Nasihatname'nin dünyada hakim kültürün yapı sökümü temrini olduğunu dile getiren Alatlı, Batı kültürünün kadim kodlarını çözümlemek suretiyle bugünün dünyasını anlaşılır kılmayı, böylece 21. yüzyıldaki serüvene avans sağlamayı umduğunu söyledi.
Arsız tüketim, sera etkisi, soykırım gibi problemlerle dünyanın taşlaştırıldığını aktaran Alatlı, "İnsanlık olan biteni kadermiş gibi, başka çaresi yokmuş gibi gözlemlemek zorunda bırakıldı. Böyle olmak zorunda değildi. Şer kural olmak zorunda değildir. 'Hayr' da kural olabilirdi. Misalen eğer bu dünyaya Amerikan değil, Osmanlı dünya görüşü hakim olsaydı, gezegen taşlaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmazdı." ifadelerini kullandı.
Dünyayı tek bir pencereden görmek sakattır
Katıldığı bir televizyon programında dile getirdiği "Okumuş olsaydık kargadan başka kuş, Shakespeare'den başka yazar tanımayacaktık." sözlerine de açıklık getiren Alatlı, kültürlerin insanlara en başta okuma yoluyla nakledildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Kültür, ders kitabı, müfredat, tiyatro, film gibi araçlarla, toplumsal değerlerin sürgit tekrar edilmesi esasına dayanır. Bu suretle yaşatılır. William Shakespeare için 'İngiliz kimliğini kavramlaştıran adam.' derler.
Şiddet, cinsellik, siyaset, iktidar kavgaları, ihanet hatta kara büyüye bakış açıları o günden bugüne taşındı. Değişiklikler marjinaldir. Diyeceğim, Shakespeare bize Hollywood ürünlerinin dayatıldığı gibi dayatılsaydı, Batı'da üretilenin dışında bir gerçekliğe sahip olmayacaktık. Oysa dünyayı tek bir pencereden görmek sakattır. Programda söylediğim de budur."
- Alev Alatlı, Türkiye'nin bugün içerisinde bulunduğu durumu Rönesans dönemine benzeterek, "Rönesans, bağnaz Papalık ile Galileo, Kepler, Newton gibi bilim adamlarının arasındaki dünya görüşü kavgasıdır ve büyük çoğunlukla ölümüne kavga olmuştur." dedi.
Rönesans'ın süreç içinde yaşayanlar açısından derin bir mutsuzluk duygusu, hatta korku ve öfke yarattığı tespitinde bulunan Alatlı, "Hayli gecikmiş bir Rönesans yaşıyoruz. Bir ucu Vahhabilerde diğeri mesela Siborglarda (biyolojik veya yapay varlık) ya da yapay zekada olan çağdaş sürecin Türkiye insanını yormaması mümkün değildir. Gerilmeden yaşamayı dileyenler, dünyanın kendi öngördükleri yörüngelerden çıkmasını istemeyen statükoculardır ki, zaten mümkün de değildir. Onun için sakin olmak lazım." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de statüko değişiyor
Yazar Alatlı, Türkiye'de statükonun değişiminden kaynaklanan gerilimi sağlıklı bulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: