Rusya ve İran, ortada ‘Gerginliği Azaltma Bölgesi’ anlaşması yokmuş gibi davranarak milyonlarca sığınmacının son sığınağı olan İdlib’e bomba yağdırıyor. Eylül ayından beri şehit sayısı 600’e yaklaştı. Son 6 ayda bulundukları yeri terk eden Suriyeli sayısı 400 bini geçti.
Türkiye, Rusya ve İran arasında geçen yıldan bu yana varılan 3 ayrı mutabakata rağmen İdlib’de vahşet bitmiyor. İlk olarak 4-5 Mayıs 2017’deki Astana toplantısında ‘Gerginliği Azaltma Bölgesi’ ilan edilen, daha sonra 17 Eylül 2018’de Soçi’de çözüme bağlanan, ancak bu anlaşmalara rağmen rejim ve İranlı milislerce saldırılara hedef olan İdlib, Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da 25-26 Nisan’da Ankara-Moskova-Tahran arasındaki 3. uzlaşıya karşın 15 gündür bombalanıyor.
ŞAM, DERA, HUMUS GİBİ YAPMAK İSTİYORLAR
25-26 Nisan’daki Nur Sultan temaslarına rağmen durmayan ve 15 gündür iyice şiddetlenen saldırılara ilişkin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya’yı rejim saldırılarını durdurmaya yönelik sözünü tutmaya çağırdı hem de Esed rejimini yeniden eski sınırlarına dönmeye davet etti. Yeni Şafak’a bilgi veren Suriye Sivil Savunma Birimi Başkanı Raid Salih, “Şu an yaşadığımız durum tek kelimeyle vahşet” dedi.
Kara ve hava bombardımanlarından ötürü yardıma muhtaç bölgelere ulaşmakta güçlük çektiklerini anlatan Salih, “Durum her geçen saat daha da kötüleşiyor; İdlib’e acil yardım gerekiyor” çağrısı yaptı.
3 AYDA 215 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ
6 AYLIK BİLANÇO: 400 BİN
- Büyük göç Avrupa’ya uzanır
- İdlib’deki durumu değerlendiren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Abdurrahman Mustafa, “Çocuklar ve hastaneler hedef alınıyor. Rejim ve destekçileri İdlib’i bombalıyor. Rusya hiçbir mutabakata uymuyor. Rejimi korumak için askeri çözümü tercih etti. Uluslararası toplum İdlib’e saldırıların durdurulması için harekete geçmeli” dedi. Rusya’nın, Suriye’deki halk ayaklanmasını yok etmek için 2015’ten beri çocukları öldürdüğünü söyleyen Mustafa, “Dera ve diğer illerde de aynısını yapmıştı. Ancak İdlib’e yönelik saldırılar bütün ülkeler için ters sonuçlar oluşturacak. Sivillerin hedef alınmasıyla insani kriz daha da büyüyecek. Avrupa’ya yeni ve daha büyük göç dalgaları ortaya çıkacak” yorumunda bulundu. Her şeye rağmen muhaliflerin İdlib’i sonuna kadar savunacaklarını, dolayısıyla Rusya ve İran’ın İdlib’i işgalinin kolay olmayacağını kaydeden Mustafa, “Türkiye’nin İdlib’deki gözlem noktaları, rejimin İdlib’e ilerleyişini engelleyecek kalkandır. Türkiye etkili bir ülke. Rejimin bölgedeki Türk gözlem noktalarına yönelik saldırıları ise Türkiye’ye siyasi tavizler vermesi için yapılan bir baskı aracıdır. Rusya da bunu yapmaktadır” diye konuştu. Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ise yeni bir göç dalgası yaşanmaması için önlem almayı sürdürdüklerini, İdlib’in sınıra yakın kesimlerinde yapılan çalışmalar sayesinde, Suriye içinde yaşanan göç hareketlerinin Türkiye’ye yansımadan içeride tamponlanabildiğini dile getirdi.