|

"Ajax Operasyonu"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Taha Kılınç köşesinde 'İran’ı kim karıştırıyor?' başlıklı yazısını kaleme aldı. Nedret Ersanel, Özlem Albayrak, Kemal Öztürk ve Tamer Korkmaz da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:48 - 3/01/2018 Çarşamba
Güncelleme: 09:58 - 3/01/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
​Taha Kılınç, Özlem Albayrak, Kemal Öztürk, Tamer Korkmaz, Nedret Ersanel
​Taha Kılınç, Özlem Albayrak, Kemal Öztürk, Tamer Korkmaz, Nedret Ersanel

Taha Kılınç, Nedret Ersanel, Özlem Albayrak, Kemal Öztürk ve Tamer Korkmaz'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Taha Kılınç: İran’ı kim karıştırıyor?

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından geçtiğimiz haziran ayında açıklanan 1000 sayfa dolayındaki arşiv belgesi, CIA’in 1953’te İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ın devrilmesinde oynadığı rolü ilk kez bütün ayrıntılarıyla ortaya koyuyordu. ABD’nin İran siyasetine direkt müdahalesine dair şimdiye kadar bilinen ama resmen teyit edilmeyen bazı noktalar da, böylece açıklığa kavuşmuş oluyordu.

“Ajax Operasyonu” olarak tarihe geçen darbeye giden adımlar, 1951 başlarında Başbakan Muhammed Musaddık’ın İran petrol endüstrisini millileştirmesiyle başlamıştı. Suudi Arabistan’da petrol imtiyazını elinde bulunduran Amerikalıların, petrol gelirlerini Araplarla paylaşmasını örnek alan Musaddık, aynı şeyi İran’ın petrolünden İranlılara neredeyse hiç pay vermeyen İngilizlerden de isteyince ipler gerilmişti. Musaddık da, anlaşma imkânı bulamayınca, İran petrollerini millileştirdiğini duyurmuştu. Soğuk Savaş şartlarında, İran’ın Sovyetler Birliği kampına kayacağından endişelenen Washington ve Londra’nın ortak planıyla Musaddık’ın görevden uzaklaştırılmasına karar verilmişti.

Nedret Ersanel: İran’da kimin gölgesi ‘GEZİ’yor?

Sahneler farklı olsa da akış şöyleydi...Suriye’de krizin sona yaklaşması, Barzani referandumu, Küre Koalisyonu, Katar darbesi/krizi, MBS rumuzlu veliaht prensin yükselişi ve rehine prensler operasyonu, NEOM projesi, Kudüs krizi, Afganistan ve Pakistan’da dikkat çekici hatta korkutucu gelişmeler.. Nihayet İran’da başlayan huzursuzluklar… 15 Temmuz’u söylemiyoruz bile.

Bu maddelerin hepsi Ortadoğu’nun tamamında büyük kırılmalara, kanlı savaşlara kolayca evrilebilecek ama-garip gelse de-savruk, denge bozucu gelişmelerdi. Doğal değildi!Ortak akla sahip çoklu bir kafanın tek elden hamleleriydi...

Özlem Albayrak: İran’da tanıdık protestolar

Doğrusunu söylemek gerekirse, pek çok uzman tarafından öngörülmüş olmasına rağmen, İran’da bir isyan dalgasının başlaması yine de şaşırtıcı oldu. İran kapalı bir rejim. Komşusu olan biz dahil tüm dünya tarafından defalarca tecrübe edildiği üzere devlet modelinin işleyiş biçimi de, bürokrasisindeki kafa çalışma biçimi de modern dünyanın geri kalanından farklı. Yıllarca süren ambargolara karşı gösterdiği sabırlı direnç ve vatandaşlarına yönelik sıkı kuralları sektirmeden uygulaması nedeniyle ortaya çıkan çetin ceviz görüntüsü, İran’a bir şey olmaz dedirtiyordu. Ama oldu. Wallerstein’ın dediği “devletlerin egemenliği ideolojik bir mitostur” sözü bir kez daha doğrulandı.

Gelen ilk haberlere göre İran’da baş gösteren ve şiddete evrilen protesto gösterilerinin nedeni ekonomikti. Oysa yakın dönemde dünyada sadece üç ülkede ”sahiden” ekonomik sebeplerden dolayı büyük protesto gösterileri oldu. 1- 2009 yılında İzlanda’da ortaya çıkan ve eylemlerde tencere tava çalındığı için mutfak devrimi adını alan sosyal patlama. Bu protestoların tek nedeni ekonomik krizin İzlanda’yı vurması ve hükümetin krizi yönetmede başarısız olmasıydı. 

Kemal Öztürk: Bu devrimi neden yaptınız o zaman? İran-Küba

Efsane gerilla lideri Che’nin tunç heykelinden sağa dönüp, yoksulluğun hüküm sürdüğü sokaklardan geçtim, bir şirkette aylık 200 TL maaşla geçinmeye çalışan iki gençle konuşurken sordum bu soruyu: “Bu devrimi neden yaptınız o zaman?”Mutsuz, fakir, özgürlükleri kısıtlanmış, devlet baskısı altında ve çaresizdi bu gençler. Che anıları ve destansı devrim hikayeleri çok hoş da, Küba devrimi halkını mutlu eden bir devrim olmadı sonuçta. Solun Küba romantizmini yıkmak istemem ama gerçek öyle roman tadında değil Küba’da.

Batista diktatörünün zorbalığı, yolsuzlukları, ‘ABD uşağı’ olması ve vatandaşlarına zulmetmesi nedeniyle halk isyan bayrağı açmıştı. Castro da isyanın önüne geçip, liderlik etmişti. Ama şimdi Küba halkı neden mutlu değil?Şaşırtıcı bir şey ama Havana’nın eski sokaklarında dolaşırken, sürekli aklımda İran vardı. Çünkü dünyada son halk devrimi İran’da olmuştu. Şah Rıza Pehlevi zorbalığı, yolsuzlukları, ‘ABD uşağı’ olması ve vatandaşlarına zulmetmesi nedeniyle halk isyan bayrağı açmıştı. Humeyni de isyanın önüne geçip liderlik etmiş ve Şah devrilmişti.

Tamer Korkmaz: İran’daki ateşi kimler yaktı?

İran, bir haftadır karışık: Tansiyon giderek yükseliyor. Protestolar yaygınlaşıyor. 2009’dan bu yana en geniş protesto eylemleri gerçekleştiriliyor.Senaryosu Washington’da yazılmış olan kaos planı, İran’da harfiyen uygulanıyor. Bugünlerde İran’da yaşananlar, beş yıl önce bizdeki Gezi Kalkışması’nın yakın akrabasıdır!

İran’daki isyanı çıkaran ABD-İsrail tandemidir…Bir başka deyişle; CIA, MOSSAD ile birlikte İran’daki derin operasyonda sahne almıştır. İran’ın “karıştırılmasının öncesinde yaşanan” iki gelişme, yeterince dikkat çekiciydi…

#​Taha Kılınç
#Nedret Ersanel
#Özlem Albayrak
#Kemal Öztürk
#Tamer Korkmaz
6 yıl önce