Kempinski Otel’de “çok ilginç bir yöntemle” haberdar edilmiştir!
Mister Kemal, Kurultay’da “Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız” dedi.
“Dostları” mı? İlk elde “Zillet” İttifakındakilerdir…
HDPKK’sından İyi Rol Yapan Parti’ye kadar!
Bay Kemal’in şu “dostlarını” biraz daha açalım:
-Şayet CHP iktidara gelirse, PKK’yı ve FETÖ’yü “kurtarmak üzere ” devreye girecektir!
*
Kemal’in “dostlarında” son matruşkayı da açalım:
-Haydut ABD’dir, Terör Devleti İsrail’dir, Hıristiyan Kulübü Avrupa Birliği’dir!
Yani, nedir?
Bağımsız Türkiye’nin azılı düşmanlarıdır, bunlar…
