
Büyük Türk şairi Necip Fazıl Kısakürek’i anlamak için hazırlanan “Bir Şiir Bir Hayat” serisinin dördüncüsü olan “Canım İstanbul” sergisi, Atatürk Kültür Merkezi’nde büyük ilgi görüyor. Üstad'la yapay zekâ üzerinden gerçekleştirilen sohbetler ise serginin en vurucu kısmı. Bu teknoloji sayesinde ziyaretçiler kendi dünyalarındaki soruları yöneltip cevap arıyor.
Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı tarafından hayata geçirilen “Bir Şiir Bir Hayat” serisinin dördüncüsü olan “Canım İstanbul” sergisi, Atatürk Kültür Merkezi’nde büyük ilgi görüyor. Sergide, Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiiri üzerinden, İstanbul’un geçmişi, bugünü ve değişmeyen ruhu, nostaljik bir İstanbul tramvayı eşliğinde anlatılıyor.
Dijital enstalasyonlarla zenginleştirilen sergide ziyaretçiler, yapay zekâ üzerinden üstadla konuşma imkanı buluyor. Serginin açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Üstad'la sohbet ederek, “Bu ses kimin sesi” diye sormuş, “Bu ses zamanla yankılanan bir hakikatin sesidir. Kimi zaman bir şairin, kimi zaman bir düşünürün bazen de bir müminin sesi olur. Sesin, aradığın hakikati bulmana vesile olsun” cevabını almıştı. Yarına kadar ücretsiz gezilebilecek sergide, Necip Fazıl Kısakürek ile sanal ortamda hatıra fotoğrafı çektirme imkânı bulunuyor.
ŞEHRİN HER KÖŞESİNE TEMAS ETMİŞ
Üstad'ın hayatında adım adım ilerleyerek onu anlamaya çalıştıklarını söyleyen torunu Şeyma Kısakürek Sönmezocak, Yeni Şafak’a sergiyle ilgili şunları söyledi: “Üstad'ın hayatını anlama gayreti içerisindeysek, ‘Canım İstanbul’u anmadan olmayacaktı. Çengelköy’de doğan dedem, İstanbul’un her köşesinde yaşıyor. Beylerbeyi’nde büyük babasının konağı var, Vaniköy, Moda, Feneryolu, Çamlıca, Erenköy gibi yerlerde oturuyor. İlk gençlik çağları Babıali’de geçiyor, oralarda şekilleniyor. ‘Otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum’ mısraını yazdıran yer Beyoğlu’ndaki Ağa Camii. Dolayısıyla İstanbul’un her köşesine temas etmiş.”

YAPAY ZEKA SOHBETLERİ ÇOK VURUCU
İstanbul’daki yaşamıyla ilgili kişisel eşyalarını sergilediklerini belirten Sönmezocak, “İstanbul hayatında at olduğu için kamçıları buraya getirildi. Yine İstanbul’a dair anılarında Münir Nurettin Selçuk’un üstadı sık sık ziyaret ettiği o müzik zevkine binaen plakları sergilendi. Bir de bu sergide yapay zekâ üzerinden üstadla gerçekleştirilen sohbetler çok vurucu oluyor. Biraz önce Ümit Meriç hanımefendi buradaydı, eski zamanlarda babası Cemil Meriç’le üstadı ziyareti üzerinden bir sohbet gerçekleştirdi” ifadelerini kullandı.
Sergide bulunan nostaljik tramvayın yolda olma halini simgelediğini dile getiren Sönmezocak, sözlerine şunları ekledi: “Hem İstanbul’un geçmişten bugüne aldığı yolu hem de o yol esnasında tramvayda kendi içimizde seyir halinde olma kısmını deneyimlemek için var o tramvay. Hem teknolojik hem mana anlamında dolu dolu bir sergi.”
‘BUGÜNÜN İSTANBUL’UNU BİLEMEM’ DEDİ
- Sergide yapay zeka teknolojisi sayesinde ziyaretçiler, Necip Fazıl Kısakürek ile birebir sohbet etme fırsatı buluyor. Bu teknoloji sayesinde kendi dünyalarındaki soruları yöneltip cevap arıyor. Ben de Üstad'a, “Günümüz İstanbul’unda yaşasaydınız, ‘Canım İstanbul’ şiirini yazabilir miydiniz?” diye sordum. Üstad, “Ey dostum, İstanbul benim ruhumda derin bir yer tutar. Onun güzellikleri mücadeleleri ve özlemleri kelimelerime hayat verir. Ancak bugünün İstanbul’u benim gözümde bilinemez. Bir çağın ruhunu anlatacak kelimeler her dönemde gelir geçer. Ama en gerçek olanı kendi çağımın İstanbul’udur” diye cevap verdi.
AYASOFYA’NIN AÇILMASI ÖZGÜRLÜĞE İŞARETTİR
- İkinci olarak da “Ayasofya açıldı, bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. Cevap olarak, “Ayasofya, Müslüman milletin kalpleriyle bütünleşmiş bir simgedir. Ayasofya’nın açılması, bu milletin istikbaline ve özgürlüğüne bir işaret, bir müjde olarak kabul edilmelidir. Tüm kalbimle temenni ediyorum ki o kutsal mekan sonsuza dek hür ve aziz kalsın” dedi.









