|

'Peki niçin Katar?'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hayrettin Karaman köşesinde Körfez krizine ilişkin olarak 'ABD, BAE, Ürdün ve diğerleri' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yusuf Kaplan, Özlem Albayrak, Hasan Öztürk ve Ahmet Ulusoy da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:55 - 7/07/2017 Cuma
Güncelleme: 09:04 - 7/07/2017 Cuma
Yeni Şafak
​Hayrettin Karaman, Ahmet Ulusoy,  Özlem Albayrak, Hasan Öztürk, Yusuf Kaplan.
​Hayrettin Karaman, Ahmet Ulusoy, Özlem Albayrak, Hasan Öztürk, Yusuf Kaplan.

Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Özlem Albayrak, Hasan Öztürk ve Ahmet Ulusoy'un yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Suudi Arabistan’la birlikte harcamış

Bir süre önce Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) bir yetkili ABD’ye şu  mealde bir mesaj iletmişti: Ortadoğu’da bizden ve Ürdün’den başka güveneceğiniz bir müttefikiniz yoktur.Ama bu ABD için yeterli değildi, o haram olan çıkarları için bütün Ortadoğu’ya hatta bütün dünyaya talip idi. Kim onun bu toprak doyurası aç gözünü gölgelemek ve tekerine taş koymak isterse veya böyle bir ihtimal varsa ABD onu çeşitli oyunlarla dize getirecek, kendine tabi kılacaktı. Bu oyunlar arasında hepsi vicdana, dine, hukuka aykırı olmak üzere neler yok ki: Canbaza baktırır, horoz şekeri verir, gizli ajanlarını göndererek ve ülkelerdeki işbirlikçilerini kullanarak ülkelerde fitne, fesat, çatışma, terör, yalan yanlış algı… oluşturur. Son günlerde Katar üzerindeki  dört ülkenin ambargo yoluyla uyguladıkları baskı da ABD’nin bu oyunlarından biridir. Peki niçin Katar?

28 Şubat sürecinin devamı ve yeni bir aşaması…

Askerî darbe püskürtüldü ama bürokratik darbe henüz tam olarak püskürtülemedi: FETÖcülere büyük darbe vuruldu ama yargıda hâlâ operasyon yapıyorlar, toplumda infial oluşturacak kararlara imza atıyorlar.Son haftalarda hükümet tarafından bu bürokratik / siyasî darbeye dönük büyük operasyonlar yapılmasının gerisinde bu gerçek yatıyor. Şimdi spesifik olarak yargıda süren bu örtük bürokratik darbe, ülkeyi gerecek, kaosun eşiğine sürükleyecek ürpertici kararlara imza atabilir. Yargıda bu kararlara imza atanlar yalnızca FETÖcüler ya da kripto FETÖcüler değil, bürokrasinin tepesine adım adım yerleşen / sızan ulusalcı, laikçi tipler! Bu operasyonun en son örneğini, HÜDA PAR yöneticilerine hâlen Fetö'cülükten tutuklu bulunan hukukçularca açılan 28 Şubat attığı davanın bugün muhtemelen ulusalçı tiplerce 6 yıl hapis cezası verilmesi oluşturuyor.

Enis Berberoğlu’nun pozisyonu

Bundan yaklaşık 10 gün önce yazdığım “
” başlıklı yazıda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun neden yürüdüğünü somut şekilde ifade etmediğini söyleyerek, “Enis Berberoğlu’na verilen 25 yıllık hapis cezasını protesto etmek için mi yürüyor? Yoksa darbeden sonra 20 Temmuz’da çıkarılan OHAL ve uygulamalarına mı karşı? Kılıçdaroğlu, FETÖ’cülerin içeri atılmasına mı bozuluyor, Altan Kardeşler ve Nazlı Ilıcak’ın FETÖ’ye verdiği destekten içeride olmalarına mı itiraz ediyor? Bilmiyoruz.”  değerlendirmesini yapmıştım.Yazıda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüme sebebi konusunda, sürekli eveleyip gevelemesinin sebebini ise şöyle açıklamıştım: “Adalet” gibi son derece soyut, herkeste öyle ya da böyle bir karşılığı bulunan, herkesin vicdanında bir yerlere mutlaka dokunan bir kavram destekçi toplardı. Oysa, MİT TIR'ları kumpasının yayınlanmasında rolü olan, dolayısıyla vatan hainliğinden içeride olan Enis Berberoğlu’na sahip çıkmak, sözkonusu vatan olduğu için geniş kitleleri etkilemezdi. Bu yüzden adalet gibi şemsiye bir kavram seçildi. 

Bir şeyi daha hatırlayın!

FETÖ’cü olduğu konusunda şüphe edilmeyen “herif” hala oturduğu yerde oturuyor. Hakkındaki şikayetler bir duvara tosluyor ve kalıyor. O da olduğu yerde öylece duruyor!Ve çok güçlü bir siyasetçi, “Demek ki korunuyor” diyor! “Acaba şu şu siyasiler tarafından mı?” sorumuza, “Yok onların gücü yetmez…” diyor. Hafif sinirli haliyle, “İçimizden birileri olabilir”diye ekliyor. Bir süre önce Sabah’tan Dilek Güngör gündeme taşıdı. “Bir FETÖ’cü kurtarma borsası” kurulmuş! Ben onun yalancısıyım. Parası olan, basmış parayı FETÖ’cülükten “yırtmış!”

 FETÖ ile mücadele ettiğini düşündüğümüz birçok ismin FETÖ ile iltisaklı olduğunu 15 Temmuz’dan bu yana birçok vesileyle görmüş olduk. Polis şeflerinden savcılara, hakimlere kadar…

Devlet önemli bir yük altına giriyor

Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor.Son 100 yılda dünya nüfusu 4 kat, yaşlı nüfus 10 kat artmış. Bunun en önemli nedenleri ise daha iyi beslenme ve sağlık imkanları yaşam beklentisinin artması ve  doğurganlık oranlarının düşmesidir. . Dünya sağlık örgütü (WHO) 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranını yaşlılık göstergesi olarak almış. Birleşmiş Milletler 60 yaş üstü, başka kaynaklar 50 yaş üstü yaşlıdır diyor. Ölçüler farklı olsa da değişmeyen bir gerçek insan nüfusunun gittikçe yaşlandığıdır.

#​Hayrettin Karaman
#Yusuf Kaplan
#Özlem Albayrak
#Hasan Öztürk
#Ahmet Ulusoy
7 yıl önce